24 Temmuz 2018 Salı

İnternet Günlüğüm 2018 #6 - Temmuz Notlarım


Marmaris'teki tatilimizle başlayan Temmuz ayı, 10 günlük tatilden dönüşümüzden hemen sonra sınav telaşı ile devam etti. Elimden geleni yaptım, başardığıma da inanmak istiyorum ama tereddütlüyüm de aynı zamanda; 21 Temmuz 2018 günü girdiğim 3 Ders Sınavımın, son Aöf sınavım olup olmadığından... :))


Öncesinde ben sınav hazırlığında iken, Marmaris'ten gelir gelmez hızlı bir süreç ile 5 senedir kullandığımız engelli raporum ile aldığımız arabamızı sattığımızdan bahsetmiştim, bu yazımda... Diğer arabamız, yani yeni arabamız geldi iki gün sonrasında; Kia Cerato, 2018 model... Allahım güzel günlerde kullanmayı nasip etsin, cümlemize arabasını ve kolaylık sağlayan nicelerini. Her yenilik başka bir his ve deneyim ama bu başka hissettirdi, elimizde 5 senedir emek emek ödediğimiz araba kredisinin ardından, daha az sıkıntı ile aldığımız bu araba için şükretmekteyiz şimdi de... :)



İşte o yeni gözümüzün nuru kolaylık sağlayıcımıza, ben 3 ders sınavımın olduğu gün ilk defa bindim. Rahatlığına da hissettirdiği sıcaklığa da diyecek sözüm yok. Toyota'mız beni 5 sene boyunca, Aöf Sosyoloji bölümümü bitireyim diye, emek emek okullara taşıdı durdu. Bir o kadar da şehirler arası yolculuk yaptık. Ama tabii ki, yaptığımız km. azlığı sebebiyle kolayca da satabildik. Toyota'ya ilk bindiğim zamanları hatırlıyorum da, son atak geçirdiğim zaman o sürece denk gelmiş ve bizim için pek zevkli olmamıştı bizler için... Kia ne kadar taşıyacak bilmiyorum ama dilerim son sınavım diye girdiğim o sınavımı son kılmıştır ilk binişimle. Bir de nice güzelliklere götürür dilerim. Sınav sonucum ne gelir bilmem, elimden geldiğince çok da çalıştım derslerime ama derslerimden biri için tereddütüm de var... :) 


21 Temmuz günü girdim çıktım o sınava, ama sınava girmeden öncesinde Avm'de stres attık da gittik babamla sınav yerime... Önce bir ilki daha başarıp, babamın isteği üzerine ona üst ve alt kıyafeti aldık. Üstte boydan pozu ile görmüş olduğunuz babamı, o gün mağazada ben giydirdim. Annem o gün evden beraber çıkar iken; doğru dürüst pantolonun kalmadı yazlık, diye söylemiş. Babam da Avm'ye götürdü beni o gün ve kıyafet alalım bana dedi.. Girdiğimiz Avm'de ilk işimiz onu giydirmek oldu, değişik ama güzel bir deneyim idi ikimiz için de. Biraz kendime güvendim, "başaramazsam"ı unutup kendi göz zevkime bıraktım en sonunda. :) Birkaç tişört giydirip çıkarttım, ama pantolona çabuk karar verdim. Sonuç, üstte görüldüğü gibi. Babam da memnun oldu, ben de. Eve döndüğümüzde aile üyelerimiz de, birkaç gün öncesinden Ankara'dan bize gelen ve şu anlarda bile bizde olan kivralarımız da memnun oldu... :)

(Senelik ziyaretleri için buradalar yine kivramlar, bir süredir rahatsızlığım sebebiyle benden ötürü biz gidemiyoruz onlar geliyor. İyi ki geldiler yine, 18'inden beri buradalar bu sefer ve doğum günümün ertesi gününe dek de bırakmıyorum. Malum senelik rutin haline gelen ziyaretlerimiz güzel anılara sahne oluyor. Güzel anılar biriktirelim fırsat bulmuşken yine...) 

