23 Şubat 2019 Cumartesi

Seviyorum.. #7 - Buika


Yarım kalmış bu yazıyı da tamamlamanın zamanıdır şimdi. 2017'nin sonunda Buika'yı keşfettiğimi hatırlıyorum ama dönem dönem hala izlemeye ve dinlemeye bayıldığım nadir şarkıcılardan kendisi ve oldukça da az şarkısını biliyorum üstelik. Ama sesinin tınısı, şarkılarının anlamlarını bilerek ya da bilmeyerek hissettirdikleri güzel... Müzik işte, ustaca içinize işle; diliniz bir olsa da olmasa da, uzaklara bağlayan bizleri. Sanat hep var olsun...

İlk Ağustos 2018'de yazmış ve öylece bırakmışım. Taslaklarda yarım bekleyen veya sadece başlığını atıp yazmamı bekleyen onca yazım var, epey azalttım ama hala var işte. Biri daha eksildi, diğerlerine de nasip olsun inşallah... :) İyi okumalar.

Ağustos 2018

Bu ara günler pek fazla Buika, Edith Piaf, Pink Martini tadında geçiyor. Bu durum kötü anlamda değil elbette, iyi anlamda. Sakin, güzel ama birazcık ağrılarla kuşatılmış halde...



Annem geçtiğimiz Pazar günü belini incitti. Daha doğrusu fıtığı varlığını belli etti ve annem epey ağrılı günler geçirdi. Şimdi daha iyi, özellikle de dünden beri daha iyi. Ama o zamana dek ne benim yazasım geldi, ne de yazabilecek bir konum olduğunu düşünebiliyordum. Oysa açılmayı sürdürsem anlatacak çok şeyim var, ama sanki bir yanım kapanmış gibi hissediyorum. İçimde bir şeylere kapalıyım, bunu şarkılar açığa çıkartıyor. Aşka kendimi kapatmadım ama korkuyorum. Çok istediğim halde, yeniden aşık olsam benim için hayat durur ve kendimi daha fazlasıyla içime kapatırım diye düşünüyorum. Sebebi fiziki durumum mu değil mi elbet biliyorum; sebebi benim aşık olduktan sonra hastalığım ve bedenimin aramızda yaratacağı farktan ötürü oluşacak olanlar hakkındaki düşüncelerim değil, karşımdaki kişinin düşünceleriyle karşılaştığımdan sonrası. Bunları neden anlatıyorum bilmiyorum, Buika kesinlikle bu sıralar olmayan şeyleri bile düşünürken beni sarıp sarmalayan şarkıcılardan biri..



Buika'yı No Habra Nadie En El Mundo (Dünyada Kimse Yok ki Derdimi Anlatacak) adlı şarkısı ile tanıdım. Daha sözlerinin Türkçesini okumadan bana şarkının sözlerinin anlamlarının geçtiği bir şarkı idi bu. Dünyada derdimi anlatacak çok kişim var ama bazen insan hissediyor böyle şeyleri, öyle bir anda dinlemiş ve sevmiştim bende bu şarkıyı...

Sonra bazen dertli, bazen de sadece heyecanlı olduğum zamanlarda ard arda dinlediğim şarkılardan biri halini aldı bu şarkı. En can alıcı cümleleri hangisi bilemedim, aşkın getirdiği acıları naif şekilde anlatan bir şarkı aslında sadece ve en çok müziğinin içinize işlemesi de tesadüf değil bence...


Şubat 2019

Yasmin Levy & Buika - Olvídate de mi



İspanyol müziklerinin bir kısmında az cümlelerle daha çok şey anlatıyormuş hissini siz de hissediyor musunuz? Bu yazıya devam ederken, içimde bir İspanyol sanatçısının derinden acısını aktarma çabası var gibi hissediyorum. Yasmin Levy ve Buika'nın bu düetini ilk dinlediğim zamanlar, hissettim hep derin bir acı idi. Düşüncem "Bir acı aktarmaya çalışıyorlar, çok şey anlatmak istiyor olmalılar"dı başlarda. Sonra sözlerin azlığı beni bir garip hissettirdi. Ayrılmış olan sevdalılardan biri diyor ki oysa; 

"Bana söz ver; kaybetmeyeceksin, yeniden sevmeye umudunu. Beni sevdiğin gibi, seni sevdiğim gibi..."

Birini sevdikten sonra, onu sevmekten vazgeçmen gerektiğini bilmenin derin acısını anlatıyor evet. Ama sözlerden çok, sesler ve tonlamalar ile... Bunu bir müzikte hissedebilmek güzel... 


*Bu serimi ne çok sevdiğimi unutmuşum galiba, yazmaya yazmaya... Daha önceki 6 Seviyorum... adlı yazımda konuları geçen sanatçılar; Damien Rice, Can Atilla, Kayahan, Cengiz Kurtoğlu'nun Saklı Düşler şarkısı, Düş Sokağı Sakinleri, Yiruma idi... Bu seferki diğerlerine göre anılardan çok hislerle ilgili...

Jodida pero contenta, La Falsa Moneda ve yorumladığı Nostalgia coverı var bildiğim...


Bugün ara sıra yaptığım gibi, çoğunlukla tek bir sanatçıya ağırlık verdiğim Cumartesi'lerden biri olsun istedim ve Buika'yı sizler de dinleyin istedim. Tabii ki, Yasmin Levi'yi de, ikisinin ses rengini birbirine çok yakıştırıyorum ben! :)

Buika, Yasmin Levi, biraz da acılı bir ses ile söylenen Hint şarkıları beni rahatlatıyor bir haftadır yine. İçimde mevsimin ve şu aralar yaşadığım bir başka karmaşıklıkların getirdiği garip halleri toparlıyor her biri diyebilirim. Acı çekerken başka bir başkasının acınıza eşlik ettiğini hissediyorsunuz. Sanatını icraa ederek uzak diyarlardan size dokunması güzel değil mi? Kendimi böyle hissediyorum ve bu aralar yine daha fazla uzaklara dokunma ihtiyacı duyuyorum...

Beni uzaklardan okuyan, yani hiç yan yana dahi gelemediğimiz insanlar; bazen birbirimizden uzakta, ayrı konulara dertleniyoruz ve başka hiç kimse dertli değildir bizim kadar diye düşünüyoruz. Böyle anlarda daha iyi hissetmek için dertleri bölüşmek ve de başka dünyevi şeylerin farkına varmak sizlere de iyi geliyordur eminim. Başka hislerin, acıların, anların ve anıların böyle anlarda farkına varır olduk; siz de farkettiniz mi? Daha az konuşur, daha az hisseder olduk o anlar haricinde... 

Müziklere daha çok bel bağlar, sanata daha çok ağırlık verme ihtiyacı duyar ama ağırlık veremez hale geldik... Kısıtlılıklar ve imkansızlıklara bel bağlar ve daha az çabalar olduk gibi hissediyorum. Bir kez daha, birçok yazımda olduğu gibi yorumlara davet ediyorum sizleri. Ne hissediyorsunuz, uzaktan beni okurken ne düşünüyorsunuz ve nasıl görüyorsunuz? 

Bir de tabii ki, Buika'yı ve bu yazımda bahsettiğim diğer şarkıcıları daha önceden dinlemiş miydiniz? Veya bu yazıdan sonra bir şans verdi iseniz ne hissettirdi şarkı sizlere... Merak ediyorum ve irtibat halinde kalmak istiyorum sizlerle. Buna ihtiyaç duyuyorum bu sıra, umarım ulaşırız birbirimize. (:

Müzikle ve Sevgilerimle Kalın... :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)