26 Ekim 2018 Cuma

Şimdi Daha Sağlam Düzenim - Egzersiz Günlüğüm #2


Öncelikle, ilk Egzersiz Günlüğüm yazımı yazdığım 2 senenin ardından bu geri dönüşün kendimi anlamış olduğum gerçeğini bir kez daha itiraf ederek başlamak istiyorum; Hayallerde Gezmek yazımda da belirtmiş olduğum gibi. Sanırdım ki, bazı yanları görmeden hayata devam edilebilir. Aslında buna hala bir yandan inanıyorum, bana zarar vereceğini düşündüğüm her fikrimi ve hissimi hala bugün olsun kendimden saklayabilirim...

Ayakta olmak istediğimi özlediğim gerçeğini ve bunu sık sık söylersem beni üzüntüye sokabileceğini düşündüğümden sebep, söylememeyi tercih ediyordum... Sanki kendime bile "özlüyorum" dediğim zamanlarda geriliyor ve şu an yapamadığım konusuna daha çok kapılıyor ve üzülüyormuşum gibime geliyordu. Aslında hala biraz öyle ama bunu bilmenin beni tamamen bitireceğini düşünmektense, katlanabilmeyi tercih etmek daha kolay yolmuş...

Yani evet, hala ayakta değilim ama artık bunu birilerinin dile getirdiği kadar çok dile getirebilir hale geldim. Eski hayatımı, eski halimi özlüyorum ama bunu görmezlikten gelmemin ve hala çok çabuk buna ulaşabilirmişim gibi davranmanın bana bir yarar sağlamadığını da görebiliyorum... İşte bu! Tam da bu konuda kendimi duyabildiğim ve son durumumu daha net görebildiğim gerçeğinden sonra buradayım; ben kendimi ayakta bulmayı, kendim için mutfağa girmeyi, kendim için ve başkaları için yürüyebilmeyi, sevdiklerimle gezmeyi, bir yerde dimdik ayakta durmayı çok özledim! (Ve bu da bir itiraf; bunu rahatlıkla söyleyebilmek ve yazabilmenin, bu kadar rahatlatacağını bilemezdim.)


İlk Egzersiz Günlüğü yazım burada; yer egzersizlerime kendimce yeniden başladığım ve bir 6 aydan fazla sürdürebileceğimi bilemediğim dönem ve sonrası için, gidişatlarımı ve hedeflerimi anlatmıştım.

Bu yazımda ne anlatacağım konusuna gelirsek; sağlığım açısından kışa hazırlık programımı kendimle ve sizinle paylaşacağım... Antalya'dan döneli 12 gün oldu ve ben daha kendim için bile dökememiştim yazıya... :)


Biliyorsunuz, ben Kas Erimesi hastasıyım. Kaslarla başa çıkabilmenin zor olduğunu, bu kadar da bilmiyordum; 2012'de son atağımı geçirdiğimden öncesi... Ciddiye almam gereken rutinlerin varlığından hep haberdardım, ama bir zamana kadar annemin başrolde olduğu ailemin yürüttüğü rutine uymak daha kolay oldu... Üniversiteye gidene kadar da gerçekten daha kolaydı benim için, kurulu düzenlere ve alışılmış bir kas düzenine göre hareket etmek...

Sonra kas yapım ilk atağımdan sonra sanki tamamen değişti; artık eski kas yapıma göre hareket ettiğim ve rutinlerimi sürdürmeye çalıştığım bir hayatım yoktu. Kısa süre içinde; bu benim bacağım, bu benim kolum diyemeyeceğim düzeyde hayatım değişti... Ben hep, eski pozisyona getirebilmeyi düşündüm ama Fizyoterapistim Tamara abla demişti ki "Kendini hiç yürüyememiş ve yeniden yürüyecek bir bebekmiş gibi düşün! Bu sana daha çok yardımcı olacak."

Ben bunu düşünmenin yanı sıra, eski halimi de düşünmeyi sürdürdüm. Ve eski halimi şimdikinden daha çok... "O hale gelebilirim, ama onu özlediğimi inkar edeceğim." dedim sonra. Zamanla şimdiki daha iyi hale gelebilmenin kolay olmadığını gördüm, çabalamayı da sürdürürken. 3 sene vermiştim kendime, 3 senenin sonunda yine eski halime geleceğim ve ondan da daha iyisine erişeceğim. Çünkü Ortaokula başlamadan önce geçirdiğim kas uzatma ameliyatından sonra böyle olmuştu ya hani! Yine öyle olacaktı...


Hastalık safhalarının değişen durumlarında, her defasında aynı kapıya çıkamayacağımızı kabul etmemiz gerek galiba! Ben daha 2018'in başından beri kabullenebilir durumdayım bunu. 2018'den beri, yapabildiğimden fazlasını değil, yapabildiğim kadarını yapma kararı alarak başlamıştım buna. "Oturduğum yerde, bir tek gün bile kol ve bacak hareketlerimde yapabildiğim hareketleri ihmal etmeden yapacağım." Diyerek bir yola çıktım. Bu 2018 için ilk kararım oldu ve "Zinciri Kırma" dedikleri bir hareket tablosundan yola çıkarak bir gün bile hareketlerimi ihmal etmedim ve üzerine ekleyebildiğim hareketi eklemeyi sürdürdüm...

