3 Kasım 2012 Cumartesi

Bu Bir One Tree Hill Yazısıdır





Gecikmiş bir yazı aslında bu, bir One Tree Hill yazısı...

One Tree Hill; 9 sezon sürdüğüne üzüldüğüm bir yabancı gençlik dizisi... Peyton, Lucas, Nathan, Haley, Brooke ve nice güzel oyuncuların oynadığı, enfes müziklerin her bölüm yer aldığı, beni kendisine bağımlı yapan bir dizi...

Lise'de başladı bu diziye tutkunluğum. Ama 7.sezonda kalmıştım ki, Üniversite'ye gidince maalesef diziyi yarım bırakmak zorunda kaldım. Tatillerde kendi şehrimde vakit buldukça 1-2 bölüm izlemeye fırsat bulabildim, o kadar...

Sonucunda bu sene yazın tatilden eve döndükten sonra bitirdim. Ve evet bu yazı baya gecikti dediğim gibi... :)


Resimdekiler dizinin başrol oyuncuları (Soldan Sağa); Haley, Nathan, Brooke, Lucas ve Peyton


Tree Hill Kasabasında yaşayan 5 genci ve hayatlarını oynayan, üst resimdeki oyuncular. Dizi bu 5 oyuncu ile başlıyor 3 veya 4. sezondan sonraydı sanırım, Soldan iki oyuncu (Lucas ve Peyton) diziden ayrılıyor.

Dizinin konusuna gelince; Tree Hill kasabasında aynı babadan(Dan Scott) ayrı uçlarda yaşayan iki kardeşi konu alarak başlıyor dizi,  Lucas ve Nathan... İkisi de basketbol tutkunu gençler. Ancak Lucas'ın annesi Dan Scott'ın lise aşkı, Nathan'ın annesi de üniversite aşkı ve karısıdır... Sanırım anlatabildim. :)

İşte konu buradan yola çıkıyor. İkisi de birbirini kardeş olarak bilse de kabul edememiş iki gencin başrolleriyle başlıyor dizi. Lise'de başlıyor ilk sezon. Lise aşklarını, o aşkların karmaşıklıklarını anlatıyor. Ve tabii Lucas ile Nathan'ın basketbol ile karşılaşmaları da oluyor, ki bundan da ayrı bir zevk alıyorsunuz...

Dan Scott'ın bencilliği ile zamanında hırçınlaşmış olan Nathan, Lucas'ın sevgilisine aşık olmasına hırslanıp Lucas'ın arkadaşına (Haley James'a) yakınlaşınca işler daha güzel yol alıyor. Haley ile Nathan aşkı da doğunca, Nathan'ın hırçınlığı yerini sakinliğe ve huzura bırakıyor. (Nathan'ın hırçınlığı da sakinliği de kendisine hayran bırakacak cinsten tabii.) :)

Sonrasında kardeş olduklarını kabul etseler de onları hayat sınavı yalnız bırakmıyor. Bir sürü sınavdan geçiyorlar... Dan Scott'ın bencilliği, hayatın aşklarını sınaması, ve daha nicesi... 

Çok konuştuysam kusura bakmayın. Anlatabildiğim kadar özet yapmaya uğraştım. Dizi o kadar çok etkisi altına aldı ki beni, çok konuşuyorum bende böyle işte. :) 


One Tree Hill dizisi benim için bir efsane olarak kalacak bu kesin. Müzikleriyle, verdiği hayat dersleriyle örtüşüyor hayatta yaşanılanlar ve yaşayabileceklerimiz.

Peyton ile Lucas ikilisinin diziden ayrılmasından sonra, birçoğu gibi "Daha bu dizi izlenmez." dememe rağmen daha da tutuldum yeni karakterler ile ve her bölümdeki güzel müziklerin akışıyla... Tam bölüm bitmek üzereyken, önemli bir sahnede çalan hüzünlü bir müzik boğazınızda bir yumru gibi kalıyor, donup kalıyorsunuz. Veya güzel bir kavuşmayı anlatan sahneye öyle bir müzik yerleştiriyorlar ki oradaki mutluluğu oradaymış gibi hissediyorsunuz...

Ve böyle güzel diziler olunca, mest oluyor insan. Çünkü hayatın tüm koşuşturmasından kaçtığınız yer olarak görüyoruz dizileri, bu bir gerçek. Bizimde böyle gençlik dizilerimiz bulunmakta, ama bu sıralar azınlıkta. (Bir ara Türk Gençlik Dizilerine de ayrı bir yazı açacağım.) 

Biz gençlik dizileri ile büyüdük, ve bundan rahatsızlık duymayan bir nesildik... Gençlik dizileri kötü ile iyiyi o çağlarımızda ailemizden sonra bize öğretenler arasındaydı. Şimdi onların eksikliklerini yabancı dizileri takip ederek gideriyor birkaçımız... Çünkü hangi yaşta olursanız olun, sizden kişilerin aynılığını veya aykırılığını izlemek hoşumuza gidiyor.


7. 8. ve 9. sezon tanıtım resmi...

