9 Temmuz 2019 Salı

Bursa Kapalı Çarşı - 08.07.2019


Dün (08.07.2019) Bursa Kapalı Çarşı'da idik... Biz Bursa'nın ilçelerinde yaşayanlar için, Bursa'ya gitmek diye bir terim vardır; aynen öyle, dün Bursa'da idik yani merkezde. :))

Kapalı Çarşı'da, annemle babamın cuma günü yola çıkacakları ve bu haftasonu itibariyle köylerine gidecekleri sebebiyle, hediyelik havlu almaya gittik dün... Ondan öncesinde de annemin Bursa'daki araştırma hastanesindeki ortopedi randevusuna gittik dizleri için yine. Dün değişik bir iğne daha vurdu doktoru ama bu sefer de şimdiki durumu için iyi bir tedavi olduğunu söylüyorlar. Yola çıkış öncesi iyi geleceğini iddia etmiş doktoru, dünden beri "daha da iyiyim" diyor aslında ama inşallah böyle sürer gider diye umuyoruz yine... Dönüşte de tedavisine nasıl devam edilir göreceğiz sonrasında. :)


Önümüzdeki pazar günü, annemlerin köyünde Ahmet dedemin ilk sene-i devriye yemeğini verecek 3 kardeş (annem ve iki dayım). Annem babam, küçük dayım ve yengem, yengemin ailesigil, büyük dayım ve amcalarımız bu haftasonu yola çıkıyorlar; kısmetse haftasonu köyde olacaklar... Allahım niyet ettiğimiz üzere, dedemin hep gitmek istediği köyünde yenilen yemekleri canına değdirsin inşallah. Ve ailemizin sevdiklerimizin her birine de sağlıcakla gidip görevlerini hayırlısıyla yerine getirmeyi, geze geze dönmeyi nasip etsin inşallah... :) 


Bunların yanı sıra, dün yeğenimle zorlu geçen bir gezinti olsa da bizim için, benim için yine değişik ve güzel bir gezinti idi... Kapalı Çarşı'ya gitmeyeli en az iki sene olmuştu herhalde, değişen dizayn hakimdi birkaç yerde ama havlucuların bulunduğu kısımda tavan harici her dükkanın giydirmeleri aynı duruyordu. Nostaljik bir hava yaşatmadı değil hani... (: Havlularımızı alıp çıkıyorduk ki, elektrikler kesildi bir ara. Bu bir ara dediğim de, biz Bursa'dan dönene dek sürdü ve sonrasında gezerken duyduğumuza göre bu durum haberlere bile çıkmış üstelik... 

Epey dolaştık ama elektrikler gelmedi ya, "siber saldırı", "darbe olabilirmiş" söylentileri sürdü de durdu üstelik... Dükkan sahipleri ve pazarcılar epey zorlandı, gördük de yani. Ama beni en çok bu birden yayılan söylentiler ve korku senaryolarına hemen kapılabiliyor olmamız üzdü. Bir de o kadar alışmışız ki, çoğumuz yadırgamıyor soğukkanlılık ile dualarımızı edip durabiliyorduk... 

Dün elektrikler biz eve döndükten 3,5 saat sonra gelmiş, akşam 6 sularında diyorlar... Sebebi ise açıklanmış daha sonrasında, merkez trafolarda bir sorun yaşanmış ve kapalıçarşı bölgesiyle beraber trafik ışıklarını da kapsayan heykel bölgesinin kesilen elektriği ister istemez korkulara sahne olmuştu. Allahım kötülere fırsat vermesin, bizi kötü sonuçlara ne alıştırsın ne de karşılaştırsın dilerim yeri gelmişken bir kez daha...


Hazır Kapalı Çarşıya gitmişken ben de dışarıdaki işlerimi hallettim, kuşumuz Maviş'e kuş banyoluğu ve kafesine yeni tül aldık... Banyosuna henüz tam alışamadı Maviş ama dünden beri başarılı gelişmeler de sergiledi. Bir saatin sonunda banyoluğuna cesaret edip göz attı ve üzerine çıkabildi.. :) Üst görselde de görülebildiği gibi önce bakıyordu sadece, sonra oradan üstüne çıkmayı da kafasını sokup suyunu da içmeyi başardı. Ama hala kanatlarını ve diğer taraflarını suya sokamadı kuşum, cesareti o noktaya çekemedik; bugün de denedik ama sadece sevinerek içti oynadı yine kafasını da ıslattı, suya giremedi... :)

Maviş haftalardır bizde kalan Kağanımın kuşu, öylesine birbirimize alıştık ki ama gün içinde sürekli öpücük atıyor ve karşılık veriyor. Havalar sıcak olduğu için bazen gün aşırı dışarı çıkaramasak da, dışarı çıkmaya da içeri girmeye de epey alıştı ilk zamanlardaki gibi zorlamıyor bizi. Gelip elimle oynuyor, masanın üzerindeki küçük nesneleri yere atmaya ve yerdeki ekmek kırıntılarını bulup yemeye bayılıyor şu sıra çoğunlukla... :) Epey epey alıştı, maşallah ufak tefek konuşuyor da. En çok ikimizin arası iyi, sürekli öpücükleşiyoruz Maviş beyle... :) 

