4 Temmuz 2019 Perşembe

Güzel Bahaneler Ve Güzel İnsanlar - Temmuz 2019


Hafta başında oldukça hızlı başlattık Temmuz 2019'u, öyleki nedense bana hala Haziran'da imişiz gibime geliyor... :) Ama geldik 2019'un da 7. ayına, hoşgeldin Temmuz; doğduğum ay... (:


 Biz kabotaj bayramı etkinliklerini izlemeye yetişelim diye akşam vakti Küçük Kumla'ya gittik hafta başında. Annem ve babamla çayımızı hazırladık, termosa koyduk ve 9'da biteceğini bildiğimiz akşam etkinliklerine yetişelim dediysek de kısmet olmadı. 20:15'te Kumla'da idik ama etkinliklerden eser yoktu... Sanıyoruz ki erken bitmişti, planlanandan önce... (:

Neyse, önce boydan boya kumlayı turladık o gün ve sonra da geri dönüp sahil kenarında bir yere yanaştık. Tabir-i caizse, çıkınımızı açtık. =) Yanımızda götürdüğümüz tabureye annem, kumsalda bulduğumuz sandalyeye de babam oturdu. Ben zaten akülü sandalyemde idim... Kumsaldaki şezlonglardan birine de çekirdeğimiz ve çay bardaklarımızı çıkardıktan sonra çaylarımızı doldurduk, çay keyfimizi başlattık işte... :) Evimiz de denize karşı bakıyor ama direk denizin dibinde olmanın hissi bir başka idi, öyle ki üşüttü beni ve babamı. Annem aksine halinden memnundu, ben gecesine döndüğümde pikemin üstüne yatak örtümü de örttüm; o derece!

Yani kabotaj bayramını bu sene de biz bize kutladık, yine bir kutlamaya katılamadım maalesef... Aslında bu sene katılmayı, gösterileri izlemeyi o kadar çok istiyordum ki; kısmet olmadı yine işte. :) Gündüz Yalova'da fizik tedavim vardı, annemle gittik geldik. Babamla Kağanım gündüz etkinliklerine katıldı ama biz de Yalova'ya giderken denizdeki birkaç gemiyi gördük. O kadarcığı bile oldukça görkemli ve gurur dolu haz verdi bana... 

Düşünsenize bundan 96 sene önce, Türk denizleri yakın yabancı ülkelerin kullanımına istedikleri gibi açık olmaktan vazgeçmiş. Deniz ticareti konusunda yararlanma konusu, kendi yurttaşlarımıza verilmiş ve kontrol tümden bizim elimize geçmiş. 93 sene önce (1926) Kabotaj kanunu yürürlüğe girmiş ve kendi denizlerimizde sadece Türk yurttaşlar çalışma ve buradan ekonomimize kendi emeğimizle daha faydalı olabilmeyi başarmaya başlamışız...


Bir şeyler bir başka şeylere sebep oluyor işte; bu sefer de gerçek bir kabotaj bayramı kutlaması göremedim (ki bu seneki kutlamalar için, uzun zamandan sonra bir ilk diyorlardı), ama annem ve babamla deniz kenarında güzel vakitler geçirdik. Kumla'ya dair bir not bırakmak isterim; benim küçüklüğümün Kumlasının ruhu yoktu sahilinde, gel gelelim anılar da hala oraya tahammül edebilmeyi sağlıyormuş meğer... :)


Geçen haftanın konusu yer egzersizlerime yeniden başlamamdı, okuyanlar hatırlar; şu yazımda da tüm haftanın yer egzersizlerini değerlendirmiştim kendimce... :) Bu hafta Salı günü fizik tedavim yokken yine yer egzersizlerimi yaptım akşam üzeri ve az biraz daha zinde hissediyorum, şükür ki yer egzersizlerimi de yaptığımdan sonraları...

Çarşamba günü Gemlik'te fizyoterapistim İsmail ile fizik tedavim vardı yer egzersizimi yapmadım, ama yatmadan önce yatağımda yine gerdirmemi yaptım. Kendime iyi bakmaya ve bu yaz mevsimini olduğunca verimli geçirmeye uğraşıyorum yani yine. Ama güçsüzlüklerim de yer yer hakim ne yazık ki...

