6 Şubat 2018 Salı
İnternet Günlüğüm 2018 #2 - Yeni Bir Süreç
Sevgili İnternet Günlüğüm, kısaca İG diyeceğim bugün sana; :)
Yarın bu saatlerde, hayırlısıyla Antalya'ya varmış ve de çoktan orada olmaya alışmaya başlamış olacağımızı düşünüyorum şu an... Yarından itibaren, yeni bir süreç başlıyor ailemiz için. Antalya'da dedemin tedavisinde yardımcı olmaya gidiyoruz, annem ve ben. Biraz endişeli de olsam, dedemin iyi olacağına inanıyorum. Perşembe günü ameliyatı var, iyi enerjilerle ve de dualarla inşallah bu hastalığı da atlatacağız diye umuyoruz...
Uçakla gideceğiz bu sefer Antalya'ya ve bu durum annem için de benim için de bir ilk olacak. Merak var ama korkum yok, şu kolaylığı bir de biz yaşayalım bakalım; nasıl olacak acaba yarın ve de yarından sonrası...
İG; endişem evden uzun süre ayrılmamızın epeydir böyle ciddi bir durum sebepli olmamış olması bence, geç de olsa bunu çözümledim kendi içimde... Kendimi rahatlatabiliyorum bir noktadan sonra ama endişem hep içimde aslında. Ben endişemin üstüne bir ağırlık bastırıyorum mantığımla; "iyi olacak herşey; endişelensen de bu süreç yaşanacak, endişelenmesen de..." diyerek, sonra o ağırlık bazen hafif şekilde bir havaya kalkıyor bu da endişemin sızmasına sebebiyet veriyor ve o sızıntı ile benimle oluyor yine endişe. Yine müdahale edene dek, bir süreliğine ama işte o hep orada... Günü gelince ve de atlatınca sıkıntıları, geçip gidecek inşallah.
Tamamen endişeden kurtulabilmek benim için böyle mümkün. Yoktan yere kendimi sıkıp üzüp zarar veren boyutta değil, sadece benimle yaşıyor ve ara sıra kendisini ortaya sakinlikle bana sunuyor. Bu durum da çoğunlukla akşamüzerleri veya geceleri gerçekleşiyor... Bir süredir böyle ama alıştım da doğrusu, sadece uykularım kaçıyor ki bunda da bu durumun değil, bedensel yorulamamamın etkisi var. Kafa yorgunluğu uyumama yetmiyor bu sıra. Geç uyuyor ve geç kalkıyorum, nadiren tam tersi de olabiliyor. Düzelecek o da bu haftadan sonra inşallah, hele bir dedemin ameliyatını atlatalım da sağlıcakla...
Neyse devam edeyim İG; çantalarımız hazır, biz de hazırız ve ufak tefek hazırlıkları da tamamlayıp yattıktan sonra yolcuyuz yarın işte. Uzun zamandır benim de içinde olduğum yolculuklarımızı hep kendi arabamızla gerçekleştirdiğimiz için, bu sefer iki bavula sığmak bizim için zor oldu. 30 kg sınırı varmış ya hani, kısa süreliğine gitmiyoruz diye alacağımız birçok kıyafet, ilaç ve de buna benzer orada lazım olacak eşyalarımızla sığmak zor oldu. Bir de bu bavulların içine koyduğumuz, dedeme aldığımız kıyafetler de var ki; varın siz düşünün halimizi. :) Neyse ki sığdırdık bugün kalan eşyalarımızı da, şimdi tek sıkıntı kilo kontrol kısmında ne yapacağımız...
