30 Nisan 2022 Cumartesi
Stant Günlükleri #3 - Son Hafta ve Tüm Ay Değerlendirmesi - #RamazanSenlikleri
29 Nisan 2022 Cuma
Stant Günlükleri #2 - İkinci Ve Üçüncü Hafta - #RamazanŞenlikleri
10 Nisan'dan 23 Nisan gününün de bulunduğu haftasonuna kadar olan zaman dilimini içeren iki haftalık Ramazan Şenliklerini anlatmaya geldim. :) Kendimce her hafta yazabilmeyi planlamıştım ama uzun zamandır bu kadar aktif bir ay geçirmediğimi ve bu yoğunluğa uyum sağlarken yazmaya vakit bulamayacağımı hesaba katmamışım... :)
Dün Ramazan Şenliklerinin yapıldığı alanda son stant günümdü. Planladığım üzere ben son haftayı ve tüm bir ayı bir sonraki yazımda yazıp değerlendireceğim. Şimdi sizinle ikinci ve üçüncü haftada neler yaptığımızı konuşalım... (:
Öncelikle ikinci hafta hala biraz acemi hissediyordum kendimi, ama hiç de oraya ait değilmişim gibi hissetmemeyi sürdürüp; aslında ne zamandır bekleneni gerçekleştirdiğimin huzuruyla başladı ikinci hafta. Tek ve en büyük sorunumuz hep havaların soğuk gitmesi oldu ki, ikinci hafta da ilk haftadan serin ve de bu açıdan biraz yorucu idi.
İkinci haftanın en güzel yanı, hem lise arkadaşım hem de sponsorum olan Ayşegülümün de iki gün benimle stant alanında olmasıydı. Nicedir içmek üzere ertelediğimiz kahveyi içmek de nasip oldu, telefondan çalışmalarımızın yanı sıra yan yana sahada çalışmak da... =) Daha niceleri nasip olacak, çünkü işimiz geçici bir heves değil; gerçek anlamda bizim hayatlarımıza nefes oldu...
Ayşegülümle tanıtımlarımızı yaptık, deneyimler kazanmayı sürdürdük. Sahada yapamadıklarımız veya yaptıklarımız değil de; edindiğimiz tecrübeler önemli idi. Bence iyi değerlendirdiğimizi düşünüyorum. Ayşegülümün olduğu ikinci akşam bir başka etkinlikte yer almak için, emekli bir öğretmenden teklif bile aldım. Mayıs ayında arayacaklar beni, tanışıp telefonlaştık ve de sözleştik. Umarım o gün de her şey çok güzel olur, bu kadar uzun soluklu olmayacak ama biliyorum ki bana kattıkları yine efsane olacak... =)
İkinci haftamda stantta daha fazla atik olmaya başladığımızı gördüm. Stantı açarken de, kapatırken de artık tecrübelerimizle hareket ediyorduk. Nasıl yapsak konuşmalarımız yerini, "şöyle yapalım, bunu böyle yapmıştık, bu böyle de güzel olur" gibi cümleler aldı. Sonra işin daha güzel yanıyla, insanlar bizi tanımaya ve de güvenmeye başladı. Çok kişi tanıdım, yüzüme baktıklarında selamlarının ardına sohbetlerini eklediler. Önümüzdeki yaz mevsiminde haftasonu akşamlarında sahilde olmayı planlıyoruz bir ablamla, o zamanlar tanıdığımız yüzlerin ve de edindiğimiz konuşma tecrübelerinin ekmeğini çok yiyeceğime inanıyor ve de hissediyorum resmen. Bu bahsettiklerimi ikinci ve de üçüncü haftada edindim...
Üçüncü haftamıza gelince; ciddi anlamda en çok arkadaşımı görüp ziyaretime gelenlerin sıklığının arttığı bir hafta oldu. Gelenlerin her birine öyle büyük teşekkürüm var ki; hani kendinizi çok derin bir yerde, ciddi bir başlangıcın içinde hissedersiniz ya, işte o zaman gördüğünüz kişiler çok önemlidir. Evet, gerek sahilde iken gerekse de şenlik alanında iken yanıma uğramak için hikayelerimi gözlemiş ve de yerimi keşfetmeye uğraşıp yanıma gelmiş kişilerin kıymeti çok büyük...