Babamı giydirdiğimden sonra, kıyafetleri çıkarmadan üstünde iken kasada ödemesini yapıp çıktık ve kitapçıya girdik. Erken sevinme olmamıştır inşallah diyorum, canımdan kıymetli değil tabii ki ama; hem son 2 dersimin 3 ders sınavı şerefine, hem de doğum günüm adına hediye aldı babam bana oradan da. Kitapçıda bana çıkıp sınav yerime ve saatime yetiştirebilmek adına verdiği 20 dakikayı olabildiğince iyi değerlendirip, okuma listemden iki kitap aldım; Kimyager - Stephene Meyer, Simyacı - Paulo Coelho... Elimdeki kitabı bitiremediğim için ikisine de başlayamadım, hala ikisini de okumak için heyecanlıyım... :)



Bazen hani o an'ı bekliyor bekliyorsunuz da, o an gelince ve gelip de geçince bir sudan çıkmış balığa dönüyorsunuz. Kendimi şu an öyle hissediyorum sanki... :) Sınava gireceğim üniversite yerleşkesindeki binayı, o gün için alt kapıdan girdik ve bildiğimiz halde zor bulduk babamla. Aöf adına son sınavım olmasını dilediğimiz sınavıma son dakikalarda yetişip girdim ve elimden geleni de yaptım; ama bir o kadar da hala bir daha sınava girecekmiş gibi hissediyorum kendimi. Öncesinde boş vaktimizi değerlendirmek için Avm'ye ve ardından da sınavıma gitmeden önce, Annemi, Saniye ve Kamil kivramları Bursa Kapalı Çarşı'ya bırakmıştık. Sınavdan sonra, onları bıraktığımız yerden aldık ve ablamlarla sitelerindeki çardağa mangala geçtik o gün. Oturduk, hem beraberliğimizi hem de sınavlarımın bitişini kutladık ama bir yanım hala o günden beri o sınav ve sonucunu düşündüğünden ötürü sıkıntılı... Bazen bazı şeylerin sorumluluğunu, belki de uzun sürdüğü için bitirdiğimize veya bitirebileceğimize inanamıyoruz... :) Belki de...


Bir yanım; başardın Didem, bitiyor diye girdin çıktın işte, olmazsa da yine denersin diyor. Diğer yanım, elimde geleni yaptım ama sınavda bir ders için yine çok şaşkındım, sanırım eksik kaldım... Eksik kalmış olsam bile çok şey değişmeyecek, bir dahakine bitireceğim başka zorluk çıkmadıkça. Ama içimde durmak bilmeyen; onu da yapayım, şunu da yapayım, bu bitsin de bu da böyle olursa bunu yapacağım şeklinde plan peşinde bir abla var. Susturamıyorum! :D

Çay, kitap, kahve ve örgü keyiflerime odaklanmaya çalıştığımda, ya aklıma dedem geliyor bu sıra ya da 3 ders sınavım.. Eğer bu sınav son sınavım değilse, planladığımız üzere giden süreçte girmek istediğim iş alanı başka bir şekilde olmak durumunda olacak. Zira hala elime diplomamı alamadım ama sağlık olsun diyelim öncelikle tabii ki de. Allahım başka dert vermesin, dedem hala tam olarak toparlanamadı aklım-aklımız bu sebeple onda hala... Ben de bu sene bir türlü tam olarak toparlanamadım. Çok şükür az biraz tedavi alıyor olmama rağmen, durumum beklediğimizden de iyi ama içimdeki plancı abla için yeterli değil tabii... Geldik geleli, rehabilitasyon ile düzenli bir çalışma tutturamadık. Çünkü tam ben yine geri döndüm derken, Rehabilitasyon bir haftalık tatile girdi bu sefer de...

Ve işte böyle... 1,5 haftadır gerek sınav hazırlığım ve onun sonrasında yerini daha sakin sıkıntılarıma bırakması, gerekse de hem kivramlarla hem de Kağanımla geçirdiğimiz zamanlar sebepli buraya dönüş sağlayamamıştım. Temmuz Notlarım'ı es geçmek de olmazdı. Takip edenler var ise bilip görüyorlar, İnternet Günlüğüm böyle anlar için kurtarıcım oluyor işte. Bir an dökülüyor ve kaldığım yerden de sonrasında devam ediyorum... :) Takip edenlere, buraya kadar okuyanlara çok teşekkürler. 
Yine görüşmek üzere, sevgilerimle... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)