16 Ağustos 2019 Cuma

2019 Kurban Bayramımız


Kurban bayramı iki gün önce bitti, ama bendeki şaşkınlığı daha yeni yeni geçiyor... 5-6 senedir muhitimizde akrabalarımızla biraraya gelemediğimiz kadar bir araya gelip, yine bir bayramın üstesinden geldik. Çok şükür ki, her günü dolu dolu kalabalık bir bayramdı bu sene kurban bayramımız. Darısı diğer bayramlara da olsun yeniden ve aramayalım eski bayramlarımızı yeniden... :)

Kurban Bayramı Pazar günü ile başladı bu sene ve bu sayede bir "pazar yazısı" çıktı yine benden. O gün yazdığım yazı burada... Kalabalıkla başlayan bayram, annemin dedesinin hastalığı ile vesile oldu bu sefer ama oldu işte. İlk gün, bayram gezmeleriyle önce sabah sonra öğleden sonra olmak üzere Gemlik'te olan akrabalarımızı ağırladık. Güzeldi, bir gün içerisinde neredeyse tüm akrabaları görebilmek güzeldi yeniden... (:

İlk gün bayram misafirlerimizi karşıladık, annem ve babam mezarlık ve bayram ziyaretlerini yaptılar; akşamına çok geç yemek yedik ama tam bir bayram günü idi esasında. Yine eskiyle kıyaslamadan, olabildiğince bayramdı bu sefer de... İlk bayram günü bittiğinde öğrendiğim, ikinci ve üçüncü gün için planımızın bayram gezmelerinde yapılmış olduğuydu...


Planlara göre; bayramın ikinci günü Mustafa dayım ve Yurdagül yengemlerde, üçüncü gün ise Elif yengem ve Hüseyin dayımlarda idik... (Kolajda görüldüğü üzere) 

"Kalabalık olalım kalabalık olalım" diye tutturmaya başladığımdan sonra bu bayram bana çok ama çok iyi geldi valla... Küçüklüğünde çokça akraba ile büyümüş ve her fırsatta çay, sohbet, bir arada yemek yemek gibi durumlara maruz kalmış ve bu durumları çok sevmiş biri olarak; sardım sarmaladım yine kalabalık anlarımızı... 

Kahvaltı sohbetlerimiz, çay ve kahve keyiflerimiz oldu bayram boyunca... Akraba arasında yapılan geyik muhabbetleri, kesinlikle arkadaş muhabbetlerinden çok farklı. O geyiklere katılmak istemeden dinlemek ve gülmek terapi gibi geliyor bana... :) Annemin 3 dayısı var yakınımızda, bir dayısı da İstanbul'da; o çok sık gelemiyor bu taraflara... Ama annemin dayısı ve teyzeleriyle buluştuğumuzda hep aynı komedi ortam oluyor; birbirleriyle dalga geçiyorlar, birbirlerini övüyor veya birilerine bir şey yaptırmaya uğraşıyorlar. Tamam, her biri belki de birçok ailede bulunan konular; ama bunlar beni besliyor yine de işte. Her birine rabbim sağlık versin, bir başka fırsatta yine buluşalım geç olmadan. Gerçi 13 Ağustos'ta yılbaşı planları yapıldı bir arada olmak adına da, bakalım fırsat olacak da firesiz buluşabilecek miyiz planlandığı yerde ve planlanan kişilerle... =)


Bayramın ikinci günü idi; kahvaltı sonrası biraz kahve keyfi yapıp, birkaç yeri topluca turlarken büyükler, Gizoşumla sohbet etme fırsatı yakaladık. O da bu yaz üniversitesini bitirdi, görüşememizin acısını bayram fırsatı ile birkaç günde çıkarmaya çalıştık. Annemler o günkü kalan bayram gezmelerini bitirdikten sonra da ailelerimizle AVM'ye gittik; biz gezmeye koyulduk, kahve sohbeti yaptık yine, onlar işlerini hallettiler... :) Benim için değişik bir gündü, diğer günlerin rutinliğinden apayrı... :) 

Avm'ler ateş pahası olmuş, gezdik sadece ve kahve içip yemek yiyebildik işte... İnsanoğlu bir yemek yemekten bir şeyler içmekten vazgeçemiyor ya işte, o misal hissettim. Beraber bir şey yapabilmek yine kuzenimle, iyi geldi tabii ki de... Ama yaşamımızın herhangi bir döneminde, bu kadar rafları boş marketleri görmemiştik ve de alım gücünün bu kadar azaldığını. Allahım sonumuzu hayır etsin, bu bozulan düzeni de düzeltsin inşallah... (:


Kuzenim Gizem evine döndü bayramın dördüncü günü, biz de ilk gününden planlandığı üzere Mustafa dayım, Yurdagül yengem ve bizim ablamlardan oluşan geniş aile ile pikniğe gittik. Bayramı piknikle bağladık ki, temiz havaya hasret kalmış olduğumu ve hiç alışık olmadığımı gördüm... :)

Aslında olduğunca hazırlıksız gitmiştik, birkaç "o nerede, bu nerede" soruları ile masa kurulana kadar bir acemilikle geçirdik pikniği önce. Sonra masaya oturunca attık o acemiliği, biraz yedik ama sonrasında bolca çay içtik... E eskisi gibi pikniğe gitmek kolay değil diye, sıklıkla gitmeyi bıraktık ya; biraz eskimiş ve acemileşmişiz. Evlerin sitelerin yanlarına yapılan çardaklar da bozdu tabi piknik kültürünü bizim için; ya evde elektrikli ızgara da ya da ablamların veya bizim evin çardaklarında mangal yaktık zamanla. Derken unutmuşuz valla... 

O gün piknikten dönerken, orman manzaralı bir başka yoldan döndük eve ki; daha fazla temiz hava demek ve yorgunluğu daha fazla katlamak demekti benim için... Eve geldiğimde banyo yaptıktan sonra saçımın kurumasını beklerken geçen zaman diliminde, göz ve baş ağrımı anlatamam. Benim için iyi miydi, kötü müydü bilemedim başta. Ama açmıştır beni, yaramıştır herhalde sonra! :) Sabah bir uyandım ki çiçek gibiyim, yorgunluk sonrası dinlenmişim ama o yorgunluğu yine hiçbir yere koyamaz haldeyim! (: 

Allah beden yorgunluğundan, temiz hava yorgunluğundan geri koymasın cümlemizi; kıymeti büyük benim için, sizin için de öyle kıymetli olsun, çünkü yokluğu büyük eksiklik! :) 

Velhasıl; bayram böyle geçti işte, kalabalıklara ve rutinden dışarı çıkıp güzelliklere sahip çıkmaya uğraşarak... Annemin dedesinin durumu iyi değil, öncesine göre. Allah yardımcısı olsun inşallah, ne olur bilmiyoruz şu an.

İnsan böyle durumlarda daha fazla birlik oluyor ya hani; dedemin yanına bir bakıcı da tutuldu şimdi, en iyisiyle bakılmaya uğraşılıyor. Evlatları torunları hayırlısı olsun diye dua ediyor ve de iyiliği için uğraşıyorlar. Bu sayede birlik beraberlik içindeyiz, bahaneyle bayramı da olabildiğince bir arada geçirdik diye sevindim tabi ben de... Allahım bu durumlara bırakmadan da buluşturup kavuştursun, bir etsin cümlemizi inşallah. Her günümüz bayram tadında geçsin, hayat bayram olsun cümlemize. 

Hayırlı cumalar ve de hayırlı günler dilerim cümlemize. Sevgilerimle... =)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)