Şenlik alanında en az 10 arkadaşımı gördüm. Bizzat benim için gelenler de vardı, benim için gelmese bile şenlik alanına gelmeyi aklına koyup beni görmeye uğraşanlar.. Teşekkür ederim Rabbime, hayatımdaki şu anların kıymetini anlamak için verdiği farkındalığıma. Bu bir farkındalık bence, ben sevildiğimi ve değerli olduğumu hissediyorum. Hissettirenler sadece bir aracı biraz da, Rabbim emeklerimin karşılığını böyle güzelliklerle veriyor.
Yanıma gelen uğrayan her bir kişiyi, onların bana verdiği değer ölçüsünde kıymetli görüyorum. Çünkü bir basit merhaba, bir basit "seni görmek güzel" kelime ve cümleleri insana kendini "yaptığına değdiğini" düşündürüyor. Yediğim soğuklardan sebep bazı gecelerde ısınamadığım için uyuyamadığıma da değdi, bir iki gece soğuk ıssırması sebepli üşüdüğümü ve de yandığımı anlamadığım gecelerin ardından yorgun hissetmelerime de.. =)
Üçüncü hafta gidemediğim 4 günlük yağmurlu gün ile başlamıştı bu arada. Bir önceki hafta pazar gününden başlayıp Perşembe gününe kadar stant alanına uğrayamadığım bir hafta başladı.. Yağmurlu günlerde gelenler olmadığı için ve epey zorlu geçtiği için gitmemeyi tercih ettim. Çarşamba gününün akşamında bunu bilen eğitim aldığımız Burhan Demir ile canlı yayın deneyimimim gerçekleşti böylece.
İlk canlı deneyimim başlarken heyecanlı, sonrasında oldukça rahat idi. Kendimi, deneyimlerimi ve işimi nasıl hayatıma entegre ettiğimi anlattım. Instagram kullanım tecrübelerimizi ve soru cevaplarla eksiklerimizi konuştuk.. Bu yazımla bir kez daha teşekkür ederim Burhan beye ve eğitim serüvenimize öncülük edenlerime... :))
23 Nisan 2022 Cumartesi gününe gelince, o gün çok özlediğim üzere yeniden Sahilde idim. Üçüncü haftanın son günü idi... Malum 2 Nisan 2022 Cumartesi günü başlamıştık bu stant açma meselesine. Üçüncü haftanın son günü sahildeki bayram etkinliklerinin çok az ötesinde aldık yerimizi, Ayten ablamla yan yana masalarımızda! =) Yazın beraber stant açmalarımızı da o gün konuştuk planladık işte... Gündüzü güneşli bir gün, akşamı ise çok fazla deniz serinliği yediğim bir akşam idi. Ama Duman konserini dinleyip izlediğimize fazlasıyla değdi... =)
O gün sahil ve sokaklar öylesine kalabalık idi ki, daha fazla satış ve de ilgili insan toplayabilirim diye düşünmüştüm ama düşündüğüm kadar olmadı. Varsın olsun, değdi diyorum ya her şeye. Sahilde olmayı bile öyle çok özlemişim yani!
Stantımdan elim boş dönmedim yine; kendimi tanıtabilmek de, arkadaşlarımla görüşmek de, satış yapmak da o konsere odaklı kalabalığa rağmen gerçekleşti ya... :))
O günün toplanması, o kalabalıkta elimizde konser alanının içine girip bağıra bağıra sahneye tekrar çıkan Duman grubu ile 3 şarkı daha dinledik ve söyledik.
Konser zamanları bizim sahilimiz ve onun yakın sokakları acayip kalabalık oluyor, bu sebeple ablam arabayı sahilin çok ötesine park etmek durumunda kalmıştı. Ben kucağımda iki kutu ile sürdüm akülü sandalyemi. Kağanımın elinde bir kutu, ablamın elinde katlanır sandalye ve masa... Sahilin yarısını böyle gittik, biraz zorlu ve çokça komik idi. Sonucunda çok güzel bir şekilde anılacak bir gecenin sonu bize kaldı... =)
İlk üç hafta deli dehşet alışma evresi idi.
Kimi zaman üşüdüm, kimi zaman soğuğa rağmen hissetmedim.
İş aşkı deyin, sosyalleşme özlemi deyin. Normal zamanda asla dayanamayacağım soguklara, vücudum beklemediğim şekilde dayanıklı davrandı. Şükrettim..
En zor geçen 23 Nisan gecesi idi, deniz havası uzun zaman sonra rastlaşınca çok çarptı. Baş, boyun, sırt ve bel ağrısıyla atlattım geceyi.
