12 Nisan 2022 Salı

Stant Günlükleri #1 - İlk Yedi Gün - Ramazan Şenlikleri 2022

 

Ramazanın başlangıç günü (02.04.2022- Cumartesi) ile beraber Ramazan Şenliklerinde stant açmaya başladım. Öncesinde; "Olur mu olmaz mı? Nasıl olur, durabilir miyim? Satabilir miyim, zarar mı ederim? Ah her ne olursa olsun, bu deneyimi yaşayayım Allahım; çünkü çok istiyorum!" düşünceleriyle bir ramazan geldi ki, evlere şenlik... :) 

Hal böyle olunca "Stant Günlükleri" diye Ramazan boyunca yazmaya çalışacağım bir yazı dizim başladı... İyi okumalar dilerim.


Pandemi başladı başlayalı en aktif dönemimi yaşıyorum. Hafta boyunca neredeyse her gün dışarıda olduğum bir hafta geçirdim Bir tek 6. gün olan Perşembe günü yağmurlu ve şimşekli hava dolayısıyla gidemedim, ki o gün bir ben değil diğer esnaf arkadaşlarım da gidememiş! :)

İnanabiliyor musunuz, benim esnaf arkadaşlarım var! Abilerim, ablalarım ve de kardeşlerim. Yeni bir ortam kurmak ve de bunun keyfini çıkarmak çok eğlenceli. İyi ki ilk başta yazdığım sorularla dolu düşüncelerimi es geçip, görmezden ve de duymazdan gelip cesaretimi zırh gibi kuşanıp; "istediğimi yapmak için, yapamasam bile denemeden pes etmeyeceğim." demişim!


Bugün bu yazımda ilk 7 günü anlatıyorum, geçtiğimiz Cuma günü(09.02.2022)'ne kadar olan kısmı. Çünkü esasında hayal ettiğim iki üç gün öncesine yetiştirebilmekti ama olmadı. Önümüzdeki Cuma veya Cumartesi gününe de bulunduğum haftayı anlatacağım sizlere. Bu hafta neler oldu diyerekten. Ramazan bitene kadar güzel bir seri olacak ve her açtığımda şu anki "mutlu ve tam hissedişlerimi" daha net hatırlayacağım böylece... :)

Üst kolajda ilk günümün fotoğrafları var; deneyimsiz, çok fazla heyecanlı ve utansam da cesaretimi kuşanmış bir ben. O gün kimlere kimlere fiyat verirken nasıl çekindiğimi çok net hatırlıyorum. :) Halbuki biz bu işi yaparken de çok sıklıkla birbirimize şunu deriz, "birileri işine gittiği için ve para kazandığı için, esnaflar dükkanını açtığı için utanıyor mu?" Cevap net, utanmıyor veya utansa da fayda etmiyor öyle değil mi? Her birimiz çalışmak ve de kendini gerçekleştirmek zorunda. Ben bu duruma böyle bakıyorum, üzgünüm. Dipnotumu da geçmek istiyorum;


Bundan tam 10 sene öncesinde hastalığımda geçirdiğim atak sebebiyle, arkadaşlarım gibi çalışacak olduğum yaşta hayallerimi ertelemek durumunda kaldım. Yıllar içinde ertelediğimi sandığım hayallerimden vazgeçmem gerektiğini de anladım. Hayalini kurduğum gibi aktif iş hayatında yer alamayacağımı; tuvalet, hareket kısıtlılığı ve yorulma gibi sıkıntılarla başetmemizin çok zor olduğunu kabullenmesi güçtü. İş hayatında bana göre iş saatleri ve şartları da bulunmuyordu. 2 sene kadar öncesine kadar, "artık belki de hiç olmaz!" dediğim noktada hayat bana "herkesin hayat sürecinin farklı olduğunu öğretti... =)


Gelelim günümüze; şimdi ben sanki 10 sene önce okulumdan mezun olmuşum da, bu işe atılmışım gibi hissediyorum. Bana uygun bir iş hayatı hakim şu an. Akşamları stant alanımdayım, tuvalet problemim de hareketsizliğimden sebep yorgunluğum da sorun olmuyor benim için. Yaklaşık 7 gibi Ramazan Şenliklerinin olduğu alanda oluyoruz. Standımı kuruyor annem babam ablam ve Kağanım, yanımda kim olabiliyorsa. İşte o andan sonra geçiyorum işimin başına. Satışımı da yapıyorum, tanıtımımı da. 

