1 Eylül 2013 Pazar

Yaz Tatilimizin Deniz Sefaları


* Dikkat! Bu Yazı Deniz Kenarı Fotoğrafları İçerir... :)


*Fotoğraf Kağan Efe'nin denize gitmek ile gitmemek arasındaki kararsızlığı esnasında çekilmiştir. Sonuç, bir yere kadar gidebildi. :)

Ne zamandır böyle bir yazı yazmayı planlıyordum, bugüne kısmet oldu. Bugün, Yaz Tatilimizin Deniz Sefaları nasıl geçti? içerikli bir yazı yazmak istedim. İyi okumalar diliyorum...



Dün sabah tatilimizin son deniz faslını gerçekleştirdik ve bu yazın deniz sefalarını bitirmiş olduk... Tatilin bitimine de son 1 günümüz kaldı. Ve dün evde toparlanma aşamaları başladı... Yukarıdaki fotoğraf, dün sabah deniz kenarından... :)

Deniz iyi geldi hem ruhuma, hem bedenime. Sağlığımda toparlanmalar var... Haziran'da kaybettiğim ayağımın üzerine basma yetim, şükür ki denizdeki hareketlerim sayesinde yerine gelmeye başladı burada. Ama dönmemiz gerek artık, fizik tedaviye de ihtiyacım var. Umarım durumum eve döndükten sonra da fizyoterapi ile pekişecek ve bu kış daha iyi geçecek... :)



Deniz Sefalarında, çoğunlukla deniz sonrasında ama bazen de deniz öncesinde yapılan kitap keyiflerim vardı. Ve tadına doyamadım doğrusu. Genellikle dalgalar rahatsız etmeye başladığında denizden çıkartırdı babam beni ve oturur kitabıma sarılırdım. Deniz içerisinde iken dalgayı sevmem ben, hem tat almam hem de korkarım. Ama dışarıda iken o dalgaları seyretmek öylesine hoşuma gider ki... :)

Kısacası resimdeki gibi, kitap sefaları ara ara deniz dalgalarına bakıp düşünerek geçti. Çok güzeldi... :) Büyük eksiklik hissetmeyeceğim evimizin önünde deniz olduğu için. Ama sahildeki kadar da yakın olamayacağım...


Kitaptan başımı kaldırıp babama poz verdiğim sırada bu da, saçlarım uzun iken. Bu hafta sonunda saçlarımı kestirdim, aşağıdaki fotoğraflarda kısa saçlı hallerimde var. 

 Ayrıca bu ikinci fotoğraf ile beraber Akülü Sandalye'de ilk fotoğraflarımı çekinmiş bulunuyorum. Bu konuyla ilgili hislerimi Bursa'ya dönünce yazarım inşallah. :)




Bir okuma esnası görüntüsü. Kayıp Yüzyılın Prensesi'ni okuma esnasında ara verdiğim zaman çekilen fotoğraf...



Kayıp Yüzyılın Prensesi, Deniz kenarında biten bir kitap oldu. Severek ve yine Kahraman Tazeoğlu'nun cümlelerine hayran kalarak okuduğum bir kitap oldu kendisi. Ve Kağan'ı da içine alarak çektiğim bu resim karesi, en sevdiğim deniz kenarı fotoğrafı oldu. :)) 

Diğer deniz kenarında okuduğum kitaplar, Ekim Yağmurları- Serdar Özkan ve Kelebek Ve İnsanlar- Üstün Dökmen kitaplarıydı...




Yukarıdaki uzun saçlı hallerimi biliyordunuz. Bu Salı günü kestirdiğim saçlarımla bir keyif esnası görüntüsü bu da, birkaç gün öncesi yani. Bu kestirdiğim en kısa saç oldu, küçüklüğümde kestirdiğimiz bebe kesimi saçımdan sonra... :) Yakışmış mı sizce? Ben çok içime sinerek kestirdim ve yakıştırdım da... :)


*Bu resim Google Görsellerden. 

Aslında istediğim bu tarz birşeydi, önleri de uzun olacaktı. Ancak ben yan kahkül de isteyince biraz önler kısa oldu. Önler uzayınca büyük ihtimal böyle olacak zaten dedik. Ama boyunu böyle istiyordum bir süredir ve kestirdim. İçime sindi, kökü de bende yine uzar zaten hayırlısıyla. Meg Ryan sevdiğim yabancı bayan oyunculardan biri. Hem güzel hem de seksi gelir kendisi bana. Ve kısa saçın en çok yakıştığı ünlülerden biri bence... 