Ağrı kesici ile yattım, yorgunluğuma rağmen uyuyamadım. Ama tek bir anından pişman değilim. İsteyen herkese böyle yaşanmışlıklar dilerim... :)
Sevgiler...
12 Nisan 2022 Salı
Stant Günlükleri #1 - İlk Yedi Gün - Ramazan Şenlikleri 2022
Ramazanın başlangıç günü (02.04.2022- Cumartesi) ile beraber Ramazan Şenliklerinde stant açmaya başladım. Öncesinde; "Olur mu olmaz mı? Nasıl olur, durabilir miyim? Satabilir miyim, zarar mı ederim? Ah her ne olursa olsun, bu deneyimi yaşayayım Allahım; çünkü çok istiyorum!" düşünceleriyle bir ramazan geldi ki, evlere şenlik... :)
Hal böyle olunca "Stant Günlükleri" diye Ramazan boyunca yazmaya çalışacağım bir yazı dizim başladı... İyi okumalar dilerim.
Pandemi başladı başlayalı en aktif dönemimi yaşıyorum. Hafta boyunca neredeyse her gün dışarıda olduğum bir hafta geçirdim Bir tek 6. gün olan Perşembe günü yağmurlu ve şimşekli hava dolayısıyla gidemedim, ki o gün bir ben değil diğer esnaf arkadaşlarım da gidememiş! :)
İnanabiliyor musunuz, benim esnaf arkadaşlarım var! Abilerim, ablalarım ve de kardeşlerim. Yeni bir ortam kurmak ve de bunun keyfini çıkarmak çok eğlenceli. İyi ki ilk başta yazdığım sorularla dolu düşüncelerimi es geçip, görmezden ve de duymazdan gelip cesaretimi zırh gibi kuşanıp; "istediğimi yapmak için, yapamasam bile denemeden pes etmeyeceğim." demişim!
Bugün bu yazımda ilk 7 günü anlatıyorum, geçtiğimiz Cuma günü(09.02.2022)'ne kadar olan kısmı. Çünkü esasında hayal ettiğim iki üç gün öncesine yetiştirebilmekti ama olmadı. Önümüzdeki Cuma veya Cumartesi gününe de bulunduğum haftayı anlatacağım sizlere. Bu hafta neler oldu diyerekten. Ramazan bitene kadar güzel bir seri olacak ve her açtığımda şu anki "mutlu ve tam hissedişlerimi" daha net hatırlayacağım böylece... :)
Üst kolajda ilk günümün fotoğrafları var; deneyimsiz, çok fazla heyecanlı ve utansam da cesaretimi kuşanmış bir ben. O gün kimlere kimlere fiyat verirken nasıl çekindiğimi çok net hatırlıyorum. :) Halbuki biz bu işi yaparken de çok sıklıkla birbirimize şunu deriz, "birileri işine gittiği için ve para kazandığı için, esnaflar dükkanını açtığı için utanıyor mu?" Cevap net, utanmıyor veya utansa da fayda etmiyor öyle değil mi? Her birimiz çalışmak ve de kendini gerçekleştirmek zorunda. Ben bu duruma böyle bakıyorum, üzgünüm. Dipnotumu da geçmek istiyorum;
Bundan tam 10 sene öncesinde hastalığımda geçirdiğim atak sebebiyle, arkadaşlarım gibi çalışacak olduğum yaşta hayallerimi ertelemek durumunda kaldım. Yıllar içinde ertelediğimi sandığım hayallerimden vazgeçmem gerektiğini de anladım. Hayalini kurduğum gibi aktif iş hayatında yer alamayacağımı; tuvalet, hareket kısıtlılığı ve yorulma gibi sıkıntılarla başetmemizin çok zor olduğunu kabullenmesi güçtü. İş hayatında bana göre iş saatleri ve şartları da bulunmuyordu. 2 sene kadar öncesine kadar, "artık belki de hiç olmaz!" dediğim noktada hayat bana "herkesin hayat sürecinin farklı olduğunu öğretti... =)
Gelelim günümüze; şimdi ben sanki 10 sene önce okulumdan mezun olmuşum da, bu işe atılmışım gibi hissediyorum. Bana uygun bir iş hayatı hakim şu an. Akşamları stant alanımdayım, tuvalet problemim de hareketsizliğimden sebep yorgunluğum da sorun olmuyor benim için. Yaklaşık 7 gibi Ramazan Şenliklerinin olduğu alanda oluyoruz. Standımı kuruyor annem babam ablam ve Kağanım, yanımda kim olabiliyorsa. İşte o andan sonra geçiyorum işimin başına. Satışımı da yapıyorum, tanıtımımı da.