Havaların soğuk olması sebebiyle etkinlikler 22.30'da bitiyor zaten. Toplanıp evimize dönüyorum... Akşamları çalışıyorum, eve gelip dinleniyorum. Gündüzlerim de tedavilerim ve dinlenmelerim için benim, geceleri kafam daha rahat. Çünkü hayal ettiğim, sabırla beklediğim ve sabrımın sonunun selamet olduğu günler benimle! :) 

(Kendimi doğruca anlatabildim değil mi? İşte birçok yazımı bu anlatımımı tam yapabilmek için erteliyorum! Haklıyım de mi?) 


Peki Nasıl Geçiyor Dersek; Günden Güne Gelişerek ve Öğrenerek Geçiriyorum Günlerimi. Bir Ablamın Da Dediği Gibi (Sema Ablacım Selamlar), Saha Beni Pişiriyor!


Kolajda da göründüğü gibi, ilk üç günlük değişim bile çok şey anlatıyor... 

İlk gün bir tek masa ve kutuların üzerinde kitaplarımı sergilediğim deneyimsizliğimden, eksiklerimi tamamlayarak devam ettiğim üzere; 3. günden itibaren 3 adet standım var. Bu hafta daha da geliştirmeler yapacağını söylüyor babam. Çünkü planladığımız üzere haftasonları ablam ve annemle beraber gidiyoruz, haftaiçi akşamları da babamla beraber. Kağanım ise Ramazan Şenliklerine gittiğim her gün benimle. :) (Kurban olsun teyzesii <3) 


İlk günler netlikle kavrayamadığım şey şuydu, sanki fiyatlar konusunda ne dersem diyeyim herkes bana yüz çevirip gidecekmiş gibi hissettim. 

Sonra düşündüm, onlar için ne olursa olsun bu benim standım ve ürünlerim. Ben ürünlerimin kalitesine ve o fiyatı hakettiğine inanmaz isem, onlar nasıl inansın? Ki benim inanmadığım gibi bir durum söz konusu değildi. Olay şuydu ki, internet üzerinden satış yaparken fiyat söylemek benim için hiç sorun değildi. Ama ilk defa evimde değil de, iki taraf olarak (satıcı ve müşteri) ortak alanda buluşup yüz yüze baktığımız alanda; bu durum benim için çok yabancı ve de tanımsız bir durumdu. Deneyimleyerek tanımladım şükür ki... :)) Benim sorunum ürünlerimin haketmediği mevzuu da değildi yani, yüz yüze iken birine fiyat vermek nasıl bir şey bilmiyordum. Deneyimledikçe, çok normal ve de gerekli bir durummuş; kavradım!

Utanma konusu çok mevzuu değildi aslında ama birilerini stantınla ilgilensin diye o gelmeden çağırmak, selam verirken irtibat kurmayı yeniden hatırlamak gibi bir durumum vardı... Yani gözledim ve keşfettim; birini gördüğünüzde "buyurun stantıma" demektense, "İyi akşamlar, hayırlı ramazanlar. İlgilenir misiniz, size ürünlerimi anlatabilirim. İhtiyaçlarınıza yönelik ürünlerimizi gösterebilirim." gibi cümleler daha gerekli ve de istenilene yönelikmiş. Bunların hepsini kişilerden aldığım geri dönüşler çerçevesinden de çok, "ben bir stanta nasıl davet almak isterdim" diye düşünerek tavır ve davranışlarıma dikkat ettim...

