28 Ağustos 2018 Salı

İlk Tatilimiz - Kurban Bayramı 2018


Bir hafta öncesindeki pazar günü, annemin dayımlarla bayram için Trabzon'a yola çıktığı ve aynı sabah Meromun buraya geldiği üzere; Pazar Yazısı #51 - Kavuşmalı Pazar'ı yazıp gittim gideli, dolu dolu bir hafta geçirmiş halde dönmüş bulunmaktayım... :) Merom Antalya'dan geldi diye yazmıştım Pazar Yazısı #51'de. Meromla bir gün bizde, Pazartesi'den itibaren 6 gün de ablamlarda kaldığımız ve bol bol gezdiğimiz vakit geçirdiğimiz bir haftayı geride bıraktık böylece işte... Merom evine döndü bile, annem de yarına dönüyor hayırlısıyla evine; tatil bitti, Merom gitti ve anılarımız kaldı bizimle...

Nereleri gezdik ve nasıl fotoğraflar çekindik yazısını yazmak istedim. Geçmiş Kurban bayramımızı da kutlar, büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden öperim! :) İyi okumalar...

20.08.2018; Bayram Arifemiz...



Pazartesi günü bizim evde uyandık, sabah Kağanımın bana ve Meryem ablasına getirdiği çiçekler ile uyandık. Tatili güzel başlatan etkenlerden biri idi... :) Merom, eniştem, Kağanım ve ben kahvaltımızı ve çay keyfimizi yaptıktan sonra, öğleden sonra ablamın işten gelmesi ile Meromla eşyalarımızı toplayıp ablamlara geçtik ve böylece tatil bu sefer resmen başladı... :)


Ablamlara geçtiğimiz günün akşamı, arife günü; Bursa'da Anatolium Avm'de gezmeye gittik önce, birer kahve içtik ve bolca gezdik... O gün fotoğraf çekimleri bana aitti ve her ne kadar telefonum çoğu fotoğrafı gölgeli çekse de mağazalarda, güzel fotoğraflar yakaladık. Kağanımın da Meromun da, fotojenikliklerine ve de gülen yüzlerine maşallah diyorum... :)

Meromla oldum olası gezmeyi sevdiğim yerlerden biri, kitap mağazaları... Beraber kitapçı gezip, o kitapların kokusunu solumak ve alışveriş yapmak hoşuma gidiyor. Bu sefer alışveriş yapmadan çıktık ama en sevdiğimiz yazarın yeni kitabını gösterdim Meroma ve beraber hüznünü yaşadık... İkimizin de elinde o kadar çok okunacak kitabı var ki ve bu sene en çok okuduğumuz yazar yine ikimiz için de o yazarın kitapları; derken almadan döndük işte. Başka bir bahara kaldı velhasıl... :)

Bayrama girmeden eve dönüp o akşam okey fasıllarımıza başlamıştık. Ablamla Merom, Eniştemle de ben ortak olup 1-1'lik skorla yenişemeden kalkmıştık o gün masadan... (:


21.08.2018 - Salı; Gölyazı...



Bayramda birçoğu bayramlaşır ve de evden eve gezer iken; biz kahvaltımızı yapıp, Gölyazı köyüne doğru yol aldık bayramın ilk günü ve gezmemizi yaptık... Meroma Ağlayan Çınar'ı gösterip, Gölyazı köyünü gezdirdik... O gün birçok fotoğraf çekimi yine bende idi ve severek yaptım doğrusu. Şimdi düşünüyorum da, ilk defa bir bayramı böyle tatil modunda bayram görünümlü ama bayramdan apayrı geçirdik... Cidden güzeldi doğrusu. :)

Gölyazı'ya eniştem ve ben haricinde, geri kalanlarımız ilk defa gitmişti. Ama ben ilk olarak 2015 senesinde gitmiş ve yazısını bile yazmıştım. O yazımı da okumak isterseniz, buraya tıklayabilirsiniz...



Bu sefer ki gittiğimizde; Gölyazı'da gözleme de yedik, kavun içinde dondurmasını da denedik... Önceki gidişlerimizin her seferinde, Gölyazı daha düzenli idi ama bayramın ilk günü gittiğimizde belediye düzenlemeye girdiği için toz toprak içinde idi... Bir önceki gittiğimizde, dondurma ve mısır yemiştik ama bu sefer ortalıkta stantlar yoktu ve dükkanlaşmanın başladığı apaçıktı.... 

Gözlemesi de güzeldi aslında ama kavuniçi dondurma daha güzeldi dedi ablam ve Meryem. Ben bana dokunduğu için kavun içi şeklinde yiyemedim ama bence dondurması bile güzeldi...

Bu gidişimizde Gölyazı'yı hatırlatacak bir diğer şey, papağan Sıtkı oldu... :) Sahibi sarı saçlı bir kadındı ve Sıtkı ona çok bağlıydı. Onu severken, omzuma almak istediğimi söyledim ilk tanıştığımızda. Daha önce Manavgat Şelalesi'nde ve de Antalya Akvaryum'da papağanları omzuma veya almak istediğimde başaramamıştım, ikisi de çok ağırdı. Ama Sıtkı hafifti. Omzumda durması ile çok tatlı bir his yaşıyordum ama kulağımın dibinde sahibine "Al, al." diye seslenmesi daha hoşnut bir durum oluşturdu. :) 

Gölyazı'ya üçüncü gidişimizi; hepimizin Sıtkı'yı ne kadar çok sevdiğiyle, Sıtkı'nın "Al, al" deyişleriyle ve Kağanımın onunla fotoğraf çekinmeyi çok sevdiğiyle beraber de hatırlayacağım... :)


22.08.2018- Çarşamba; Tarihi Çınar ve Seyirtepesi...



