29 Haziran 2017 Perşembe

Okudum - İyimser - Laurence Shorter


2017'de bitirdiğim 9. kitap oldu; Laurence Shorter'ın İyimser adlı kitabı. 15. Bursa Kitap Fuarı'nda April Yayınları'nın standından aldığım indirimli kitaplarından biri idi. 2017 Bursa fuar yazıma ulaşmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz... :)


Daha bugün bitirdim ve taze taze yazısını yazmalıyım dedim. Fazlasıyla konusu değişik ama bir o kadar da gidişatı da tahmin edilesi olduğunu sandığım bir kitap oldu. Sonucuyla beni epey şaşırtsa da, güzel bir kitaptı ki fazlasıyla alıntı yaptığım ve ilham aldığım noktaları bol olan bir kitaptı... Ne sıkıyor ne de beklenildiği gibi çıkıyor oldu benim için, sonu şaşırtıcı idi... :)



Kitabın konusu; Laurence Shorter'ın dünya üzerinde kötüye gittiğimizi görüşünün ve bu durumdan ancak iyimserlikle kurtulabileceğimizin düşüncesini İyimserleri bularak ve onlarla konnuşarak başaracağını düşünmesiyle başlıyor. Ancak Laurence Shorter İyimserliği yaymaktan çok "İyimserlerin çokluğunu ispatlamaya" dönünce, işler istediği gibi gitmiyor. Tabii uğraşları sırasında kendi adına başarıları da oluyor, kendini geliştirmeyi ve eksikliklerini de tamamlamayı ihmal etmiyor. Gerçek hikayesini yazarken, bir kitap yazılana dek konu hakkında ne çabalar harcanabiliyor onu da yazmış tabii ki...

Gelgelelim üst paragrafta da söylediğim gibi; İyimserlikle kurtulabileceğimizi düşünürken, daha çok İyimser olduklarını söyleyenlere daha çok yöneldiğinden pek fazla bir şey başarıp başaramamak konusunda gel gitler yaşadığını düşünüyorum. Yer yer kendi hatalarını da görse, düşündüklerini yeteri kadar savunamadığını düşündüğüm bir kitap içeriği hakimdi. Söz hakkı verdiği ünlü veya ünsüz halklardan insanların fikirlerine daha çok yer veriliyor. Onların İyimserlik tanımlarına bağlanma ve onları hayata geçirmek hakim gibi bir kitap olmuş bana göre...

Kitabı okurken çok alıntı yaptım, öyle ki bazı teknikleri bilmeden kullandığımı keşfettim. Hayallerle hayatı gerçekleştirme diye tanımlayabileceğim bir "Hayalinde Canlandırmak, Evrenden Sipariş Etmek ve Kendi Gerçekliğini Yaratmak" olguları var ki, her birimiz bilerek veya bilmeyerek deniyoruz gün içerisinde ve bazen yeteri kadar sabır ve çaba göstermediğimizden olmuyor belki de. Kararsızlığımız öyle büyük ki; Dünya, bizlerle beraber büyük bir karamsarlığa uçuyor, kendimizi toparlayamıyoruz...


Daha da iyi de olabileceğine inandığım bir kitap olmuş bana göre İyimser. Öyle ki, yazarının en gel-gitli döneminde başka arayışları esnasında eksik yanları kalmış bir de... Aldığım birçok not var demiştim ya; bu notlar kitabın yazarının bizlere aktardığı düşüncelerinin (kendi çare ve fikirlerinin netliğini veremediği kararsız düşünceleri ile beraber) yanı sıra, birebir görüşmeler yaptığı İyimserlerin veya İyimserliğe yanaşan kişilerin görüşleriyle beraber;


“Kültürel anlamda büyük başarılar, tarihin iyimser dönemlerinde ortaya çıkmıştır.”  Diyor Psikolog Doktor Martin Seligman.

“Aydınlanma, her Budist’in nihai amacıdır. Acıların son bularak kişinin huzura ermesi anlamına gelir.” diyor kitabın yazarı ise...

İstediğiniz ve dilediğiniz şeylere dikkat edin; göz açıp kapayıncaya kadar gerçek olabilirler! diye bir keşfini dile getirirken, esas olarak iyimserliğin ve de düşüncelerimizin pozitifliğinin hayatımıza nasıl yansıdığını anlatıyor daha sonra yazar...


Srikumar; “Sorun şu ki; hep kendini düşünürsen, hep mutsuz olursun. Bu kaçınılmaz bir durum. Dünya senin istediğin gibi dönmez ve sıkıntılar hiçbir zaman sona ermez. Eğer iyimserliğinin odağında her zaman sen varsan, hiçbir zaman mutlu olamazsın.”

“Sevgi, ancak özgürlük içinde var olabilir. Güvenmen lazım. Her şeyin yolunda gideceğine güvenmen lazım… Sistem böyle işliyor.”

İyimserlik, tamamen kontrolle ilgili bir şey… Depresyonun temelinde, kişinin kendini güçsüz hissetmesi yatıyor. (Öğrenilmiş İyimserlik)




Ve kitaptan en sevdiğim teknik Seligman'ın en sevdiği teknik olduğunu söylediği "Üç Şükür Egzersizi" idi. Benim yazarak değilse de çoğu akşam deneyimlemeye çalıştığım kitaptan önce teknik olduğunu bilmediğim bir şeydi. Deneyin, beraber yazarak da deneyimleyelim;

Üç Şükür Egzersizi; bir hafta boyunca, her gece uyumadan önce o gün yolunda giden üç şeyi yazın. Yolunda giden şeyler için minettar olmanın insanı mutlu eden temel unsurlardan biri olduğunu göreceksiniz. Bu somut bir veri.” Diye ekledi. “Bu egzersizi yapmalarını istediğim insanlar kendilerini daha mutlu hissediyorlar ve bu mutluluk hali altı ay boyunca devam ediyor.”

Güzel bir kitap daha böyle bitti işte. Yer yer eksik buldum, yer yer gülümsedim ama sonunda kitabı sevdiğime karar verdim; sonu her ne kadar bana sürpriz de olsa... Bol okumalı günler olsun hepimize... :)


Kitaptan aktardığım alıntılarımdan son iki notum da şunlar olsun ;

"Yapabileceğin en akıllıca şey, ne kadar kötü olursa olsun başına gelen her şeyin kıymetini bilmektir. Çok değil, hayat kısa bir süre sonra pes eder. Zihniniz bu yaklaşıma uyumlu hale geldiğinde başınıza sadece güzel şeyler gelir. Barbel Mohr."

“Eğer iyimsersen, iyimserliğinin sağlam temellere dayandığını göstermek için çok çalışman gerekir. Eğer herkes arkasına yaslanıp hiçbir şey yapmazsa, o halde iyimser olmamız için hiçbir sebep kalmaz ortada. İyimserlik insanı tatmin eden bir şey olsa da sıkı çalışmayı da beraberinde getirir.” 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)