30 Aralık 2015 Çarşamba

2015'in Son 5 Ay'ı...


* Son 2 güne, 3 yazı sığdırmayı düşünüyorum, bakalım becerebilecek miyim! Beraber göreceğiz artık... :)

Bu yazıyı yazmayı düşündüm bugün birden, aslında aklımda direk 2015'in kritiğini yapmak vardı. Ama biliyorsunuz ben son 5 ay'ı, ayda birkaç tane yazı yazarak geçirdim günlerimi. Yoğun muydum? Eh evet. Yorgun muydum? Ona kesinlikle evet. Ama bunun dışsal sebeplere bağlı olduğundan çok içsel sebeplerime bağlı olduğunu da anladım yine. Özellikle şu son 2 ay beni çok yordu 2015. Şu birkaç gündür rahatım, ama sebepleri biraz daha bana kalsın istiyorum. İçsel, epey içsel bence bu. Kendi kendimi bunalttığım nadir zamanlardan birindeydim gibi bir şey...

2015'in Temmuz Ve Ağustos Aylarından Bahsedelim Öncelikle; 


Üstün körü bahsettiğim noktalardan ilki şu; Ankara'ya gittik bu sene Temmuz ayında, Şeker Bayramında...

Ankara'yı çocukluğumda hastahane unsuru sebebiyle bir süre sevmemiş de olsam, zamanla en sevdiğim şehirlerden biri haline geldiğini çokça söyledim biliyorsunuz. Ve her gittikçe; içindeki insanlarımızın haricinde, kendisine de olan özlemimi de gidermeye çalıştığımı da söylemiştim 2012'de. 

Saniye teyzemlere gitmiştik bu Temmuz ayında; ailemizden olmalarının yanı sıra, Kağanımızın da kivrası oldular bu sene kendileri... Sohbetler muhabbetler sadece 3-4 güne sığdırılmış olsa da, o 3-4 gün güzel geçen birkaç hafta gibi geldi ve dinlendirdi bizleri. Fotoğraflar anlatıyordur zaten, gülücükler eksik olmamış suratımızda. Bu gidişimiz, plan dahilinde değildi üstelik bu sene. Saniye teyzem düşmüş bayramın birkaç gün öncesinde ve bizi de Ankara'da görmek istediğini söylemişti. Çok şükür iyiydi ama her düşüş bir yaralanma doğuruyor sonuçta. Ağrıları vardı biz oradayken de. Allahım beterinden korusun inşallah, onu ve cümlemizi... 

Ankara; geçtiğimiz caddelerinden evlerde ettiğimiz sohbetlere kadar güzel anılar bıraktı zihnimde bu sene adına. 3 sene sonra, yeniden Ankara'da idik işte... Önümüzdeki senelerde daha uzun süreli gidebileceğimiz zamanlar diliyorum ailem ve kendim adına. Zira ne sokaklarına ne de insanlarına doyamadım bu sene yine... :)

2015 Ağustos 


Bu sene senede 1 kez kestirme ile kurtardım saçlarımı. Kısa saça alışkanlık da feci imiş, kaç sene oldu hala alışamadım bu duruma. Kestirene kadar birçok bahane girmese idi araya, daha çok kestirirdim eminim. Uzayınca duramıyorum çünkü bu sefer de... Bu yaz Antalya'ya gidemeyince, geç vakte bile kaldı yani. Ağustos'un 10'u falandı kestirdiğimde. Aradan 4 ay geçmişken, bakmak feci geliyor işte. Bakmayın böyle uzattığımda cümlelerimi, en nihayetinde saçları kestirdim işte yine. Eklemeden geçemedim. :)


Bu yaz Antalya'ya gitmedik dedim ya; sebebi Uzay Terapi'me ara vermeden tedavimi sürdürebilmekti. Biz gidemedik Antalya'ya ama, Antalya'dan Yengem-İncim-Merom-Dayım geldiler bize. Onlardan birkaç gün öncesinde de Ankara'dan kuzenim geldi. İyi ki de geldiler, evimiz şenlendi yine... 3'lü olarak geçirdiğimiz günler, kaliteli günlerimdendi 2015'te. Gülerek, konuşarak veyahut susarak, ihtiyaç duyduğum vakitlerin en güzellerini geçirdik çok şükür...