Kısa saçımla deniz kenarında çekildiğim bir diğer fotoğrafım bu da. Simamın değiştiğini gözlemleyebiliyorum bende. Annemler elin yüzün açıldı diyorlar, epeydir kestir deyip duruyorlardı da... :) Bende uzun zamandır kestirmeyi istiyordum, ama ancak zamanı geldi. Elden gelen birşey yoktu yani.


Bu da deniz kenarında başladığım ve şimdi okuduğum kitap. Klasiklerden yana önyargılılardanım biraz, birkaç kitap okuyup ancak birkaçını beğenmişimdir çünkü. Ama bu bayramda 3 al 2 öde klasik kitaplar kampanyasında dikkatimi çeken kitaplardan biri oldu bu. İçimden bir his beni yanıltmayacak diyor... Bakalım hayırlısı. :)



Deniz kenarında çekmekten hoşlandığım fotoğraflardan biri deniz dalgalarını yakalamak, diğeri ise Kağan Efe'nin deniz kenarında ve suda oynar, sandalyede ya da havlu üstünde keyif yapar hallerini yakalamaktı. :) 

Şüphesiz deniz kenarındaki en güzel fotoğraf kareleri Kağan'ın olduğu karelerdi. Hele annem ve babamla oynarken ki halleri de bir başkaydı...:) (Maşallah her birine)


Kağan demişken, annesiyle ve annanne ve dedesiyle çekilmiş fotoğraflarını koymamak olmaz. Bu Anne-Oğul, deniz kenarı fotoğrafları. :) 


Bu Dede-Torun ilk denize girdiklerinde suyla oynarken. Fotoğraf karesini yakalama işi annemden... :)



Bu fotoğraf karesini yakalama işi ise babamdan. Ben o gün denize gitmemiştim. Zaten annemler de plaj araştırma işlemi için gitmişlerdi o gün. Ama çekilen resimleri kıskandım doğrusu, süper pozlar var cidden. :)


Ve bu da dünden, Annem Kağan ve ben... :) Güneş gözümüze geldiği için garip bir fotoğraf olmuş, annemle benim gözler kısık. Ama yine de birarada olduğumuz için önemi yok gözlerin ve yüzümüzün kısılmış halde çıkmasının... :)


Deniz Kenarı Sefalarına ait diyeceklerim bu kadar işte. 



Kısacası deniz kenarı anlarını güzel değerlendirdiğimi düşünüyorum; Kitap okudum, Kağan'ın güzel karelerini yakalamaya uğraştım, dalgaları izledim, birçok engelli dostumla tanıştım... Ablam burada iken de; nefis midye dolmalar yedik (kendisine bayılırım, epeydir yemiyordum), Çekirdek çitledik, küçük çaplı su savaşları yaptık ve ablamla yüzmeyi özlediğimi farkederek ablamla da deniz sefalarımızın tadını çıkardık. :)


Tatil güzeldi esasında, ama deniz sefaları ayrı güzeldi. Deniz kenarında okuma yapmayı ve dalgaları izlemeyi özleyeceğim. Ama dediğim gibi çok aramayacağım, balkonumuz denize karşı ne olsa...

Okuduğunuz için teşekkür ederim, Sevgilerimle... :)

4 yorum:

  1. Güzel bir tatil yapmanıza sevindim. Mutlu bir gelecek sizin olsun. Kitaplara gelince takılıyorum. Martin Eden mükemmel bir kitaptır. Jack London'ın belki de en önemli 5 kitabından biridir. Bir anlamda yazarın hayat hikayesinin bir paraleli kabul edilir. Sonu itibariyle London'ın kendi ölümünü öngörmesi sayılmaktadır. Kitabı blogda değerlendireceğinizi düşünüyorum. Sevgiler, saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Bende Kitabı beğeneceğimi düşünüyorum. Ancak Jack London'ı yeni tanıyorum daha, endişe duymam normal gibi geliyor bana. İlk aldığımdan sonra araştırdım da kitabı alıp eve geldiğimde, değerlendirmesi çoğunlukla iyi. Ama her kitap herkeste aynı etkiyi bırakmayabiliyor, endişem o yüzden biraz da. Kitabı bloğumda değerlendirmeyi düşünüyorum bende. Tekrar teşekkür ederim, sevgiler saygılar...

      Sil
  2. Nasıl kıydınız o güzelim saçlara ama çok yakışmış gerçekten

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Evet bende zorlandım saçlarıma kıymaya. Ama biraz rahatlamam şarttı. Epey uzamıştı ve bakımı zor oluyordu bu sıra. :) Yine kökü bende uzar yakın zamanda... :) Tekrar teşekkür ederim, sevgilerimle. :)

      Sil

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...