11 Ekim 2018 Perşembe

Şiirlerle Hayat #22 - Çocuklarınız... #HalilCibran


Bugün 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günüymüş. Bu her şeye bir gün bulmaya nasıl karar veriyorlar bilmiyorum ama bazen de bazıları uygun düşüyor... :)

Madem konu kız çocukları, yanına erkek çocuklarını da katıp evlat gözüyle de bakabilirsek eğer; her çocuğun kendi kararlarını alma, hayatlarını yönetme ve yollarına bakma gibi bir yaşam özgürlükleri olduğunu ortak bir öğreti kabul edebiliriz. Bunu ortak bir düşünce olarak kabul etmeliyiz! Bence öyle, ya sizce? Bu konularda da benim aklıma bir tek şiir geliyor, en sevdiğim... 

"Çocuklarınız Sizin Çocuklarınız Değil." Halil Cibran. Şiirlerle Hayat adlı yazı dizimin, 22. şiiri. İyi okumalar olsun... :) Diğer "Şiirlerle Hayat" yazılarıma da, buradan ulaşabilirsiniz...


Çocuklarınız... 

Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz,düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhları yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez,dünle de bir alışverişi yoktur.

Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin.
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever

Halil Cibran (Khalil Gibran)


Halil Cibran, 6 Ocak 1883 doğumlu, Lübnan asıllı ABD'li ressam, şair ve filozof. 
Kendisini Türk yazarlarımızdan sanıyordum ama değil imiş. Vikipedi'ye göre; 3 adet filmi bulunmakta, eserleri 30'dan fazla dile çevrilmiş ve oldukça başarılı da bir ressam imiş...
10 Nisan 1931'de ABD'nde hayata gözlerini yummuş..


Bu benim en sevdiğim Halil Cibran şiiri, daha ne kitabını okudum ne de başka şiirini. Ama bu öğretiyi benimsemiş kişilerin çocukları olsun isterim hep, okuduğumdan beri...

Sanırım ilk okuduğumda bu şiiri lisede idim ve birçok arkadaşım vardı çevremde; ailesi tarafından, nasıl düşünsün ve ne okusun diye kendisi adına karar verilmiş. Üzülürdü her biri, üzülürdüm ben de. Benim ailem öyle birileri olmadı, bizi şekillendirdi ve de doğruyu öğretmeye çalıştılar ve elbette fikirlerini de sundular; ama tamamiyle bunu yapmalısın demediler hiçbir zaman. "Okumalısın!" dediler ablama da bana da, onların tek koşulu ikiniz de okuyacaksınız oldu bize...

Sonra büyüdük, ben bu şiirin üniversitede de değerini gördüm; mesleğini de, yaşayacağı hayat tarzını da seçmiş arkadaşlarım oldu yine. Ok'u da yay'ı da kendi bilen ailelerde yetişmişler ve hayatı yaşayamıyordu arkadaşlarımın çoğu... Boşverdi hepsi birer birer, yapmak istediklerini de unutup zaman doldurdu ve hayata atılmayı geciktirdi! Kimisi de, kendisine biçileni gerçekleştirmeye uğraştı. Ama zorlandı, ama kolay yaptı ve sonucunda bir kısmı sadece kendi istediği yola dönüp yeniden yol alabildi...

Yok muydu, kendine biçilen yolun esas doğru olduğunu görenler de oldu; ama kendileri değil, ailelerinin yönlendirmesiyle buldu. Kendileri gibi yapmaya çalışan ailelerin yetiştirdiği bir kısım arkadaşlarımı da, lise ve üniversite bittikten sonra bulamadım mesela. Belki çok yoğunlardır, kendilerine biçilenlerden yana dedim; belki de kendilerine biçilene razı gelmek zorunda kalmışlardır... Ama hep bildiğim, Halil Cibran'a hak verdiğim oldu... Hiçbirimiz başkasının çocuğu değiliz hayata yönlendirilmek manasında, yolu bizim bulmamız gerekiyor; gösterilmesinin ötesinde bizim karar vermemiz gerekiyor...


Malum, bugün Dünya Kız Çocukları günüymüş, tüm kız çocuklarımızın günü kutlu olsun; Kuzenim İncimin ve de tüm kız çocuğu olmuş nice yakınlarımın... :) Bu yazıyla bağdaştıracak noktaya gelene dek bir şeyler daha söylemek istiyorum...

Yıl 2018 ama hala eğitimden arda koyulan ve evlendirmeye erken değilmiş gözüyle bakılıp, 18'inden önceki yaşlarında yetişkin ilan edilmeye kalkılan kızlarımız mevcut. Ne yazık ki, böyle görülen erkeklerimiz de mevcut... Anadolunun dört bir yanında hem de, doğu-batı ayırmaksızın... "Bir gün batarsa bu ülke ekonomiden değil, ahlaksızlıktan batacak bu gidişle!" diyen bir kesim var bu sıra, abartıyorlar diyemiyoruz!

Kız çocukları okumalı, kendini savunabilmeli, kendini her türlü hayat üzerinde idare edebilmeli; diye bilmeli, bildirmeliyiz bu sebeple. Kız çocukları, evlendiğinde erkek eline bakmadan yaşamalı ve anlaşamadıklarında ayrılmaya kalktıklarında da bana ve evladıma kim bakacak dememeli!

Erkek çocukları da okumalı, ama okurken de çalışırken de kendi işini görebilmeli. Evlense de evlenmese de, kadınlardan medet ummamalı her işte. Ne yemek, ne çamaşır ne de hayatının kararlarını, bir başkasına devretmemeli de...

Velhasıl bir gün hayatın çocuklarından birini yetiştirecek olursam (bir anne olarak da!), hem benim hem de benim olmayan bir çocuğu; bu annelik babalık öğretisi olan şiiri, hiç unutmamak istiyorum. Kendi fikirleri, kendi kararları ve iyi yönde olmasına uğraşacağım kendine ve hayata dair idealleri olan bir çocuk ve çocuklar yetiştirip, onu hayatta tutmak istiyorum. Yanlışlardan korurken, benim yapmak istediklerim veya benim olmasını uygun gördüklerimden ibaret bir hayatı olmasın.

Çocuklarınız, sizin çocuklarınız değil. Onlar kendi yolunu çizen hayatın oğulları ve kızları... En sevdiğim ve en anlamlı bulduğum, hayatın içinden şiir dizeleri; benim size bugün Şiirlerle Hayat köşemden hediyem olsun istedim. Halil Cibran'ın kalemine sağlık, ruhu şad olsun...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)