26 Temmuz 2018 Perşembe

Marmaris Koyları Tekne Turumuz - 04.07.2018


04.07.2018 - Çarşamba tarihli Marmaris Koyları Tekne Turu günümüzün yazısının bugün gelmesi adına üzgünüm, daha erken yazacağımı düşünüyordum ama geç olsun da güç olmasın diyelim. Temmuz bitene dek, Marmaris tatilimizden anılarımızı yazabilirim umarım. :) Geç olsun da güç olmasın diyelim madem. :) İyi okumalar...


2016 senesinde yaz tatilimizi geçirdiğimiz zaman diliminde, Kaş tarafına dayımlarla beraber gezmeye çıktığımızda spontane şekilde bir hayalim gerçek olmuştu; Kekova'da tekne turu yapmıştık. Ben o tekne turumun bir daha çok ama çok uzun bir süre yenilenmeyeceğini düşünmüştüm hep... Sonrasında öyle olmayacağını da, bu yazki Marmaris tatilimizde gördüm. Hayat hiç beklemediğimiz anlarda şaşırtmaya bayılıyor işte! :) 

Kekova tekne turu yazımı buradan okuyabilirsiniz...

Marmaris tatilimizde kadromuz şöyleydi; annem, babam, yeğenim Kağan, annemin kuzeni Dürdane ablam ve teyzeleri Fatma teyzem ve Ayşe teyzem... Marmaris tatilimize 1 Temmuz 2018 günü başladığımızda, günlerimizi otelde geçirmek veya en fazla sahile inmek vardı aklımızda. İşte bu düşüncelerin devam ettiği bir akşam, sahilde dolanırken 3 Temmuz 2018 günü, tatilimizin üçüncü gününde karar verildi ve de tekne turlarından birine adımızı yazdırdık beraber... 4 Temmuz günü sabah 10'da otelden alınmamızdan sonra, 10.30'da başladı ve öğlen sonu 17.00'da da bitti... Marmaris koylarında da denize giremesem bile, oraları gezip görmek bile ayrı deneyimdi benim için yine... :) 


Marmaris Koylarında tekne turumuz İçmeler istikametine ilerlememiz ile başladı. Bizim kaldığımız otel Armutalan denilen bir bölgede idi... Tur yetkilileri gelip otelden aldılar servislerle ve de turumuz tekneye bindikten sonra başladı. İlk istikamet İçmeler idi ama uğrak yerimiz olmadı burası. İçmelere doğru giderken yunusları gördüğümüzü ve de deniz üzeri birçok otel ve de küçük ev tipi yerler gördüğümüzü hatırlıyorum. Ama dediğim gibi, uğraş yerlerimiz değildi ve burayı dosdoğru fotoğraflayamadım... 

İlk uğrak yerimiz Yeşil Deniz Koyu oldu; yaklaşık yarım saat kadar kaldık burada. Denizin rengi, resimde görüldüğü gibi, maviye çalan bir yeşil idi. Bu tekne turunda durduğumuz her koyda olduğu gibi, berrak deniz gözlerimi alan ve huzur veren cinsten idi... :)

Yeğenim Yeşil Deniz'de yeltendi suya girmeye, başta hevesli idi de üstelik. Ama beraber denize girmek üzere gittikleri ile, 5 dakikaya kalmadan yanıma gelmeleri bir oldu. Sebebi, Kağanımın suyu sevmemesi olmuş, girmiş ve çıkmış. Neymiş, su tuzsuz imiş! :D Neyse ki, o gün haricinde her gün denize ya da havuzuna iyice girdi kuzucum...



Gelelim Turunç Koyu'na; bence tekneden yine inemediğim bir uğrak yerimiz olsa da (akülü sandalyemi alamamıştık o gün, gelen servisin yetersizliği sebebiyle), 1 saat boyunca durmuş olsak da gözlemlediğim kadarıyla en güzel koylardan biri idi. Bizim kadrodan annemin teyzeleri benim kadar sevmedi burayı, onlar gezdikleri ve ben gezmediğim halde; konumu, yapılanışı ve de küçüklüğü ile sevimli buldum Turunç Koyu'nu... 