Havaların soğuk olması sebebiyle etkinlikler 22.30'da bitiyor zaten. Toplanıp evimize dönüyorum... Akşamları çalışıyorum, eve gelip dinleniyorum. Gündüzlerim de tedavilerim ve dinlenmelerim için benim, geceleri kafam daha rahat. Çünkü hayal ettiğim, sabırla beklediğim ve sabrımın sonunun selamet olduğu günler benimle! :)
(Kendimi doğruca anlatabildim değil mi? İşte birçok yazımı bu anlatımımı tam yapabilmek için erteliyorum! Haklıyım de mi?)
Peki Nasıl Geçiyor Dersek; Günden Güne Gelişerek ve Öğrenerek Geçiriyorum Günlerimi. Bir Ablamın Da Dediği Gibi (Sema Ablacım Selamlar), Saha Beni Pişiriyor!
Kolajda da göründüğü gibi, ilk üç günlük değişim bile çok şey anlatıyor...
İlk gün bir tek masa ve kutuların üzerinde kitaplarımı sergilediğim deneyimsizliğimden, eksiklerimi tamamlayarak devam ettiğim üzere; 3. günden itibaren 3 adet standım var. Bu hafta daha da geliştirmeler yapacağını söylüyor babam. Çünkü planladığımız üzere haftasonları ablam ve annemle beraber gidiyoruz, haftaiçi akşamları da babamla beraber. Kağanım ise Ramazan Şenliklerine gittiğim her gün benimle. :) (Kurban olsun teyzesii <3)
İlk günler netlikle kavrayamadığım şey şuydu, sanki fiyatlar konusunda ne dersem diyeyim herkes bana yüz çevirip gidecekmiş gibi hissettim.
Sonra düşündüm, onlar için ne olursa olsun bu benim standım ve ürünlerim. Ben ürünlerimin kalitesine ve o fiyatı hakettiğine inanmaz isem, onlar nasıl inansın? Ki benim inanmadığım gibi bir durum söz konusu değildi. Olay şuydu ki, internet üzerinden satış yaparken fiyat söylemek benim için hiç sorun değildi. Ama ilk defa evimde değil de, iki taraf olarak (satıcı ve müşteri) ortak alanda buluşup yüz yüze baktığımız alanda; bu durum benim için çok yabancı ve de tanımsız bir durumdu. Deneyimleyerek tanımladım şükür ki... :)) Benim sorunum ürünlerimin haketmediği mevzuu da değildi yani, yüz yüze iken birine fiyat vermek nasıl bir şey bilmiyordum. Deneyimledikçe, çok normal ve de gerekli bir durummuş; kavradım!
Utanma konusu çok mevzuu değildi aslında ama birilerini stantınla ilgilensin diye o gelmeden çağırmak, selam verirken irtibat kurmayı yeniden hatırlamak gibi bir durumum vardı... Yani gözledim ve keşfettim; birini gördüğünüzde "buyurun stantıma" demektense, "İyi akşamlar, hayırlı ramazanlar. İlgilenir misiniz, size ürünlerimi anlatabilirim. İhtiyaçlarınıza yönelik ürünlerimizi gösterebilirim." gibi cümleler daha gerekli ve de istenilene yönelikmiş. Bunların hepsini kişilerden aldığım geri dönüşler çerçevesinden de çok, "ben bir stanta nasıl davet almak isterdim" diye düşünerek tavır ve davranışlarıma dikkat ettim...