Resimlerle ilgili diyeceklerim ise şunlar; İlk resimde Uzay Terapimi sürdürmüşlüğümü, ikinci resimde "Merom-Gizom ve ben" yine güzel bir üçlü kurarak bu yazı verimli geçirdiğimizi, üçüncü resimde Kağanım biraz büyüdüğünden beri karıştırılmayan mutfak dolaplarını karıştırma sırasının kuzenim İncime geldiğini (Maşallah kuzuma:)), dördüncü resimde ise Merom ve Gizomun odamı nasıl şenlendirdiğini görüyorsunuz. :) Bana kalsa, 3 ay boyunca kalsalar gık demem. Ama; okullar var, işler var işte... 


Ağustos'un sonu Yengemler döndüler yeniden Antalya'ya. Bu kolaj da dönüş günlerinden. Bu yaz nedense veda etmek daha zor geldi bana. 2015'te nasıl olduğumu söyleyeceğim kelimeyi biliyorum aslında bu resimden sonrasında; Duygusal... 2015'te normale nazaran daha duygusaldım ben, özellikle bu son 5 ayda... Yengemlerin evdeki sesi, Meromla Gizomun ise odamdan sesleri eksildi hepsi birden gidince... Kağanımla ben ve annemler kaldık yeniden baş başa, hem odamda ve hem de evin birçok yanında...

Merom ve Gizom odamı şenlendirdi derken şaka yapmıyordum bu arada. Bu yazı hatırlıyorum da; kaldıkları 3 hafta boyunca odamdaki varlıklarına o kadar alışmıştım ki, onlar gittiklerinde biraz zorlandım gece yalnız yatmalarıma. Büyümüş olabilirim, senelerdir yalnız yatıyor da olabilirim. Ama "Alışmış kudurmuştan beterdir." diye bir söz var ya hani. İşte aynen öyle oldu bana... Önümüzdeki seneye yeniden istiyorum bu yazı, bu sefer de yeni odamda geçirelim matrak günleri ve gecelerimizi... :)


Eylül 2015;


Yeni oda demişken; Dayımları yolladığımız gün Ağustos'un son Pazar'ı idi. Balkondaki şöminemiz kırıldı onlar gittikten biraz sonra. 2 gün sonra Eylül'ün başında da balkonumuzun yeni hali için tadilat başladı. Yerler taş kaplandı yeniden ve ardından da annemlerin ve bizim odalarımız yer değiştirdi. Yani diyeceğim o ki, Eylül tadilat yapılarak başlandı, bende bu yoğunlukta alıştım yeniden yeni odamda yalnız yatmaya. 2015'te fazla duygusallık vurdu bana demiştim değil mi? Odamı yeniden değiştirmek de ayrı bir duygusallık yarattı tabii bende. Eski odama döndüm, ama eski odamdan döndüm; basit bir karmaşa düzeneği... :)


Tadilat sonrası Eylül ayı; kutlamalarla devam etti ve en sonunda da Kağanımın kreşe başlamasıyla sona erdi. Zorlu zamanlar o zaman başladı asıl; "Bir çocuğun kreşe başlaması ne kadar zorlu bir süreçmiş öyle?" Bunu da öğrenmiş oldum işte böylece... 

Kutlamalarımızın sebebine gelince; annem ve babamın evlilik yıldönümünün ve ablamın doğum gününün Eylül ayında olmasının yanı sıra, bir de Kağanımın kreşe başlaması ve ablamın ehliyet alması bu senenin Eylül ayına kutlamalar dahilinde anı olarak eklendi. Eklemeliyim; 2015, kutlaması epey bol bir yıl olarak kaldı bir de anılarımızda...

2015 Ekim Kasım;


Ekim ve Kasım ayları ise, senenin zorlu zamanlarını geçirdiğimiz aylardı; Kağanımızın hastalığı sebebiyle. Başta ağır bir grip başlangıcı denildi, 10 tane iğne vurulması gerekti kuzumun. Küçük bir çocuğun iğne vurulduğu zamanların da, epey zorlu olduğunu ekleyelim listeye... İğnelerden bittikten sonra biraz toparlanıp yeniden hastalanmaya yüz tuttu kuzumuz Kasım ayında, bu sefer solunum yoluyla alınacak bir ilaç ve bir sürü şurup verildi. O arada, "orta kulak iltihabı geçiyor" da dediler. Çok şükür atlattık o zamanları şimdi ama korkularla dolu geçti bizim için. Çocuklar hasta olmasın, diye bol bol dua ettik bu sene de...

