19 Temmuz 2020 Pazar

Pazar Yazısı #69 - Kendime Odaklı Pazar


* 69. Pazar Yazısı yazımla merhabalar... =) Daha önceki pazar yazılarımı burada bulabilirsiniz... :) 


Bugün benim konum "Bugün neler yapabildiğine bak, yapamadıklarına odaklanma!" oldu. Twitter'da günlük tweetim olarak yer verdim de bu notuma. Üstteki defter ve okuduğum kitaplara odaklandım bu sayede... Beni takip edenler üstteki mor defterin ne olduğunu biliyorlar mı bilmiyorum. Ama ben mor defterimi görünce, kendimi çok mutlu hissediyorum. O benim ulaşmak istediğim bir durumu kapsıyor. Ben ne olduğunu biliyorum ya sonuçta, içinde yazanlar "ben" demek ya işte; ötesinden bahsetmesem de olur şimdilik...

Diyorlar ki; yapmak istediklerinle ilgili ne kadar az şey anlatırsan, o kadar o istediklerini gerçekleştirebilmen kolaylaşıyor. Bu büyü gibi bir şey..." Çok doğru bir yerden, bir diğer yandan da yapamadıklarınız hakkında kendinizi avutuyor gibi bir hissiyat ile dolu. Ama cidden öyle değil. İnsan hayalleriyle veya planlarıyla ilgili bir şeyler anlattığı zaman bir doyuma ulaşıyormuş. Bu hayallerinizi herkese anlattıktan sonra, "zaten hayal, gerçekleştirsem ne olacak ki şimdi?" gibi bir şeymiş. Doğrusu bu zamana kadar, birilerine söyleyerek yaptıklarımla, habersiz olarak isteğime odaklandıklarımı düşünüyorum; sadece odaklandıklarım beni çok mutlu etmiş, çünkü tek bir görüş dahi duymadan orada bir uğraş var... Mor defter de benim için şimdilik böyle bir şey... :))

Son zamanlarda az kitap okur oldum bu arada, buna da bir dönüş sağlamam lazım. Güya dedim ya, yapamadıklarıma odaklanmayacağım! (= Neyse, az önce söylememişim gibi unutmalarım da oluyor böyle sözümü. Ama cidden odaklanmayacağım da, beni rahatsız ediyorsa daha çok özen göstereceğim yeniden; o kadar... Bu sıra fazlalık gördüğüm bir çok şeyden kurtulma uğraşındayım ya hani; bunlara yazmayıp da bir kenarda bıraktığım defterlerimi de ekledim. Üstte gördüğünüz resimlerden sadece bir defteri çok sık kullanır durumdayım, o da mavi not defterim. Diğerlerine odaklanmayı yeniden düşünebildiğimden yana mutluyum...

Sonra internet üzerinde o kadar çok "kaydedilenler" içeriğim var ki, kendi paylaşımlarımdan bahsetmiyorum üstelik. İnstagram ve Facebook'un kaydedilenler kısmında çok fazla not biriktiren biriyim ben. Yer yer odaklanıyorum da, eksilt eksilt bitmiyor azar azar yapınca... Bugün İnstagram'daki kaydettiklerime odaklandım, yaklaşık 150 kadarı silindi tarafımdan (Abartı değil üstelik). Bunlar ne ki derseniz, çoğu güzel sözler ve dil çalışmaları üzerine. Her birini ayıklamaya giriştiğimde bir "oh" çektim. Bunlar beni bu kadar geriyormuş da, ben neden bu kadar ciddiye alamadım bu anlamda acaba. Dil çalışmalarıma bu sıra şükür ki daha odaklıyım işte. Daha fazla kelime bilgimi geliştirdikçe, bir daha o kaydedilenler kısmını doldurmam da gerekmeyecek bence... Bir de güzel sözlere zaafım var, bana öğüt versin veya vermesin. Bu alışkanlığı da "her birini kaydedemeyeceğimi farkederek ve beğendiklerimi pinterest hesabımdan paylaşmaya devam ederek" iyiye döndürebilirim bence... Bu pazar bunlara odaklandım işte. :) "Kendime Odaklı" oldu pazar yazımın adı bu yüzden... 