Zaman geçtikçe daha güzel olmaya devam etti, ediyor da... Dr. Clinic ürünlerim, kitaplarım ve örgülerimizle stantım dolmaya devam ediyor. İhtiyaca göre tanıtım araçlarımı da arttırıyorum. Soran da ilgilenen de, ürün alan da çok. İnsanların yüz yüze iletişimde bakış açıları daha değişken gerçekten. Yüzler gülüyorsa, sorularına doğru ve güzel cevaplar veriliyorsa; ilgilenme oranları doğrudan etkileniyor.. İşin en garip yanı sadece şurası, başlangıçta belediyenin ramazan şenlikleri kapsamında ücretsiz ikram stantlarına yönelip esnaflarla ilgilenmeme eğilimi vardı. Bu sanki bizleri cezalandırır gibiydi başlangıçta, bazıları bizi duymuyordu bile; yüzünü çevirerek gidiyorlardı önümüzden. Oysa birçoğumuz sadece tanıtım yapmak için bile oradaydık, benim gibi mesela. :)
Stantımı, firmam Dr. Clinic'i ve işimi, bir de kendimi gittikçe iyi anlatmaya başladığımın çok netlikle farkındayım ki Nisan çok güzel geçip gidecek. Oldu bile, oluyor bile. Dedim ya başlangıçta da, "olur mu"yu düşünürken en başta şimdi oldu ve dahasını konuşuyorum sizlerle... Çok şükür! Ürünlerimizin güzel olduğunun farkında olduğum kadar, bunun farkına varanları da gördüğüm bir hafta oldu geçen hafta. Ürünlerle ilgilenenler kadar, ürünlerimizden ve firmamızdan haberdar olanlar da var. Bazıları benim yaptığımı görerek, "Demek ki kazandırıyor." diyor. Ben kazandırmasa orada göğsümü gere gere durur muydum düşünmüyorum bile, her şey ortada imiş. Bunu bana söyledikleri için çok daha fazla mutlu oluyorum. İnsanın yaptığı işiyle övülmesi, övüldüğü kadar da "gurur duyulduğunun söylenmesi" mutluluktan
Kitaplarım mevzuuna gelince; ben hiçbir zaman kitaplarım konusunda "her okuduğum kitap kitaplığımda olsun!" diyen biri olamadım. Benim kitaplığımdan sürekli her sene 2-3 kez okullara ve kütüphanelere olmak üzere kitaplar çıkıyordu. Bu stant işi olunca, kenara satmak veya bağışlamak üzere ayırdığım ve bir o kadardan da fazla şimdiki evimize taşındık taşınalı kitaplık yapılmasını kutularında bekleyen kitaplarımı da ayırdım. Böylece kitap standıma da ilgi oldu. Kitap fiyatlarının ithalat masrafları gereğince arttığı bir dönemde, okunmuş kitaplara ilgi duyan kesim var. Stantta onlarla kitap sohbetlerimiz bile oluyor! Bu beni nasıl mesut ediyor bir bilseniz...
Bu hafta benden iki kitap alan bir çift bana hediye kitap bile getirecekmiş. Sohbetimiz sonrasında kitapların okuduğum Ay boyunca orada olduğumu öğrenince, "bir dahaki geldiklerimizden birinde hediye kitabımızla uğrayacağız o zaman." dediler. Kitap hediye etmeyi de almayı da çok severim, heyecanla hangi kitabı hediye edecekler merak ediyorum. :) Yani gördüğünüz üzere, şükür ki çok güzel vakit geçiriyorum...
Bahsetmek istediğim son bir mevzuu daha var; en önemlisi aslında, sosyalliğim ve yeğenimle geçirdiğim en kaliteli vakitlerden bir demet daha bu alanda geçiyor bu ay... Ben bu ay oldukça sosyalim! Arkadaşlarım oldu ve de akşamları sohbet edip dosdoğru olarak ilgilendiğim bir işim var. Kağanım haftanın 7 günü değişmeyen yanımdaki yardımcım ve eşlikçim, onunla çok eğleniyor ve bazen iki ortak gibi ters de düşüyoruz. =) Ama her defasında çok uzamadan mevzu anlaşıyoruz.
Kağanım evin içerisinde yaşı gereği birçok konuda olgun davranamayan ve sosyallik açısından da kiminle nasıl konuşacağını bilemeyen biri. Bulunamadığı sosyallik açısından o da... Pandemide kaç çocuk doğruca bir bağ kurabildi ki, tanıdıklarından ve güvendiklerinden başka? Çevre esnaf abla ve abilerimizden yardım gördükçe şaşırması ve mutlu olması beni benden alıyor resmen! "Çok yardımcı buradaki abi ablalar, ne güzel yardım ediyor ve bize davranıyorlar. Çok iyi insanlar." diyor. Sırf bu cümleleri söylemesine sebep olan şeyleri yaşamasına vesile olduğum için bile çok mutluyum dostlar! =) İyi ki diyorum, rabbime şükürlerimi sunup duruyorum...