Ve tabii örgüye başladım Ekim ayında, 3-4 aydır da sürüyor üstelik yine. 2015'in bu açıdan faydası dokundu ve evde iş yapar gibi küçük miktarda kazanır da oldum bu sıra. Allahım nazar değdirmesin, yeni başladım kazanmaya ve sürsün diliyorum bu kış çıkana dek... Bir şeyleri başarabildiğimi simgesel olarak görmenin hazzına ihtiyacım var bu sıra... :)



Kasım ayında yeniden seçime gitti ülkemiz, onun hatırası kaldı babamın sandık başındaki resmi ile. Bol bol ders çalıştım Kasım ayında da, ama neredeyse hiç kitap okuyamadım. Bunun sıkıntısını çekerken, sadece birkaç sayfa kitap okuyabildim ama bolca örgü ördüm. Ördüğüm örgülerden biri babama ördüğüm parmaksız eldiven iken, diğerleri de Meroma ördüğüm parmaksız eldivenlerdi...

Kitap okumayınca eksik kaldığımı anladım bu son 5 ayda. Ama vizeler bittiği halde hala okuyabiliyor muyum? -Hayır. Bu seferde okuyamamamın sebebi, örmek durumunda kaldığım eldivenlerim.. Günde birkaç sayfa okuyabiliyorum, neyse buna da şükür... :)

2015 Kasım-Aralık;


Kasım ayında senelik ek tedavimin seansları bitti maalesef. Şimdilerde yeni seneyle beraber 60'lık ek tedavi seanslarımın başlamak üzere olduğu zamanının geldiğini söylemeleri için aranmayı dört gözle bekliyorum. 2015; Uzay Terapim açısından epey güç kazanmaya başladığım bir seneydi Şimdilerde de devamının gelmesine ihtiyacım var epey...

Bir battaniye ördüm şu son üç ayda bunlar haricinde ve birçok eldiven. Ellerimi kuvvetlendirmek açısından faydasını da gördüm. Senenin son kitabı ise; Çavdar Tarlasında Çocuklar olacak inşallah. Olacak diyorum, çünkü henüz bitirmedim. 2 günde biter mi derseniz, ben bitirebilirim diye düşünüyorum. Eldiven örmekten, elime almaya fırsatım olmadı. Bu yazı biter bitmez elimde olacak kitabım inşallah yeniden... :)


Gelgelim cümlelerimi toparlayacak olursam, 2015 benim için;

Beni fazladan duygusal eden yeniliklerin ve birçok etkinliğin olduğu bir sene idi.

Karşılamalar yaşadık son 5 ayda ve bir o kadar da vedalaşmalar. 

Çok planlar yaptım, birçoğunu gerçekleştirebildim. Asıl gerçekleştirmeyi istediğim planlarımdan birkaçını gerçekleştirirken birkaçını da ihmal ettim.

Mutlu anlar yaşadım, etkisini hatırladıkça unutamayacağım üzüntüler de yaşadım. Kırdım istemeden sevdiklerimi bazen, kendimi bile kırdım bazen. Ani gel-gitler yaşadım ve bu içsel bir durumdu; sorun benim içimde idi yani. Ama şu son günlerde toparlamışlığıma şükrediyorum, toparlayamadığım noktalar kaldı ise de; kırdığım kişilerden ne kadar özür dilesem az!

Ama nihayetinde bir seneyi daha bitirirken buldum kendimi işte. 2015'in son 5 ay'ı demek bile duygulandırdı inanır mısınız? Yıllar geçiyor işte... Yeni yıl biraz daha sakin ve biraz da ani patlamalarımdan yoksun olsun inşallah. Ama ne olursa olsun, 2015'i aratır olmasın dilerim. 

Şimdiden hepimize, mutlu ve sağlıklı bir yıl olsun. Yeni yıl 2015'i aratmasın; bizi mutsuzluklara, yanılgılara, pişmanlıklara ve umutsuzluklara sürüklemesin. Sevgiler... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)