Zaman geçtikçe daha güzel olmaya devam etti, ediyor da... Dr. Clinic ürünlerim, kitaplarım ve örgülerimizle stantım dolmaya devam ediyor. İhtiyaca göre tanıtım araçlarımı da arttırıyorum. Soran da ilgilenen de, ürün alan da çok. İnsanların yüz yüze iletişimde bakış açıları daha değişken gerçekten. Yüzler gülüyorsa, sorularına doğru ve güzel cevaplar veriliyorsa; ilgilenme oranları doğrudan etkileniyor.. İşin en garip yanı sadece şurası, başlangıçta belediyenin ramazan şenlikleri kapsamında ücretsiz ikram stantlarına yönelip esnaflarla ilgilenmeme eğilimi vardı. Bu sanki bizleri cezalandırır gibiydi başlangıçta, bazıları bizi duymuyordu bile; yüzünü çevirerek gidiyorlardı önümüzden. Oysa birçoğumuz sadece tanıtım yapmak için bile oradaydık, benim gibi mesela. :) 


Stantımı, firmam Dr. Clinic'i ve işimi, bir de kendimi gittikçe iyi anlatmaya başladığımın çok netlikle farkındayım ki Nisan çok güzel geçip gidecek. Oldu bile, oluyor bile. Dedim ya başlangıçta da, "olur mu"yu düşünürken en başta şimdi oldu ve dahasını konuşuyorum sizlerle... Çok şükür! Ürünlerimizin güzel olduğunun farkında olduğum kadar, bunun farkına varanları da gördüğüm bir hafta oldu geçen hafta. Ürünlerle ilgilenenler kadar, ürünlerimizden ve firmamızdan haberdar olanlar da var. Bazıları benim yaptığımı görerek, "Demek ki kazandırıyor." diyor. Ben kazandırmasa orada göğsümü gere gere durur muydum düşünmüyorum bile, her şey ortada imiş. Bunu bana söyledikleri için çok daha fazla mutlu oluyorum. İnsanın yaptığı işiyle övülmesi, övüldüğü kadar da "gurur duyulduğunun söylenmesi" mutluluktan

Kitaplarım mevzuuna gelince; ben hiçbir zaman kitaplarım konusunda "her okuduğum kitap kitaplığımda olsun!" diyen biri olamadım. Benim kitaplığımdan sürekli her sene 2-3 kez okullara ve kütüphanelere olmak üzere kitaplar çıkıyordu. Bu stant işi olunca, kenara satmak veya bağışlamak üzere ayırdığım ve bir o kadardan da fazla şimdiki evimize taşındık taşınalı kitaplık yapılmasını kutularında bekleyen kitaplarımı da ayırdım. Böylece kitap standıma da ilgi oldu. Kitap fiyatlarının ithalat masrafları gereğince arttığı bir dönemde, okunmuş kitaplara ilgi duyan kesim var. Stantta onlarla kitap sohbetlerimiz bile oluyor! Bu beni nasıl mesut ediyor bir bilseniz... 

Bu hafta benden iki kitap alan bir çift bana hediye kitap bile getirecekmiş. Sohbetimiz sonrasında kitapların okuduğum Ay boyunca orada olduğumu öğrenince, "bir dahaki geldiklerimizden birinde hediye kitabımızla uğrayacağız o zaman." dediler. Kitap hediye etmeyi de almayı da çok severim, heyecanla hangi kitabı hediye edecekler merak ediyorum. :) Yani gördüğünüz üzere, şükür ki çok güzel vakit geçiriyorum...


Bahsetmek istediğim son bir mevzuu daha var; en önemlisi aslında, sosyalliğim ve yeğenimle geçirdiğim en kaliteli vakitlerden bir demet daha bu alanda geçiyor bu ay... Ben bu ay oldukça sosyalim! Arkadaşlarım oldu ve de akşamları sohbet edip dosdoğru olarak ilgilendiğim bir işim var. Kağanım haftanın 7 günü değişmeyen yanımdaki yardımcım ve eşlikçim, onunla çok eğleniyor ve bazen iki ortak gibi ters de düşüyoruz. =) Ama her defasında çok uzamadan mevzu anlaşıyoruz. 