Bir saat boyunca, tekne üzerinde yalnız başıma takıldığım zaman diliminde, bloğuma şu yazımı yazmıştım o gün... Deniz üzerinde olmak huzur vermişti, gözlerimle taradığım denizi özleyeceğimi hissetmiştim. Hem huzurlu hem de hüzünlü hisseder iken, mutlu da olabileceğimi bir kez daha anlamıştım o gün... :)


Annemleri Turunç Koyunu gezmeleri için tekneden uğurlamadan önce, koya yanaşırken babama; "Bu güzel beldeden, bir küçük hediye isterim hatıralık!" demiştim. Canlarım benim sağolsunlar; annem babam yeğenim 2 torba hediye almış gelmişlerdi süreleri bittiğinde tekneye... :D


Annem ile babam, doğum günü hediyelerime ekleme yapmaya başladılar o günden; yukarıdaki kolajda bulunan defter, Turunç Koyu'ndan hatıra defterim... Yazmayı sevdiğimi bildikleri için almışlar, güzel bir defterim daha olsun diye. Ama gel gelelim, gördüğümde hem sevinip hem de buna yazmaya nasıl kıyacağım diye düşündüğüm bir defter oldu o bana... =) "Yaaaa" diye sevindiğiniz hediyeler vardır hani, öyle bir hediye oldu benim için. Ne için kullanmaya karar verdiğimde, içeriğindekileri sürekli okumaya hevesleneceğim şekilde yazacağım bir defterim olacak kendisi... Tekrar teşekkür ederim, canım anneme ve canım babama, çok ama çok kıymetliler benim için... <3

Kağanım, anneannesiyle ve dedesiyle beraber bir sürü magnet seçmiş bana; içinden biri benim biri kendisinin olacak, diğerlerini de hediyelik yapabileceğim şekilde... Bir de annem ile babamın bana yazdırdıkları bilekliğım var. Hatıraları seviyorum, kıymet de veriyorum onlara. Bu yazıda kaldıkça da değerlenecek şimdi benim için. Turunç, sırf bu güzel hediyelerim için bile çok sevdiğim bir yer olacak hayatımda... :)

Tekne turumuzdaki öğle yemeğimiz; salata, makarna ve tavuk idi. Ben ki, doğru dürüst dışarıda pek makarna yiyebilen biri değilim yoğurtsuz şekilde, bu makarna sanırım deniz üzerinde olduğumuzdan da ötürü açlığıma geldi ve yedim. Tabağımda tek yemediğim şey salatamın yeşillikleri oldu, malum midemden ötürü çiğ yeşilliklere karşı rahatsızlığım olduğundan sebep o da... Tekne turlarının yemeklerinin güzel olamayabileceğinin farkındayım ama bana sorarsanız, Dalyan Tekne turumuzda  yediğimiz öğle yemeği daha güzel ve taze idi yine de... :) Ki bu konu, Dalyan Tekne Turumuzun yazısında da sözünü edeceğimi düşündüğüm bir durum...


Turunç Koyu'ndan ayrıldığımızdan sonra, yemeklerimizin servis edildi, yemeklerimizi yedik ve istikametimiz bundan sonra Kumlubük Koyu oldu. Bu koya gelmeden önce, denize giremeyecek olsam bile üzerimdeki tişörtümü çıkardım ve bikinim ile takıldım ben de. Annemle babamı denizde fotoğraflamayı da bu koyda başardım sonra... :) 

Sanırım yaz tatillerini de bu sebeple seviyorum, ne üşüme derdi ne de üşütme derdi var. Yanıyorsun gerekirse ama rahat şekilde oturabiliyorsun. Malum kış vakti dışarıda gezme durumuma, üşümelerimden sebep bir türlü odaklanamıyorum da... Dilerim bu kış bu üşüme mevzuularıma da kan dolaşımımı hızlandıracak yöntemler bulur ve daha katlanabilir hale getirebilirim diyorum; evet şimdiden hem de! Hani derler ya, yaz sıcak geçerse kış daha da soğuk olur. Allah korusun diyorum şimdiden! :/

Bikiniyi de yıllar yılı giymiyorum, 2010'da deneyip o sene rahat edemediğim için vazgeçtiğimden sonra, bu yaz geçen seneden kararını verdiğim üzere aldık. Çünkü denizden her çıktığımda, üzerimde bir türlü çabuk kurumayan mayolarımdan sebep karın bölgemi üşütüyordum her yaz. Nihayet bu sene bu duruma dur diyebildik. Bu yaz tatilimizde hep şunu tekrar ettim durdum; keşke daha önceden bana uygun bir bikini bulabilseydik de, önceki sıkıntıları yaşamamı da daha erken durdurabilseydik...