Zinciri Kırma, Barış Özcan'ın 2016'dan beri Youtube kanalı üzerinden duyurduğu senenin her gününü kapsayan bir prensip takvimi. Kendinizi yapmak istediğiniz ve yol almak istediğiniz bir düzene doğru, "Zinciri Kırmamak" üzere bir prensip belirliyorsunuz. Her gün belirlediğiniz şekillerde bunu yerine getiriyorsunuz. "Her gün yarım saat kitap okuyacağım.", "Her gün şu kadar ders çalışacağım."  gibi... Benim takvimim, üstteki resimde de görüldüğü gibi; "her gün egzersiz yapmak" idi. Barış Özcan sayesinde başarılı da oldum. Umarım bir ömür bunu alışkanlık edemesem bile, bu takvimi tutarak başaracağım. Gerek duyduğum motivasyon budur, kabullendim... :) 


Egzersizlerimi bir gün bile aksatmadan -çok hasta veya ağrılı olsam dahi- en hafifiyle yaptığım üzere, üzerine daha çok hareket ekleyebildiğimi de gördüm. Yani önemli olan aksatmamayı kafaya koymak ve her gün illa ki aynı dozda yapmaya kafayı takmamakmış. Her gün aynı şiddette ve düzeyde olmayabiliyor ama her gün aklıma geliyor ve artık birçok kez yapıyorum, ikiden de fazla. Bu konuyu başarabildiğim adına çok mutluyum... :)


Gelelim "Egzersiz Rutinime" eklemek istediğim yeniliklere...

Sanırım Temmuz ya da Ağustos ayları idi; hareketlerimde diz kapaklarımdaki ağrıların hafiflemesi ve yerini bana daha rahat hareket edebilme imkanını nihayet elde ettim. O zamandan beri, diz ve bel sağlığımı olabildiğince desteklersem toparlayacakmışım gibi hisseder oldum... Diz eklemlerimi daha çok açabilmek için oturduğum yerde koltukta oturma şekillerimi değiştirmeye çalışarak, dizlerimi gerdirmeye başladım. Bel hareketliliğim için de, olabildiğince sırtımı ve belimi, pilates topuna ayağımı koyup rahatlatmaya çalıştım...

Öyle ki; mekik çekmelerime Haziran'da başlamıştım, elimden geldiğince bu süreçte 2 ayda bir 31 günlük mekik egzersizleri yaptım. Amacım hem belimi hem de karın kaslarımı geliştirmek şimdi... Bunu rutine yaymam gerektiğine ise, Eylül'ün 19'unda başlayıp Ekim'in 24'ünde bitirdiğim mekik egzersizleri dizimden sonra karar verdim. O mekik egzersizleri de, koltukta bacak gerdirmeler de sürdürülecek! :)


Hep bahsettim, bacaklarıma düzenli masaj yapıldığı zaman; bu kas uzatma ameliyatımdan sonrasında da, ataklarımdan sonrasında da, epey faydasını görüyordum. Yeterince hareketli olmadığım için, kan dolaşımım yeterince hızlı değil. O sebepten çok üşüyen ve kışları olduğundan da fazla zor geçiren biriyim. Dışarı çıkmak ve balkonda dayanabildiğimden fazla oturmak bile, kışın benim için işkence olabiliyor. (Dün iyiden iyiye sıkıca giyindim ve akşamları eksik edemeyeceğim üzere içinde sıcak içeceğimle Meromun aldığı kupamı kullanıma açtım. Yaz için kullanmak başka, kış için başka sonuçta!) (:

O yüzden bana yeniden iyi geleceğini düşündüğüm üzere; spreyli bir cam yağ şişesi edinip masaj yağımı koyacak, mümkünse bacaklarıma haftada iki defa yağlayarak masaj yapacağım ve öyle yatıp uyuyacağım. Kaslarıma gevşemesi ve toparlanabilmesi emrini, kanıma da üşümemi dayanabilir sınıra çekebilecek dolaşımı sağlama dengesini verebilirsem; daha rahat bir kış geçirebileceğimi umuyorum... Yani bir de, "o yağ sürülecek ve masaj yapılacak!" da diyorum 


İşte diyebilirim ki, aldığım bu üç karar da artık Egzersiz düzenimde var; 

Mekik egzersizlerimi sürdüreceğim (karın ve sırt-bel kaslarım için), 
Masaj sürüp kas gelişimim ve kan dolaşımıma yardımcı olacağım (Soğuğa daha çok dayanabilmek ve kışı rahat geçirebilmek için),
Beslenme düzenime daha çok dikkat edeceğim (kaslarımın beden bütünlüğüyle düzene girmesi için)... :)


Egzersiz Günlüğüm, sadece ne yaptım ve ne yapacağım düzeyinde de olmayacak; bu yazımın başında da görüldüğü üzere, tüm derin hislerimle içimi dökmeye çalışacağım. Bu düzeyde, bir egzersiz günlüğü yazmak istiyorum. Başlıklarını da o haftanın hal-i vakti belirleyecek yine...

O zaman "yeniden hoşgeldi" diyelim mi, Egzersiz Günlüğüm yazı dizime. Blog tutmaya başladığımdan bir iki sene sonrasından beri, yazı dizilerim bebeklerim gibi. Abartmıyorum, cidden öyle! =)

Sevgilerimle, yeniden görüşmek üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)