16 Şubat 2018 Cuma

Yürümek O Kadar Kolay Değil! - 16.02.2018


Bugün, günün ilk saat diliminde, gece yazdığım bir yazıyı paylaşıyorum; az biraz endişe ama bol rahatlık ve cesaret ile. Sebebim çok; düşüncelerimin karmaşasında kendini bulan birilerine yardımcı olmak, ben de böyle hislerdeyim demek ve anlayan anlamayan herkese anlaşılır olabilmek gibi... İyi okumalar. (:



16.02.2018- Cuma (00.02)

Antalya'ya dedemin tedavi süreci için geldiğimiz zaman diliminin en başından beri düşündüğüm; bu süreçleri daha kolay atlatırdık idik, eğer ben yürüyor olsa idim. Daha kolay olurdu annemin, babamın ve de ablamların işi...

Bana sorulduğu veyahut keşke denildiği zaman, bu konu hakkında önce içimden kendime, sonra da çevremdekilere tekrarladığım cümle şu oluyor; "Yürümek o kadar kolay değil!"

Benim için çok hassas bir konu, evet. Üstelik belki de çok kişi bu konuyu ayrıntılarıyla konuşmak istemediğimin de farkında. Ama birçoğu gibi bana da garip geliyor, bir zamanlar yapabildiğim bir işlevi şimdi yerine getirememek. Bu önce yürümek oluyor belki ama daha da ötesi var. Yürüme yetimi kaybetmeden önce, çömelip oturma ve de çömeldiğim yerden kalkabilme yetimi kaybettim ben... Biraz daha derine indiğimde, neler neler var aslında...

Keşke konusuna gelince, bazen kendi içimde veyahut dışımda ben de söyleniyorum. Keşke hala dans edebiliyor olsam, keşke hala yürüyebilsem. Keşke hala yorulana dek ayakta durabilsem. Keşke koşarcasına bir yerlere yetişmek için çabalasam, bu çabalar esnasında sendeleyip düşmekten korksam ve belki de düşsem. Yaralansam biraz, o yaranın nasıl oluştuğunu gülerek anlatsam gördüğüm her tanıdığıma...

Keşkenin bir manası yok, aslında var ama yok bir kelime... Keşke sonuç getirmez, takılıp kalmamak gerekiyor deriz ya hani; keşkeyi umuda bağlamak mümkün aslında, yani hepten fos bir kelime de değil hani...

Bu konuları konuşmak fazlasıyla rahatsız etmiyor beni, aksine konuşabildiğim ama yazamadığım bir konu idi bu ve yazabiliyorum da artık. Bilmeyenleri ve de başta benim bile anlam veremediğim noktaya hepten gözü kapalı kalabilenleri bile anlayabiliyorum; "eskiden yürüyordun..."

Bir yetiyi kaybettiğinde, onu kazanabilmek kolay olmuyor. Benim gibi bir hastalığınız varsa da, bu zorluk katlanıp gidiyor ta uzağa... Bazen televizyonlardaki gibi olsa diyorum bende, bir senaryodaki iyileşmeler kadar çabuk mesela... Olmuyor velhasıl...

Umudunu hepten yitirmiş görünmeyeyim isterim karşınızda, olmuyor dediğim kelimemin içinde bile umudumu görün dilerim. Bu yazı böyle bir yazı çünkü... Yürümek kolay değil, güçten düşmek kolaysa da güç toplamak kolay değil; bunu anlatttığım kadar, anlamaya da uğraşıyorum sık sık. Canım tez oluyor bazen, gönlüm hemen yürümemden yana... Yorulmasını istiyor bedenimin ama yürümek o kadar kolay değil valla...

Derler ki; yıkmak basit de yapması zor, bu da öyle işte. "Hasta olan umudunu hep taze tutsun, hastası olan da ona yardımcı olsun." Bu benim tavsiyemdir... Ben şanslıyım, hayatımın yan karakterleri beni anlıyor ve de anlayışla bana yaklaşıyorlar. İyileşmemi benden çok isteyen sevdiklerim bile var. Başrol oynadığım hayat sahnemde, yeniden ele geçirmemi istedikleri birçok alan var. Yürümek kolay değil ama çabaladığımı bilen bu istek sahipleri, ben gibi bulunduğumuz her anın daha da kolaylaşmasını istiyorlar; biliyorum işte. Bazen açık açık konuşuyoruz bunları, bazen hissettirmiyorlar ve bir de bazen hissettirmediklerini sanıyorlar ama ben deli gibi hissediyorum ta içimde...

Gel gelelim bildiğini bildiklerimin yanı sıra, bilmeyi reddedenlere de bildirmekle yükümlü görüyorum kendimi. Mesela sen okuyucu; çevrende ben gibi bir engelli var mı bilmiyorum, ama bil ki iyileşme süreçlerimiz çok güç bizlerin. Elimizden geleni yapıyoruz, yürümek ve de yol almak o kadar kolay değil biz de biliyoruz, ama sen bilmeyen azınlıkta isen bil istiyorum.

Düşen vücudumu toplama uğraşlarımda bunları hem bilip hem de takılmadan atlatmam gerek. Çok düşünüyor ama daha çoğunda da çabalıyorum... Yazınca ise çok ama çok rahatlıyorum. Birileri kendimi sakinleştirme konuşmalarımda kendinden bir şeyler bulur diye umup yazıyorum ve paylaşıyorum. Yürümek o kadar kolay değilse de, ben de istiyorum. Her ortam ve de mecrada, bilinmiyorsa da çok çaba ve çok eğitim gerekiyor sana bana. Sen bil, bil ki ben ve ben gibiler için yeni sistemler geliştirilebilsin...

İşte ben, bir düşüncelerimin karmaşasından böyle kurtulabiliyorum.
Ben biliyorum; size de anlatmak istediğim hayal, umut ve de keşke dolu kalbimden gelen hislerimi, ama en üst düzeyde çabaladığımı da biliyorum. Bazen sadece anlatmak iyi geliyor, hem kişiyi rahatlatıyor hem de bilmeyenleri bilgilendiriyor.

Velhasıl bir şeyler hep bir şeylere vesile olabiliyor, bu sıkıntı sonrası yazma beni rahatlattığı gibi birçoğunu da bilgilendirir inşallah...

Sevgilerimle, Didem Köse...
16.02.2018- Cuma (00.37)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)