Aralık 2017'de bir yazı yazmış ve yayınlamıştım, Karmaşık Ruh Hallerim isimli... Bu yazıyı bu sıra düşünüyorum bazen hala. Dedeme lif ördüm bitirdim onu da götüreceğim, son 2-3 senedir dedemle daha sıklıkla da konuşuyoruz ve bunlar çok hoşuma gidiyor... Paylaşım yapabilmek ve küçüklüğümdeki büyüklerimizin bizlerden uzak olduğu olgusunu atlattık. Dedem küçükken biraz daha sertti, şimdi daha çok şey paylaşabiliyoruz. En azından ergenliğimdeki gibi çatışmıyoruz. Çatışmalarımız olsa bile, sonunu güzel getirebiliyoruz... Velhasıl, o yazımdaki her şeyi iyi ki yazmışım diyorum şimdi ve içimde bir şeyleri anlamlandırabildiğime seviniyorum. "Böyle oldu, bizim aramızdaki bağın sağlamlaşması için bunların atlatılması gerekiyordu." diyebiliyorum.
Dedemle çok zıt düşüncelerimiz çoğu anımızda hala bulunmakta, çünkü onun fikirleri ve ilgileri benimkilerle bir değil. Ama buluyormuşuz, hayat içinde birbirini yeniden yeniden buluyormuş ve tanıyormuşuz meğer...
Geride bırakacaklarımızdan en çok yeğenimi özleyeceğim, hiç yalanım yok bu durumda da... Geçirebildiğimiz kadar zaman geçirmeye devam ettiğimiz, doyamıyorum diyerek birbirimizi sevmelerimizi de, tartışmaları ve sonucunda anlaşmalarımızı da yaşadık gideceğimiz zaman belli oldu olalı yine. Ve Kağanım bugün uyandırırken "Son günümüz teyze, siz dönene dek. Etkinlik yapar mıyız bugün yine?" dedi. "Elbette yapacağız, yaparız." dedim, yanıma yatıp sarılıp sohbet edecekken, "Arayacaksın de mi beni, ben de ararım seni." dedi. Aynı benim ona bir haftada birkaç kez tekrar ettiğim gibi.. :) Çocuklar ne görürse onu mu yapıyor ne, bana öğüt veriyor küçük adam! Bugün de beraber etkinlikler yaptık ama bir haftadır yaptığımız etkinliklerimizin resimlerini koymak istedim buraya. :) Giderken de doyamadık yine birbirimize, Allah doyurmasın. Sağ salim gider gelir, yine rutine döneriz de inşallah...
Ablamlar babamla beraber halledecekler burayı, güvenim var onlara başarabilirler ama kuzuma kendim hikaye okuyamayacak ve endişelendiğimde veya mutlu olduğumda, sadece öylesine bile olsa ona sarılıp öpemeyeceğim bir süre. Neyse ki, İncime ve de Meroma sarılacağım bu süreçte; onlarla olacak günlerimiz, bu kavuşma da bir nevi bizim bu seneki şansımız... Özlem doluyum Antalya'dakilere de; dedeme, dayıma, yengeme, İsmet teyzeme, Meryem teyzeme ve diğerlerine de...
Velhasıl böyle işte; duygularımdan bahsedeyim ve de azıcık bahsedeyim istedim sana İG...
"Her şey güzel olacak ve endişeler hayatın içinde var, er ya da geç geçecek bugünler ve "bak ne oldu?" diyeceğiz her koşulda yine. Yeter ki olabildiğince sakin ol işte..." Duymak istediğim sözler bunlar ve birilerinden duymayı beklemeden kendime de söylüyorum bu sıralar... Geçecek, gün batması gibi geçip giden bir Ocak'ın ardından Şubat gün doğumunu getirecek. Umuyor ve bekliyorum...
Bu yeni süreç neyi doğurur bilmiyorum, artık sürecin içerisine dalma ve de bekleyip görme vakti geldi... Güzelliklere uzanan günler ve de haftalar bizlerin olsun, dilerim el ele verir ve birçok şeyi başarırız. İnanır ve de içimizdeki güce sığınırsak, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey yoktur! diye inanıyorum. Allah yardımcımız olsun, sevgilerimle ve de güzel dileklerimle; yine görüşmek üzere...
D.K. (:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)