Bu hafta ablamlarda kalmaya gittiğimde ablamlara beraber gideceğiz de, bakalım eve beraber dönebilecek miyiz... :) Kısmet ama Maviş'e hep bakmayı çok isterim, evde fazlasıyla eğlence oldu bana; üstelik geceleri de odamı paylaşıyorum onunla! =) En sevdiğim ev hayvanının kuş olduğunu söylemiş miydim? Üstelik sadece hayvan gözüyle, alelade bir canlı gibi de göremiyorum. Bana göre bana yanaşan dışarıdaki basit bir canlı da olsa, onun bir ruhu var, canı insan canı gibi kıymetli... Maviş de o yüzden benim için geldi geleli çok kıymetli. Kısmet olursa beraber döneriz inşallah, bir süredir bakımını da ciddi ciddi üstleniyorum; annemi ikna etmeye uğraşıyorum, bağlanıp bir kez daha evden çıktığı zamanlarda üzülmekten korkuyor o da ve hak vermiyor da değilim aslında... :) 

Ailemizin bir ferdi yani Maviş, hadi inşallah evimizin de bir ferdi olsun Maviş; gördüğünüz gibi çiçek gibi bakmaya ve eksikliklerini tamamlamaya uğraşıyorum evlatlık oğlumun! :D


Dün bitirdiğim kitabı da önerip yazımı bitireyim diyorum; önerdiğim kitap, 
Theta Healing Ritim... :)

Theta Healing'i ve kurucusu Vianna Stibal'ın kitaplarını araştırıyordum nicedir, sonunda Mayıs ayında aldığım kitaplar arasında yer aldı; Theta Healing Ritim adlı kitap ile... Aslında önce Theta Healing için giriş kitabı okuyabilirdim ama çevirisi olan kitabın basımı bitmişti o ay D&R sepetimi doldururken ben. Bir dahaki sefere diyorum şimdilik... :) 

Hani hep kilo meselesine, yeme içme odaklı bakıyoruz ya biz; Vianna Stibal bize diğer yanlarını da anlatıyor, "köklü inançlarımız sağlığımıza etki ettiği gibi ideal kilomuza da etki ediyor" diyor. Bunu anlatırken kitabında örnek inanç çalışmalarına da yer arıyor ama bana kalırsa biraz daha bu konularda bilgili olmak gerek ki, Theta boyutuna ulaşıp gerçekleştirebilelim bize önerilenlerden... 

Eğer aşırı kiloluysanız, bunun nedenleri vardır, bir tanesi de bilinçaltınızın sizi, tehdit olarak algıladığı şeyden korumak istemesi olabilir. Bilinçaltı sadece öğretileni bilir, örneğin eğer ona ilişkilerin kötü olduğu öğretildiyse, bilinçaltınızın sizi bu nedenle kilolu tutar, böylelikle ilişkiye girmemeniz için bir mazeretiniz olur. (Sayfa 151)

Kitapta çok güzel anlatıyor her birini Vianna Stibal, her ne kadar birkaçı konusunda tam olarak uygulama yapabilecek dozda değilse de; düşündürdü beni birçok konuda, misal "acaba benim eksikliğim olarak gördüğüm birçok duruma, geçmişimde hangi köklü inancım sebep olmuştur?" dedim birçok kez...

Vianna Stibal örnekleriyle, karşılaştığı olaylar ve inançlar silsilesiyle bize anlatıyor; misal çok eski bir büyüğümüzün acısının bile bizde hala var olabildiğini anlatıyor, bu da demek oluyor ki "Zihin, bilinenden ve tahmin edilenden de çok aktif durumda!"

Kitap sayesinde daha çok dikkat etmem noktalar olduğunu keşfettim, bu konuyu incelemek isteyenlere tavsiye ederim. Misal bir şey yediğimizde pişman oluruz ya, Vianna Stibal o pişmanlıklardan bile bedenimizin ve zihnimizin etkilendiğini söylüyor. Hani sözlerimize dikkat etmeliyiz, evren vs diyoruz. O evren denilen şey aslında bizim evrendeki yerimiz, kendimizi nereye sığdırıp nereden yol bulacağımızı; inançlarımız hareketlerimiz ve tavırlarımızla gerçekleştiriyoruz...

Kendinize karşı nazik olun; eğer bir şeyi yemeyi çok istediyseniz, sonrasında da yediyseniz, bu çoğu durumda vücudunuzun o an ona ihtiyaç duyması nedeniyle olmuştur. Bedeninize güvenin, ona kızmayın. (Sayfa 114)
Kısacası; bu kitabı okuyun okutun derim, ben favoriler listeme ekledim. :) Sevgilerimle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)