Bir ertesi gün, elbetteki yine bir okey turnuvası gecesinin ardından yatıp uyandıktan sonra; kalkıp kahvaltımızı yapıp, bu sefer önce Uludağ tarafındaki Tarihi Çınar'a gittik, sonrasında da Seyirtepesine... :)

Benim de gitmediğim yerlerdi bu sefer bunlar. Ben Tarihi Çınar'a ilk defa çıkmıştım ve onun biraz üzerindeki seyir tepelerine değil daha yukarıdaki belediyenin sehir tepesine çıkmıştım... Ablam ve eniştem sağolsun, bir Meroma değil bana da yeni yerler gezdirdiler. O günün sonunda, Meroma bir ilki daha yaşattık ve ablam ile eniştemin birçok kez gittiğini söyledikleri Çorbacıya gidip Kelle paça içirdik dostuma. Her ne kadar suyunu içip, tanelerini yemese de; beğendiğini söyledi ve bence bu bile bir şeydi. Merom ve benim için ilkleri yaşadığımız 2018, hız kesmeden devam ediyor resmen işte... :))


Ertesi gün, akşama dek evden çıkmadık ama akşam yemeğinden sonra Meromla bir kez daha dışarıda başbaşa bir Cafede takıldık. Çok yakınımızda olmasına rağmen, fırsat olmadığı ve gerek de görmediğimiz üzere gitmediğim cafeteryalar bölgesinde oturduk... Kağanım yanımızdaki oyun salonunda oynarken, biz beraber kahve çay keyfi yaptık. Dolu dolu tadına vardığımız bir akşam geçirdik... Akşamına dönünce de, dolu dolu sohbet etmeye devam ettik. :)

24.08.2018 - Cuma; İznik...



Bunca senedir İznik gölünde piknik yapmaya gidip de, bir türlü ablamla benim bile şehrine gidip gezmediğimiz bir yerdi İznik. Merom sayesinde bunu da gerçekleştirdik. Her ne kadar Antik Kenti'ni gezemesek de, sokaklarından geçerken her yerinin türbe ve de bir tarihi eser ile dolu olduğunu görebiliyorduk. Bu güzel olmasına güzeldi ama tamamen yıkılmış, tek bir parçası kalmış bir taş parçasının bile üstüne tabelasını asmışlardı. Kalan tek bir parça ile bile orayı belirttiklerine mi, yoksa korunamadığına mı üzüleyim bilemedim. En iyi korunan, İznik'in girişinde bulunan surlar idi ve Antik Kent'e giriş kapısı ciddi anlamda o eskiye götürüyordu insanı... :)

Ama bizim İznik'ten en severek hatırladıklarımız, öğle yemeğimizi yedikten ve bir el langırt attıktan sonra gezmeye başladığımız Çini çarşıları bölgesi idi. Her şeyi Çini'ye çevirebilmiş ve bundan iyi bir sanat ve gelir kapısı yapmışlar resmen. Biliyordum ama bu kadarını bilmiyordum... Meromla ben birer bileklik aldık oradan, ben anneme bir yüzük aldım, ablam kendine çerezlik aldı, Merom bana kupa almış ve de yengemlere hediyelikler aldılar hep beraber; duvar süsü, şekerliği, çerezliği ve daha neleri neleri... Diyeceğim o ki hepsi çiniden, bu durum garip gelirken bir o kadar da; daha çok paralı gelmemiz lazım bir dahakine buraya! dedirtti. Zira insan her şeyi almak istiyor, el emekleri öyle güzeldi ki... :)



Ve son gün; Meromun geldiği gün gibi, o günü de evde geçirdik ve Merom gidene kadar daha çok ne yapıp beraber vakit geçirebiliriz diye fırsat kollamaya devam ettik. O gün iki film daha izledik, akşam yemeği sonrası bir kez daha çay keyfi yaptık ve günü hüzünle de olsa Meromu otobüsüne bindirerek tamamladık. 22.15'teki otobüsüne binip, ertesi sabah evine ulaştı Merom... 1 haftada bile alışıyor insan birbirine, gittiği akşam ablamlarda kaldığım odada yalnız yatıp uyanmak zor geldi yine. Ama insanoğlu alışıyor, alışacağım yine... Sağlık olsun da, yine gelsin Merom bir fırsat bulunca. Ben bu genç işi tatilimizi çok sevdim, onun da sevdiğine eminim. :) Bize bu fırsatı sunan aile büyüklerimizdi, en küçükleri ablam ve eniştem olmak üzere, anne babalarımızla beraber. İyi ki varlar, tekrar teşekkürlerimle... :)

Ve ben; İnstagram'dan paylaşımlarımı yaparım ve buraya yazamasam bile karşılarım diye düşünmüştüm, bu bir haftadır var olan eksikliğimi. Ama tam olarak başaramadım işte. İnstagram'da hafta boyunca 3 paylaşım yapabildim ama benden beklenmeyecek sıklıkta (günde 3-4) İnstastory attım... :) Neyse sağlık olsun, Merom geldi, güzel bir hafta geçirdik ve dün sabah evine vardı bile çok şükür. Nice tatillerimizin başlangıcı olsun bu diyerek bir ilkler silsilesini daha tamamladık yani...

İyi ki varız hepimiz, tatil arkadaşlarıma ve tüm ailemize de sevgilerimle... (:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)