Öte tarafa bakacak olursak; ders çalışmalarım da, blog yazılarım da şu sıra çok iyi gidiyor. Tam istediğim gibi dersem abartı olmaz! Size bahsetmiştim bir yazımda, Neuroformat'tan hani, kendime uyguladığım konuşmalar sayesinde kendi düzenimi oluşturabildim ve neler yapmam gerektiğinin farkındayım... Bir de yeniden şu ara ona daha çok ihtiyaç duyduğumu farkettim geçtiğimiz günlerden birinde. Çünkü kendi kendime sapma şeyleri takıntı etmeye başladım yine. Çok çabuk kırıldığım ve yorulduğum bir dönemden geçiyorum, son iki haftalık sürecin sonunda netlikle kavrayabildim bunu. Hani böyle içinde bulunduğum durumu da, netlikle kırıldığım ve garipsediğim kişilere anlatsam, kesinlikle anlaşılmayacağımı bilerek yaşıyorum desem yeridir. Kişisel algılayıp bu sorunu çözmek için tekrar bir sürece girdim dün gece, baş ağrısından zor uyudum sonucunda da. Ama bu iyileşme göstergesi, "Barış Muslu"yu bilen bilir. Kendi kendimize yetmemiz ve beynimizin büyüttüğü durumları çözmemiz gerek. Sırf bu yüzden anlatmak ve muhattap olması gerekene bildirmenin gerekliliği bulunmamakta... 

Bahsettiğim "Neuroformat" bilgileri içerikli yazımı burada bulabilirsiniz yeniden.


Annem ikinci yeğenim Defne'mize bakmaya gidiyor haftanın 6 günü iki haftadır. O başladı başlayalı, benim için de daha iyi olabileceğine inandığımız "kendi kendine yetme" süreci için çabalamalarım söz konusu şu an. Babam yanımda, annem yokken; akşamları da gün boyu aklı bende olarak gününü ablamlarda geçiren annem geliyor yine eve. Ama bu hafta nihayet onu ikna edebildim. Aklının bende kalmaması gerektiğini, zira ben kendim biraz daha birçok şeyi başarabilir olduğumu bu sayede görebildiğimi her gün anlatmaya devam ettim... (Bir yazımda bundan daha detaylıca bahsedeceğim). Ben de onunla gitsem, Kağanımıza bakarken olduğu gibi; haftaiçleri orada kalacak ve haftasonu buraya döneceğiz. Oysa gerekli oldukça gidersem ben, şu sıra "Ekpss çalışmalarım" güzel sürer gider, istediğim gibi bloğuma da yazmaya devam edebilirim, hem de çocuklarla daha iyi ilgilenir annem. Zira şu da bir gerçek ki, bir arada oldukça yapabileceklerime odaklanıp çabalayamıyorum. Kendi üstümü değiştirebilmelerim olsun, kendi kendime tuvalet problemimi halledebilmelerim olsun, hepsi daha fazla "biz halinde gerçekleşiyor". Oysa onları daha az yorarak, kas kabiliyetlerimi daha iyi toparlamam lazım yeniden...

Diyeceğim o ki, varlıklarına şükürler ettiğim ailemle; bir başka süreçte daha, bizim için en iyisi dediğimiz şekilde bebek bakıyoruz yine. :) Evlerinde bakıp akşam evine dönmesi annem için daha dinlenebilmeye odaklı bir mevzu. Şimdi yine bir rutinin içerisine girdik, devam ediyoruz işte. İki hafta geçti bitti bile. Sağlıcakla nice haftalar geçsin, içerisine çabalar uğraşlar ve de başarılar ekleyebilelim... =)

Yeni haftada görüşmek üzere, sevgilerimle... Mutlu bir pazar akşamı olsun, daha mutlu günlerle dolu bir haftaya kavuştursun... Amin. (= 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)