Bugüne gelince; Yalova'da fizik tedavi günümdü, üstelik bu sene için ek tedavimde ilk 30'luğumun son seansını aldım. Annemlerin haftaya cuma günü memleketlerine (Sivas'a) yola çıkıp dedemin sene-i devriye yemeği için köyde olacaklarından sebep 2,5 haftalık ara vermiş durumdayız Yalova'ya. Muhtemelen döner dönmez de hemen gidemeyeceğiz. İki hafta geçip bittikten sonra perşembe günü kısmetse ikinci 30'luk ek tedavime Yalova'ya geri dönünce başlayacağız... Annemler Sivas'a gidecek, ben de ablamlara gideceğim. Hayırlısıyla Merom da gelecek Antalya'dan, güzel bir hafta hepimizi kucaklayacak böylece inşallah...

Bir de şu var ama; haftaya annemlerin Sivas'a gitmek üzere yola çıkacakları gün, Yalova'daki fizyoterapistim Ufuk beyin de askerlik durumu belli olmaya başlayacak... Üstteki fotoğrafları, bugün çekindik fizik tedavimin sonrasında. Ne olacağı belirsiz, hatıra kalır hem dedik. Yalova'ya geri döndüğümüzde belki fizyoterapistim Ufuk orada olmayabilir, ki olsun isterim; hoş sohbeti, insanlığı ve de fizyoterapistliğini Şubat'tan beri çalışmaya başladık başlayalı çok sevdim... İyi fizyoterapislerle tanışmak şansım da, iyi fizyoterapistlerimin bir şekilde gitmelerinin gerekmesi şanssızlığım herhalde... :) Neyse yine sağlık olsun diyelim!

Üstteki fotoğrafta gördüğünüz kadın da Fizik Tedavi bölümünde teknisyen olarak görev yapan Ayşe hanım bu arada. Güzel insanlar tanıdığıma ve de güzel sohbetlerde anlayışlı hallerde buluştuğumuza seviniyorum. Üstteki fotoğraflara baktığımda, güzellik görüyorum, güzel anlar paylaştığımızı. Allahım bundan geriye koymasın dilerim, güzel insanlar tanıtsın ve iyilikler kazandırsın bizlere... :)

Bugün son seansımız değildir inşallah dedik; çünkü hazır bir fizyoterapistle daha çalışmaya alışmış iken, yeniden fizyoterapist değiştirmek istemiyorum. Hem de biraz güçsüzlüğüm de baki iken, yeni bir fizyoterapiste alışmak zor olacak... Kimbilir birkaç hafta sonra gittiğimizde Ufuk bey belki de hala orada olur diye umuyorum ben. Belki ileri bir tarihe ertelenir gidişi, belli mi olur yani. Askere kısa dönem gidecek de, ne zaman gideceği belirsiz işte şimdi Ufuk beyin... :)

3-4 senedir Yalova'ya gide gele, şu tedavi dilimlerinin bitişi zor geliyor bana bu arada, her ne kadar 2 hafta sonra döneceksek de bu sefer... Verilen aralar, tedavi hayatıma katkısı bulunan seanslardan mahrum kalmam demek zira benim için. Hani olabildiğince çok almam gereken haftalık fizik tedavimi dörde çıkarmamı sağlayan Yalova'daki o hastane ya; bana zor geliyor bitme anları ve de bu açıdan epey üzücü... Bir şekilde yeniden kendimi toparlamam gerektiğini biliyorum, yer yer hala yorgun ve garip davranıyor şu sıra zira kaslarım. Fizik tedavi seanslarımın buna en büyük destekçi olduğunun da farkındayım ya, o sebepten ağır geliyor bana bu durum... 

"2 hafta içinde yine olabildiğince aktif olacağım ve de kas geliştirmelerime elbette devam edeceğim, ama bir yandan sürecimin daha hassas olduğunun da bilincindeyim. Velhasıl, güzel şans diliyorum kendime ve tüm sevdiklerime... Ufuk bey için de, benim için de hayırlısı ne ise o olsun. Annem babam ve aile üyelerimizin diğerleri sağlıcakla Sivas'a gidip geri dönsün ve bizim de buradaki haftamız güzel geçsin... :) "

Evrene mesajımdır; güçlenmek istiyorum, diri olmak istiyorum, her şey iyi olacak diyorum! Güçlüyüm, diriyim ve daha iyiyim-iyiyiz. Sevgilerimle... (:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)