5 Ekim 2015 Pazartesi

Yeni Hafta Ve Bazı Akımlar...

Yüzümüze huzurun ifadesinin vurduğu bir hafta olsun öncelikle, kahve gibi içimizi ısıtan, yorgan gibi donmaktan kurtaran ve iyi haberlerle sarıp sarmalayan... :) Soğuklar geldi, köşeme çekildim ben biraz. O kadar ki; bugün yazmazsam, bir daha yazamayacakmışım gibi hissediyordum. Soğuklar feci mayıştırır oldu yine beni. Ya sizi? 


Bu hafta tamamen yeni bir hafta idi bizim için, bir ilki yaşadık; Kağan'ımı kreşe yolladık ve Yalova'ya annemle gittik bugün. Kuzumuz kreşte biz Yalova yollarında iken, pek bir eksikliğini hissettik bugün. Resmen boşluğa düşmüş gibi olduk, sonuçta her an yanımızda olmasına onun kadar daha çok alışığız bizde yani.. Kağanım kreşe alışırken, bizde bu yeni duruma alışmaya çalışıyoruz yani işte. Öğlene dek bizimle, öğlenden sonra kreşinde. İnsan ne çabuk alışıyor birbirine, Allahım eksikliğini göstermesin sevdiklerimizin cümlemize.

Kağanım bugün daha iyi gibiydi, amma lakin alışamadığı çok durum var henüz. Yer yer değişken hallere bürünüyor. Öyle şeyler öğreniyorum ki yine ondan, değişime karşı duruşumuzu sorgular hale geldim bu ara. Bir de kendi küçüklüğümle bağdaştırıyorum bazı durumlarını kuzumun, hayat bir bakıyorum akıyor işte; geldik bile Ekim'e yine... Sağlıklı ve mutlu olsun; kuzum kreşe de başladı da, ikinci haftasıyla devam ediyor yani çok şükür. Güzel günler ve haftalar bizimle olsun, sarsın sarmalasın hayat bizleri inşallah.


Bazı Akımlar Var;


Yeni haftaya girmeden, bir akıma kapıldım ben dün bu arada. Dilimde bir şarkı takıldım gidiyorum yani, etkisine kapılmış haldeyim biraz. Her akıma kapılmam sosyal medyada, hoşuma gitse bile uzaktan izlerdim hep. Ama dün ve önceki gün dilime takılan şarkının sözleriyle oynama durumuna bende takıldım, müzik varsa bende varım gibisinden. Bir de cümlelerle oynamak benim işim gibi bir şeyden ötürü oldu bu konu biraz da bence... :)

Merve Özbey'in Yaş Hikayesi adlı şarkısını duymuşsunuzdur herhalde, bu sıralar çok konuşuluyor. Şarkı güzel ve manidar olmasa böyle çok konuşulmazdı muhakkak diyorum ben. Vurur Yüze İfadesi yaz, kendi durumuna uygun cümleyi ekle ve "birtanesi" kelimesini de cümlenin sonuna ekle. İşte akım bundan ibaret. :)

Bende dayanamayıp, üstte çekindiğim dünkü fotoğrafımla beğendiğimi belirttim İnstagram profilimde paylaşarak; "Vurur Yüze İfadesi, uzun çeneli miyim birtanesi? Vurur yüze ifadesi, bu akımı kim çıkardı ağzıma takıldı birtanesi?!" diyerekten... 2 tane cevap bile aldım; biri dostum Merom'dan, biri de tanımadığım bir hesaptan. Etkisinden 2 günde kurtulamadım, birkaç gün sürecek gibi kendisi. Saçma sıkıcı akımlardansa, bu tuttu gider bile bir süre. diyorum bir de... :)

Bazı akımlar demişken; internetin de, insanlığın da suyunu çıkartan akımlar var ki eğlencenin veya muhabbetin sınırını aşıyorlar bence. Sosyal Medya, eğlencenin dozajı kaçırılmazsa çok eğlenceli bir yer. Abartılı durumlardan uzak ve karşıda duruyorum kendimce. Eğlenme amaçlı, kimsenin canını sıkmayacak muhabbetlere varım yani bende. Sizin takıldığınız bir durum yok mu bu sıra?


Bugünün, 10 dakika öncesi ve 10 dakika sonrası şeklinde değişen gökyüzünün hali ile gideyim yeniden ben; çabuk dönebilmek dileğimle... :)

Bu geri dönüş yazısı olsun dedim işte bu arada, malum epeydir aralıklarla yazar oldum. Kaç haftadır Pazartesi gününden başlayıp yazdığım mı var Allah aşkına? Bu hafta dönmekte kararlıyım buralara. Benim bir bloğum var ve yazmayı çok seviyorum sonuçta. Yarından itibaren yeniden buralarda olmaya gayret edeceğim inşallah. Söz vermiyorum ama; neden diye sorarsanız Mustafa Ceceli'den gelsin yanıtım, Söz veremem, hayat bozar... "Maazallah"

(Kafiyeli yazmışım, istemsiz gelişti valla)

Sevgilerimle... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)