7 Kasım 2017 Salı

Yemişim Dişçi Korkusunu! - 07.11.2017


Yedim doğrusu dişçi korkusunu; hem yedim, hem yendim... Bir de şunu dedim bugün eve döndükten sonra; yemişim dişçi korkusunu, sevdiklerime bir şey olmasın! Dişçi korkusu beni bitiremezmiş, sevdiklerime bir şey olacak korkusu beni yiyip bitirmesin! 

**Bazı tarihler fena yazılıyor takvimlere, bugün de bizim için fena yazıldı. Şükür ki ucuz atlatıldı. Canımıza, canlarımıza sağlık olsun... Amin.

Dün burada korkuyorum korkuyorum diye bir ağlayarak kaçmadığım kalmıştı; o korku hastanede randevu saatimde gidip ilacımı içtikten sonra, doktorumun çağırmasını beklerken de ayrı şekilde hafiflemiş ama devam eder haldeydi... O korku hiç bitmeyecek sanmıştım doğrusu, ama işlem için çağırıldım ve babamla içeri girdim. Dişçi koltuğuna oturdum, hala endişeli olduğumu dile getirdim doktoruma. "Çok değil, gerçekten biraz sızlayacak." dedi doktorum. Annemin-babamın, Yaseminim, Meromun dediklerini düşledim; bıraktım kendimi koltuğa ve doktorum işleme başladığı anda gözlerimi kapattım. İşlemin sonlarına doğru idi, işleme gözlerim açık devam edebilir hale geldiğimde...

Acı eşiğimi çok düşük bilirdim, belki de değildir de diyorum şimdi; bilemiyorum. Ağzıma bir hortum verdi doktor, koltuğu yatırdı. Ağzımı kocaman açmamı söyleyip, minik su hortumu ve tartarlarımı temizleyeceği sivri uçlu metal aletini de eline aldı ve işleme başladı. Korkum ilk başladığımızda, doktorumun da teskin edici sözleriyle azalmaya başladı. İşlem sırasında da konuştu zaten benimle doktorum, elimi havaya kaldırmam bizim "duralım, dinlenelim" deme şeklimiz oldu bugün. Dişlerimi daha sık ve daha iyi bakmam gerektiğini anlattı işlemi yaparken, onun konuşması beni teskin etse bile ağzım açık durmak gerçekten en çok zorlayan oldu. Birkaç kez dinlenme gereği duydum, her biri çene kaslarımın yorulması sebepli oldu...

İşlem 10-15 dakika kadar sürdü, işlem sırasında doktorum "Kısa sürecek demiştim ama tartarların sandığımdan da çokmuş Didem." dedi. "Hı hı" diye güldüm ama işlemin bu kadar zor olmadığına da içten içe ağladım doğrusu. Evet; diş etlerine o sivri uçlu metal değdikçe ufak sızlamalarım oluyordu, ama korktuğum gibi zor ve acılı bir işlem olmadı. Ağzımın açık durmasından sebep doğan gergin çenemin acıyı daha derinden hissediyor gibi bir durumu vardı daha çok. O sebeple; ön dişlerimde üst üste binen dişlerimin araları ve de alt dudağa yakın olan kısımları temizlerken işlemde canımın en çok yandığı anlarım oldu...



İşlem bitti, ağzımı yıkadım doktorun muayenesindeki lavabosunda. Teşekkür edip çıktım ama ağzımın uyuşukluğu ile ne dediğimi ben bile zor anladım... Eve gelene dek arabada baktım dişlerime; arada birkaç boşluk var, meğer tartarlarımın varlığından sebep kendilerini askıya almış diş etlerimin yokluğundan oluşmuşlar resmen. Öğlenden sonra dişlerimi fırçaladım, kanaması durmuş diş etlerim en ufak fırçamı dokundurduğumda kanıyordu. Benim uzun zamandır diş etlerim kanamıyordu ki! Ayna karşısında esas olarak bakabildim de; benim dişlerim uzun zamandır bu kadar pembe olmamıştı! Dişlerime daha iyi bakmaya ve kontrollerimi ihmal etmemeye gayret edeceğime dair bugün kendime bir söz verdim. Meğer benim dişlerim değil, tartarlarım varmış; doktorun lavabosuna bıraktım da geldim... :)


Fizik tedavimden sonra, ancak 1'de kendimde olarak telefonumu elime aldım ve dostumun trafik kazası yaptığını öğrendim... Allahım diş miş bitti bende o saatten sonra! Yemişim diş korkusunu dedim kendime gelebildiğimde, sevdiklerime bir şey olmasın! Çok şükür ki Merom ciddi anlamda ucuz atlatmış. Kafasında 9 dikişi olduğunu öğrendim sabah; kol ağrısı, mide bulantısı ve baş dönmesi varmış biraz da. Ama çok şükür ki sonuçları temiz çıkmış, bugün hastanede kalacak sadece. Yani sabahtan beri hastanede benim dostum... Allahım beterinden de, benzerinden de korusun; Meromu, cümle dostlarımı, sevdiklerimi, sen koru rabbim!

Ben bugün dişçi korkumla başa çıkabileceğimi öğrendim ama bir de esasında dişçi korkumun önemsiz olduğunu daha esaslı şekilde öğrendim. Ailem, dostlarım, sevdiklerim iyi olsunlar da, ben başedebilirmişim... Meromdan bugün hiçbir mesaj almadığım sebebiyle yazma girişiminde bulunuyordum ki, yengem yazdı bana. Ona cevap verdikten sonra Meroma yazacaktım ama yengem tekrar yazdı ve durumu bana bildirdi. O anlar, sıcak bastı birden ve tüm ortam boşalıyordu ya sanki; "çok şükür dostum iyi ya, daha ne isterim ki" demem Merom ile konuştuktan sonra gerçekleşti... İnşallah ağrılarını sızılarını ve yaralarını da çabuk atlatacak canım benim.

Uzak olmak bazen cidden zor! Şu an hastanede yanında olmayı çok isterdim mesela. Ama böyle zamanlarda teknolojinin varlığı da ayrı şükrettiriyor insana... Haberlerimi alıyorum, Merom iyi diye şükrediyorum. İnsan sevdikleri açısından da nereden yara alır ise, aklı o yanda kalıyormuş. Yine aklım dostumda. Çabuk toparlanacak inşallah... Yemişim dişçi korkusunu yani, sevdiklerime bir şey olacak korkusunun yanında halt bile edemezmiş...

Allahım cümle sevdiklerimizi korusun, bizlere bağışlasın dilerim. Sevgilerimle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)