Kağanım evin içerisinde yaşı gereği birçok konuda olgun davranamayan ve sosyallik açısından da kiminle nasıl konuşacağını bilemeyen biri. Bulunamadığı sosyallik açısından o da... Pandemide kaç çocuk doğruca bir bağ kurabildi ki, tanıdıklarından ve güvendiklerinden başka? Çevre esnaf abla ve abilerimizden yardım gördükçe şaşırması ve mutlu olması beni benden alıyor resmen! "Çok yardımcı buradaki abi ablalar, ne güzel yardım ediyor ve bize davranıyorlar. Çok iyi insanlar." diyor. Sırf bu cümleleri söylemesine sebep olan şeyleri yaşamasına vesile olduğum için bile çok mutluyum dostlar! =) İyi ki diyorum, rabbime şükürlerimi sunup duruyorum... 


Ziyaretçilerim Oluyor Bir De... İyi ki Varlar, Hep Var Olsunlar...




Stant ziyaretlerim geçtiğimiz hafta Elif yengem ve Hüseyin dayımın torunları Ela ile beni ziyaret etmesi ile başladı. Devamında şenlik alanına gelen arkadaşlarım ve akrabalarım bizzat beni ziyaret edip selam verir oldular. İnstagramımı "burada" aktif kullanmaya devam ediyorum bu süreçte de. Hikayelerden yaptığım "gelin görüşelim" duyurularım da böylece sonuç verdi yani. Bu benim için de yıllardır görmediğim arkadaşlarımı da görmek demek ki, anılarla sarmalanıp daha da mutlu olmak demek. Üstteki kolajda görünenlerin içerisinde bahsettiğim arkadaşlarım yok. Sıklıkla görüştüğümüz akrabalarım ve arkadaşlarım var. Ama bir bu kadardan fazla tanıdığımı da gördüm çok şükür...

Damlam ilk gün benimleydi, standı beraber açtık. Başlangıcı onunla yaptım; annem ablam, Kağanım ve Defnecim de bizimleydi. Damlam o gün bana bir telefon çantası getirdi; siftah paralarımı da ona koyabilmem kolay olsun diye. Durabildiği kadar durdu ve birkaç gün sonra yeniden ve birkaç akşam önce de bu eşiyle olmak üzere üç kez geldi. Ben bazen yakınımda çok arkadaşım yok diyorum ama sayılı olmaları bile yeterli, bunu unutuyor olmak üzücü. İyi ki varsın canım Damlam ve diğer yakınlarım arkadaşlarım akrabalarım iyi ki varsınız... :) 

Birkaç akşam önce nicedir görüşmediğim çocukluk arkadaşım ve aynı zamanda eski kapı komşumuz Melikem ve kardeşi Zeynep de geldi. Sonra Nahide anneannem, Beyhan ablam ve onun oğlu... Geliyorlar ve daha çok gelip varolsunlar inşallah. =) 

Önümüzdeki Cuma veya Cumartesi günü, yeni haberlerim ve gelişmelerimle Stant Günlüklerimde buluşmak üzere diyerek; çok güzel ve verimli bir Ramazan ayı diliyorum hepimize. 

Sağlık, mutluluk, hayaller için çabalama ve düşleri gerçekleştirmek için hareket mümkün olsun.
Ramazanın Bereketi ve huzuru bu aydan itibaren tüm yıl bizimle olacak şekilde evlerimize dolsun. 
Etrafınızda şenlik alanları mevcutsa, oralara gidilsin ve emekçilerimizin standına uğranılsın ve bu yazımı okuduktan sonra aklınızda da kalırsam selamım iletilsin. <3 :)

Sevgili okur, sen de tekrar iyi ki varsın! =)

Sevgiler... 

İnstagram adreslerime de bekliyorum; 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)