28 Ocak 2018 Pazar

Pazar Yazısı #44 - Bir Başıma Pazar


Bir başıma Pazar geçirdim bugün, kimseyi görmeden değil ama epey kendi başıma kalma fırsatını bulduğum ve akşama dek bulduğum bu fırsatı da iyi değerlendirdiğim, tam anlamıyla bir pazar günü idi benim için... :) 

Bir kitap bitirdim, bir kitabın filmini izledim ve yeni kitabıma da başladım. Ailecek vakit geçirmenin mutluluğuyla geçirdiğimiz bir cumartesinin ardındaki pazar sabahında 6'da uyuyup, aynı günün öğleninde uyandığım bir pazar...


Geçen sene vefat eden annemin teyzesi Mercan teyzemizin sene-i devriyesi geldi ve okuması yapıldı bugün buradaki evlerinde... İstanbul'dan Ayşe teyzemler dün geldi ve dün; annem, Yurdagül yengem ve ben, Ayşe teyzem ve Ali amcam ile Mercan halamların evinde kaldık. Dün akşamdan helvasını kavurdu annemler, bugün de okuması yapıldı. Allah kabul eder ve canına değer inşallah... Halamlar bu evi 4 sene öncesinde aldıklarından beri, bir gün olsun orada kalmamıştım. Annemin bazı zaman kaldığı olurdu orada da, ben evimizde kalırdım; orada kalma gereği duyulmamıştı hiç benim için. Dün babam da hazır işte iken, sabahlayalım muhabbet edelim denilip orada kaldık. O evde Mercan halam yokken kalacağım aklıma gelmezdi, çok garip geldi; Mercan halam oralarda bir yerdeymiş gibiydi sanki... Duamı ettim yattım, rüya da gördüm ama hatırladığım kendime; her ne kadar tam net hatırlamasam ve silik olarak ne olduğu hatırımda ise de...


Mercan halamların evinde okuma yapılırken, ben sabah kahvaltıya diye kalkıp evimize geldiğimizden sonra inmedim bir daha aşağıya... Okumaya buradan eşlik ettim. Okuma bitti ve orada akrabalar ile oturuldu akşama dek. O fırsatta, kitap okudum bende, dizilerimi izlemeye uğraştım ama internet epey kötü idi bugün. Alt komşumuzun kızı Edoş'dan almış olduğum kitabı bitirme uğraşlarım sonuç verdi, 8 günde bitti; hastane işlerimiz olmasa idi daha çabuk bile biterdi... Ciddi anlamda okumaktan hoşlandığım bir kitap oldu 4N1K; Ali, Yaprak, Gökhan, Sinan, Oğuz, Tuna ve İrem karakteri ile kalemini çok sevdim yine Büşra Yılmaz'ın, Wattpad'deki Moira Sarmalı'ndan sonra... Tebrik etmek gerek ki, ülkemizde okuduğum gençlik kitaplarından ayrı bir kitap idi; güzelliği değil, kendin olmayı öğütlüyordu. Büşra Yılmaz; güzel işler başaracağını umduğum, takipçileri olan gençlere kol kanat gerip onlara esas güzelliğin -her anlamda- dışta değil içlerinde olduğunu anlatan bir yazar. Kendi deyimiyle "takipçilerinin annesi o"... :) 


Kim "amatör, bunu okuyacağınıza başkasını okuyun veya edebiyattan uzak" derse desin; ben Büşra Yılmaz konusunda katılmıyorum bu konuya. Bugün kitabını bitirmiş olarak; kurgusunu, yazımını ve karakterlerinin karakterlerini seçimini beceriyle yaptığını düşünüyorum. Yolu açık olsun inşallah.. Kitabını da, kitabının filmini de izledim bugün. Elbette ikisini karşılaştırmak için ayrı bir yazı yazacağım. Ama bence ikisi de başarılıydı, eksikleri vardı filmde ama kitabı okuması çok keyif verdi... Sanırım ikincisini de alıp okuyacağım, hikayenin devamını merak ediyorum çünkü... :) Şimdi dizisi başlayacakmış yakında Fox Tv'de, onu da merak ediyorum doğrusu. Film hiç olmamış gibi mi yapacaklar, yoksa baştan mı başlanacak ki acaba? Göreceğiz... 




Bugün aşağıdan yukarıya çıkıp evden eksikleri almaları haricinde, bir babam geldi yattı akşama doğru işte; pek fazla kimseyi görmedim akşama dek. Şansıma mıydı bilmem, internet fazlasıyla yavaştı ve yabancı dizime bir bölüm harici devam edemedim, The Big Bang Theory'i izlemek için bugünü bekliyor olmama rağmen. Bende önce 4N1K'yı bitirdim, sonra bitirdiğim kitabın analizini kendimce bilgisayarıma yapıp- beğenip not aldığım cümleleri yazdım ve sonra biraz kendi içimde hikayeyi sindirdikten sonra da Kristin Hannah'ın Bülbül adlı kitabına başladım. 

Eniştem'den -Serhat abimden- hediyem olan bu kitabı, önce sınavlarım bitsin diye okumadım beklettim, sonra da 4N1K bitsin dedim beklettim. Nihayet sıra geldi Bülbül'üme ve ilk cümlesi ile beni bitirdi kitap; Kristin Hannah'ın bu kitabı darmaduman edecek yine beni anlaşılan, sizlerle de paylaşmak istiyorum...

"Bu uzun hayatımda tek bir şey öğrendiysem o da şudur; Aşkta kim olmak istediğimizi, savaşta kim olduğumuzu keşfederiz."

Ne güzel cümle ama de mi? Bu başlangıç cümlesi beni benden aldı ve devamını da paylaşmıyorum bile... Kristin Hannah'ı seviyorum, o da tanısa beni severdi bence; tüm kitaplarını okumuş okurlarından değilim ama o yoldayım galiba, bu okuduğum dördüncü kitabı... Kitaplarını okurken çok mutlu oluyorum ve her defasında daha çok seviyorum kalemini... :)


Hani 2017'nin sonunda karar verip, kendi kendimi aşacağımı ve de yazamadığım-yazmadığım noktaları da yazmaya girişeceğim demiştim ve de başlamıştım, sınavlarım sebebiyle ara verdiğim o duruma da kaldığım yerden devam ediyor olacağım yeni haftada... 

Çok konuştum yine, çok duygusal ve çok dolu bir hafta idi çünkü benim için biten hafta. Biraz daha anlatsam bu yazının bitemeyeceği kadar duygusal bir haftasonu da geçirdim ve de bitiyor bile işte... Uzun zamandır kendimle kalamamışlığımın acısını çıkardığım; plan programımı da, kendime vakit ayırmayı da gerçekleştirebileceğim bir pazar idi. Seviyorum pazarları; dinlendirirken yoruyor, yoruyorken de dinlendiriyorlarsa da. Dinlendirirken yoran cinsten bir pazar bitiyor şimdi. Kimbilir sizlerin nasıl geçti, bana yazarsınız dilerim... 


Bu Pazar yazısının dipnotu şu; kapatmayalım kendimizi kendimize, duygularımız en dibine kadar aksa ve karışsa bile. Ki benim bu haftasonu öyle oldu bile... :) Sevgilerimle, mutlu bir haftaya başlarız umarım... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)