Bu arada, yanıma kitap almıştım o gün de, Kor Adası adlı bir kitap idi ve bu kitabı Kumlubük koyundan sonra okuyabildim. Evet, uzun uzun okuyamadım aslında ama 10-15 sayfa kadar okudum. Uçakta yazı yazmak mümkün demiştim, 15 Mayıs'ta Antalya'ya uçakla gittiğimizdeki deneyimimde. Yolculuklar arasında en iyi kitap okuyabildiğim yer ise Gemi yolculuğu imiş meğer! =) Deneyimler deneyimler, 2018 ne kadar dolu böyle güzel huzur veren deneyimlerle; çok şükür...


Ve birkaç uğrak yerimiz daha olduktan sonra, dönüş yolculuğumuzda  Kağanımla çekindiğimiz bu teyze-yeğen özçekimimiz en sevdiğim tatil pozlarımızdan biri benim için. O günün en sevdiğim pozu üstelik! Maşallah bize... :)

Kumlubük'ten sonra, Cennet adasına uğradık sanırım, Çiftlik koyunu hatırlıyorum bir de ama orada uzun bir yüzme molası verilmedi; sadece 15 dakika kadardı galiba. Çiftlik adasında bir tavuk gördüğümü hatırlıyorum da, Moana adlı animasyon filmindeki "Hey Hey"e benziyordu. Uzaktan gördüm bir kez ama o bana yetti. :) Marmaris Koyları gezimiz bunlarla sınırlı idi, sonunda geziye başladığımız iskeleye yanaşırken "Erik Dalı Gevrektir" şarkısı çalındı ve Erik Dalı oynamaya kalkan ilk grubun başı bizim tatil grubumuzdandı; annem, Fatma halam, Dürdane ablam ve Ayşe teyzem! :D 

Sonrası ne oldu dersiniz? Bizimkilerin fotoğrafını ve videosunu çeken turistler, annemlerin oturmasını beklemeden coştular... Dolu dolu, huzur verici bir Marmaris gezisi oldu. Bir günde ancak bu kadar rahat gezilebilirdi bence! Bir kez daha olsa giderim, eğlencesi bol ve aşırı yorucu olamayan bir tekne turundan iyi gezi mi olurmuş? :)


O akşam otele gelip, duşlarımızı alıp aşağı indik ve yemeğimizi yedik. Yemeğin üstüne annemler biraz turlamaya çıktı ve beni otelde yalnız bıraktıkları sırada otelin lobisinin balkonunda kendi köşemi buldum; otel lobisinin balkon kapısından çıkar çıkmaz, soldan dördüncü masa... Marmaris'ten dönene dek orası benim mekanım oldu; annemler denize gittikçe oraya attım kendimi, malum Marmaris denizi soğuk diye giremedim ya bir de. 

Neden bilmem, insan 40 yabancı yere de gitse, kendinden olmasını istediği bir köşe buluyor isteyince... O köşemi de unutmayacağım; kitabım ile, arasına sıkıştırdığım kağıtlarım ve de üzerine iliştirdiğim kalemim ile yalnız kalıp, hem okuduğum hem yazdığım hem de gözlemlediğim güzel nice köşelerimden biri idi orası da... :)

Marmaris Koyları Tekne Turumuzu yaptığımız günün gezi yazısını okudunuz, buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Hayatıma eşlik ettiğinizi görüntüleme sayılarından görmek eşsiz bir duygu, dilerim bana yorum da bırakırsınız ve etkileşim içine daha derin şekilde girebiliriz. Sevgilerimle... (:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)