16 Haziran 2017 Cuma

Okudum - Yeni Moda Turuncu


Yazarı Piper Kerman isimli bir kadın olan ve gerçek hikayesini yazmak hususunda büyük yüreklilik sergilediğini düşündüğüm Yeni Moda Turuncu kitabını iki gün önce bitirdim ve bu yazıyı yazmalıyım diye düşündüm. Bu sene kitap fuarı gezimizden aldığım indirimli kitaplardan biri idi. April Yayınları'nın 3 kitap 10 TL kampanyasından almıştım ve kapağında New York Times Besteller'da 1 numara olmuş bir kitap olduğu yazıyordu... Bestseller'a gerçekten yakışacak bir kitap olduğunu, bitirirken daha iyi anladım. :)

2017 Bursa Kitap Fuarı yazıma buradan ulaşabilirsiniz...


İçinden bu kadar garip bir hikaye çıkacağını düşünmüyordum alırken açıkçası. Beni heyecanlandıran kitaplardan biri idi ama yine de beklediğim böyle bir kitap değildi.

Klasik düşünürüz ya, filmlerde ve hikayelerin çoğunda anlatılan dram şudur bizlere; çiftlerden biri kötü bir durumda bir hata yapıp içeri düşse veya düşmese bile geçmişte bir hata yaptı ise (kötü madde kullandı ise, biri ile birlikte oldu ise, şu ana etki etmeyecek olsa bile geçmişe utanılacak bir anı bırakacak bir hatada bulundu ise), bu durum kişinin sadece kendisini etkiliyor olsa bile bırakılır gidilir karşı taraf tarafından. Ülkemizde tek mantık vardır; geçmiş veya gelecekte tek bir hata yeterlidir, terketme eylemini gerçekleştirmenin haklılığı adına!

Kitapta bu durumun klasikliği olacak diye çok korktum okurken hep ama olmadı. Gurur duydum, "seven budur destek çıkan ve yanına olandır!" dedim; Piper Kerman'ın sevgilisi ve nişanlısı olan hapis hayatı sırasında bekleyeni ve de sonrasında evlendiği sevgilisi Larry Smith için...


Kısa olması için uğraşacağım bir şekilde anlatmak istiyorum o zaman şimdi sizlere kitabın hikayesini. Çünkü böyle güzel hikayelere ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum... (Kitabı okumak isteyenlerden ricam, bundan sonrasını okuduktan sonra özet yapmış gibi algılayabilirsiniz.Bu bilgiyi ekleyeyim, ona göre devam edin okumaya.. =) )


Piper Kerman; gençliği sırasında büyük bir hata yapıp iş hayatına atılamadığı sırada, uyuşturucu taşımacılığı yapan bir çete ile çalışmaya başlar. Bu kısa çalışma esnasında, bir lezbiyenlik macerası da geçer başından. Belki de bunun etkisindendir, bu işi de yapabileceğini düşünüp bir kereliğine mahsus olacağını bilmediği taşımacılık işine girişir. Epey korkunç ve stres içerisinde geçirdiği işin sonucunda, yakalanmadan sonuçlanan taşımacılığının ardından sevgilisinden de işinden de ayrılır. İlerleyen senelerde, üzerinde büyük bir pişmanlık taşımakta ama bunun telafisini de gerçekleştirememektedir. Hayatını bir şekilde, eski hatalarından ders çıkartarak şekillendirmeye girişir...

İşlediği suçun üzerinden geçen 10 senenin sonrasında Piper Kerman'ın cezasını çekmesinin sırası gelir. 2 sene öncesinden adı bir suç çetesinin davasının dosyasında suçlular arasında geçmektedir. Tek yaptığı bir kereliğe mahsus yaptığı sonuçlarını baştan tahmin edemediği bir suçtur ama suçunun cezası da olmalıdır. Bunu kabul ederek bu sürece giriştiği ve bir nebze olsun cezasını çekebileceğinin rahatlığı ile sevgilisine olan biteni anlatır ve sevgilisinin de desteği ile mahkeme süreci başlatılır. Mahkeme süreci 5 yıl kadar sürer, daha sonrasında da Piper Kerman 15 ay hapis cezasına çarptırılır. Nihayetinde hapishanesine teslim olurken, mahkeme süreci başladığından beri 6 yıla yakın bir süre geçmiştir ve bu süreç içinde de sonrasında da ailesi ve arkadaşları en büyük destekçisi olmaya gönüllüdürler...

Piper Kerman mahkeme sürecinin sonunda nihayet cezasını çekmek için Danbury Hapishanesine gönderilir ve burada içeride yapabileceğinin en iyisini yapmaya gayret eder; çünkü içinde işlediği suçun bedelini ödemek için yanıp tutuşan bir vicdanı yanmaktadır. Hapishaneye girerken hem çok korkar, hem de gönüllüdür. Ama hapishane beklediği gibi değil, aşırı şekilde insan dışı muameleler ile doludur ve yaşam standartlarını düzeltmiş biri için bu durum onun için epey zorlayıcıdır.

Piper Kerman'ın beklediği şey elbette ki büyük ölçüde iyi davranış değildir, ama topluma kazandırılacak bir süreç beklemekte ise de tam tersi ile karşılaşarak hayal kırıklığına uğramayı kabul edemediğini sürekli belirtmiş kitabında.