Son olarak One Tree Hill'in, bazı gençlik dizileri gibi eskilerin Dallas'ı kadar içimde yerinin bulunduğunu söylemeyi bir borç bilirim. Yeni müziklerle tanışmak ve biraz da gençlik dizisi izleyerek hayata dair fikirleri dinlemek isterseniz, One Tree Hill'i izlemenizi öneririm... :)

Yazımı dizinin 8. sezonunda üst resimde bulunan, 4. sıradaki Julian Baker'in söylediği bir sözle bitirmek istiyorum. (8.Sezon 8.Bölüm)

Mutluluk bir mod, bir durum. Bir hedef değil.
Aç olmaktan yorulmak gibi bir his.
Bir süreklilik değil, gelir ve gider. Hepsi bu.
Bunu kabullendiğimizde mutluluğu normalden fazla bulacağız... :)

Julian Baker (Austin Nichols)


Ne kadar güzel konuşmuş değil mi Julian Baker? Ağzın bal yesin Julian Baker... :)

Yazımı sonuna kadar okuduysanız, diziyi bilseniz de bilmeseniz de, diziye duyduğum hayranlığıma gösterdiğiniz sabıra minnettarım... :) Sevgilerimle...

9 yorum:

  1. Kesinlikle benim içinde efsane olan dizilerdendir.. Peyton'un muhteşem müzik arşivi, Haley'in şarkıları.. Hepsi çok güzeldi. Ancak ben 7. sezondan sonra keyif alamamaya başladım bir süre ara verdim tekrar döndüm.. Diziden Peyton ve Lucas hiç çıkmasaydı daha mı iyi olurdu acaba diye düşünmeden edemedim.. Genede izlenmesi gereken dizilerden..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. One Tree Hill sever biriyle karşılaştığıma çok memnun oldum. :) Gerçekten efsane oldu çıktı benim için bu dizi. Diziden Peyton ve Lucas çıktıktan sonra bende öyle demiştim de, sonrasındaki oyuncu düzenini ve konu bütünlüğünü güzel tutturduklarını düşünüyorum. En azından bastıra bastıra kavuşturamadıkları Türk dizilerinin aşıkları gibi değildi. Belki de filmin en güzel yanlarından biri de buydu... :) Dediğiniz gibi izlenmesi gereken bir dizi. Bir kez daha şans verin bence, söylenen sözler ve müziklerin akışı, oyuncuların duruluğuyla güzel bir boyut oluşturmuştu. Yazdığınız için teşekkür ederim. Çok mutlu oldum. Sevgilerimle... :)

      Sil
  2. Ben de bu diziye hayranım.Özellikle Brooke ve Jamie'nin arabada olduğu o sıradada Ian'ın gelip onlara çarptığı bölüm beni bitirdi.Sara'nın Clay ve Quinn'i vurduğu bölüm de öyle,neyse kısa keseyim :D Başka fanlar olduğuna sevindim.İyiki yazmışsın.Ama izlediğim bir diziyi paylaşamıyorum o da bir gerçek. Herneyse sıktıysam pardon :) :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sıkılmak mı, konuşmaktan sıkılmadığım bir dizi oldu benim hayatımda One Tree Hill... :) Yabancı dizilerde benim için birincilerdendir kendisi, diğeri de tabii ki Frends dizisi... Asıl ben çok sevindim, bir One Tree Hill fanı ile daha tanıştığıma. Memnun oldum. :D

      Sıkmak gibi olmasın ama benim de ekleyeceklerim var; Brooke ile Julian'da ve Nathan ile Haley favori çiftlerimdi benim de. :) Jamie ve Brooke'un arabada kaldığı sahneler sonrası Julian'ın kurtarış sahnesi de efsaneydi ama. :D

      Bir de her ne kadar sıksa da, strese soksa da, ayrı bir hava katan Nathan ile Lucas'ın babaları da efsaneydi bence. Uzun uzun konuşabileceğimiz çok olay olan bir diziydi. "Ne de güzeldi, keşke bitmeseydi" dedirtir hala bana... =) Yorum yaptığınıza çok mutlu oldum, teşekkür ederim

      Sil
    2. Ben de bir Friends hayranıyım! Cok ortak noktamiz var gercekten! :)

      Sil
    3. Ah ne güzel, zevklerimiz birmiş demek :)

      Sil
  3. Yazınız harika! Bende sizin gibi lisede başlayıp üniversiteye girince ara vermek zorunda kalmıştım. Müzik, spor, edebiyat ve aşkı bu kadar güzel birleştiren bir diziye denk gelmemiştim daha önce, işte bu yüzden One Tree Hill çok özeldir.. O çalınan şarkılar, kitaplardan alınan harika alıntılar kesinlikle bu diziyi efsane yapıyor. The OC, 90210 vs. hiçbiri bana One Tree Hill'de aldığım tadı veremedi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, sizinde yorumunuz harika ve tamamıyla aynı düşüncelerdeyiz. Kendi dalinda 1 numaramdir bu dizi. One Tree Hill gibisi bir daha gelmez sanmiyorum da, en iyisi her sezon ve bölümünü depolamak ve istedikçe tekrar tekrar izlemek. :) Dediğiniz gibi. Aşkı edebiyatı müziği ve dostluğu bir arada ele alan böylesi diziye denk gelmedim ben. Yorumunuz için tekrar teşekkür ederim, benim gibi One Tree Hill severleri görmek çok hoş. :)

      Sil

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...