Birçok kadın ile tanışmış, bu kadınların hayat hikayelerini dinlemiş, elinden geldiğince yardım etmiş ve de çok yardımlarını görmüş.

Kitabı okurken Piper Kerman'ın anlattığı bu süreçler içerisinde büyük öğretilerle sarmalanırken, acı acı gülümsediğim oldu birçok kez. Hiç kimse için kolay olmayacak bu süreçleri tüm açık yüreklilik ile anlatmış kitabında Piper Kerman. Kendisi kadar şanslı olmayan kadınlar varmış içeride. Şanslı olduğunu hissetmenin iyi ve kötü yanlarıyla da ele almış suçlu hayatını. Dışarıda bir tek destekçi bulamayacak kadınların yanı sıra, kendisinin bir sevgilisi, ailesi ve de birçok dostu varmış onu destekleyen, mektup gönderen, ziyaret eden, kitaplar gönderen...

Bir de site açılmış arkadaşları tarafından ona, sesini tüm dünya duysun ve bu süreci nasıl göğüslediğine şahit olsunlar diye; http://www.thepipebomb.com/

Bir de kitabın arka kapağında da yazdığı gibi; Netflix'in ses getiren dizisi Orange İs The New Black'e konu olmuş Yeni Moda Turuncu, Piper Kerman'ın kadınlar hapishanesinde geçirdiği bir yılın sansürsüz hikayesi.



Ekleyeceğim son notlar olarak şunlar var;

Herkes hata yapar; yeter ki hatasından döndüğünde bu hatasının sonucunun sorumluluğunu üstlenebilsin.

Hep okurum, "Bir kez yapılan yanlış hata, aynı yanlışın tekrarlanması tercihtir." Kimi zaman onaylarım, kimi zaman da "yok ya illa da tercih değildir insanız kanarız, yanılır-yanarız..." derim. "Topluma kazandırılma ve de dinleme unsuru gerçekleşmez, bir şans verilmez ise hatalar tercihlere dönebilir."'i özetliyor kitap aslında bence. Büyük suçları tenzih ederim, o konu çok farklı boyuta giriyor onun bende farkındayım.

Kitapta çok düşündüren ve de üzerinde durduğum bir paragraf var, tamamiyle paylaşmak istiyorum;


Sayfa 354;

Başta benim işlediğim suç olmak üzere, işlenen her suçun sebebi aslında insanın karşısındakiyle empati kuramamasıdır; ancak empati aynı zamanda eski bir mahkumun yeniden topluma ayak uydurabilmesi için de anahtar kelimedir. Hapishanelerimizde olan her şey tamamen toplumun kontrolü altında. Halk, mahkûmiyetlerin hem cezai hem de iyileştirici olmasını bekliyor; ancak hapishaneden beklediklerimiz ve aslında bize sunulanlar tamamen farklı şeyler. Hapishane sisteminin bize öğrettiği ders, hapishanede bir vatandaş, kendine ya da döneceği topluma yarar sağlayabilecek bir birey olarak değil de bir mahkûm olarak nasıl hayatta kalmayı başaracağımızdır.


Bir toplum çocuklarını yetiştiremiyor, toplumu sevgi ile değil nefret tohumlarıyla besliyorsa gençlerde hatalar kaçınılmaz olabiliyor belki de. Aynı şekilde bir devlet; insanlarına yeterli iş imkanı sağlayamıyor, her evladına bakamıyor ve de yeterli şekilde denetimlerini gerçekleştiremeyip, her türden insana ayrı standartlar biçiyorsa, o toplumda da bir istikrarsızlık söz konusudur...

Diyeceğim o ki; bu kitabı okuyacak olursanız, gerçek hayata dair başka bir açıdan da "suç" konusuna gözlemleyerek bakacağınızı ve her insanın hata yapabileceği konusunu sizin de düşünmeyi seçeceğinize inanıyorum.

Yine söylemek istiyorum ki; büyük suçlar, travma sonucu ve de altında çok büyük etkeni kendisine sebep edinenlerin konularını tenzih ederim. "Herkes hata yapabilir, yeter ki hatasının telafisini karşılama sorumluluğunu üstlenebilsin!" diye yanıtlamak isterim...

Allah bizlere; Larry Smith gibi, geçmişimize sığdırdığımız utançlarımıza rağmen sevebilecek kişilerle ve de bizleri desteklemeye hazır yüce gönüllü aile ve arkadaşlar nasip etsin... Ben okudum ve çok sevdim, gerçek hikaye olması da ayrıca etkiledi sanırım. Okunmalı ve de dersler çıkarılmalı diyorum; hem kararlar almadan önce sonuçlarını düşünmemiz gerektiği, hem de bilerek veya bilmeyerek gerçekleştirdiğimiz hatalarımızın sorumluluğunu da üstlenmemizin gerekliliğini anlatan bir kitap...

Sevgilerimle... :)


Not; Başta da söylediğim gibi, fazlasıyla hikayeyi anlatmış bulundum ama dayanamadım. Yine de anlatmadığım birçok ayrıntı var kitapta. Hem dram hem de gerçek hayata dair deneyim içerikli bir kitap okumak isterseniz, o kitap bu kitaptır. Onca drama rağmen, eğlenceli anlatımı da sizi çok sıkmıyor özellikle. Yazarı Piper Kerman'a hem geçmiş olsun hem de yürekliliği için tebriklerimi sunuyorum. Sevgilerimle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)