3 Ekim 2015 Cumartesi

Yeni Dönem; Kreşe Başladık Artık...



Geçen seneden beri hem endişelendiğimiz hem de beklediğimiz bir döneme daha giriş yaptık artık; şimdi okullu olduk... Dün biten haftaiçi ile, Kağanımın kreşe başladığı ilk haftayı bitirmiş bile çok şükür... :)

Yer yer zorlandık, yer yer uyum sağlar gibi hallerinin küçük işaretlerine sevindik durduk. Tüm haftanın konusu buydu bizim için; 4 yaşının içinde Kağanımız ve eğitime giriş yaptı artık maşallah. Büyüdü de, eğitim ve öğretim çağına bile geldi kuzu. Oysa daha dün gibi hatırımda doğduğu günün anısı. Tüm bu düşünceler altında, ailecek başladık işte eğitim ve öğretim dönemimize. Hakkımızda hayırlısı olsun cümleten inşallah, bizim ve tüm çocuklarımızın adına. 

İsim kartımız da vardı, 2 gün öncesine kadar. Okulun ilk günü vermişler bu kartları. Kağanın adını yazarken yanlışlık olmuş karalamışlar, bende iyice düzelttim karalama yöntemi ile. Son hali üstteki gibiydi. Sanırım 2 gündür okulda unutup geliyor, önceki gün okuldan döndüğünden beri yok ortalıkta kartı...


Nasıl geçti Kreşte ilk haftamız konusuna gelirsek; İlk hafta zorlayıcı olacaktı elbet, oldu da...


İlk 2 gün (Pazartesi-Salı) annesiyle gitti, alıştırma evresi olarak geçmiş; 1-2 saat tuttular ancak iki günde de. İlk günler Kağan da dahil, sınıfında ağlamayan tek kişi yokmuş. Ama alışmaları için çocukları sınıfa aldıktan sonra, anne ve babaları aşağıya yollamışlar. İlk 2 gün ablamla telefonda görüştükçe, Kağanımın sesini çığlıkla ağlayan çocuk seslerinin arasında bile net olarak algılayabiliyordum. Gitse idim dayanamazdım ki, telefondan bile azıcık dayanabildim ağlama sesini duyabilmeye... 

3. ve 4. gün ise (Çarşamba-Perşembe); anneannesi ile gitti ve öğleden sonra olmak üzere başladılar derslere. Kağan kreşe öğleden sonra gidiyor sadece, 4 saat kadar. Akşamları kendi gelmeye başladı servisle bu iki günde de. Annem biraz durduktan sonra kreşten kovmuşlar, gördükçe paçasına yapışıyormuş çünkü. 3. günü tüm öğleden sonra gidip gelmeye başladıkları gündü. İlk gün sayılır diye babam da işten fırsat bulup gitmişti mesela, video çekmiş benim için de. Akşam videoyu izlerken ilk başta sonuna kadar izlemeye dayanamadım valla, o mahsun oturuşu ve sürekli gitmesin diye dedesini kollamaktan önündeki oyuncakla oynayamayan halleri içime oturdu valla..

Ve dün ise; ağlaya ağlaya da olsa annemin Kağanımı servisteki ablaya teslim etmesiyle, tek başına gitti ilk olarak. Tek başına da geldi kuzum çok şükür... Bilgi almadan olmazdı, aynı binamızda oturan komşumuzun oğlu da Kağanımla beraber başladı ve aynı sınıftalar. Servise çocukları bindirdikten sonra, İnci abla arabaları ile gizlice arkalarından gitti okula. Ondan haberlerini aldık bizim çocukların; beraber epey ağladıklarını ama sonra sustuklarını öğrendik kreşin içinde. Kağan'ı İnci ablayı görene kadar yemek yemeye indiremediklerini ve İnci ablanın "hadi aşağı" deyişiyle indiğini. Ve sonra da, İnci ablayı kreşten kovduklarını... =)


İşte böyle. Asabi de olsa; değişken ruh halleri ile bir gitmeyeceğim diye ağlayarak, bir gideceğim diye anlık da olsa bizi şaşırtarak bu haftayı geçirdik. Bu hafta, sabahtan ablamın Kağanı bırakıp işe gitmeleri de, dedesini işe gönderme anlarımız da epey sıkıntılıydı. Ağlama temalı bir haftaydı çoğunlukla bizim için, değişken duygusal haller içinde. Ama böyle böyle de alışacak işte kuzularımız inşallah... 


Haftaiçinde de, öncesinde de, hep şöyle dua ettim; çok başarılı olması şart değil, yeterince başarısı ama mutlu bir öğrencilik hayatı olsun. Öyle bir öğrencilik ki; okuyup bitirdiğinde benim gibi, güzeldi ama bitti diyebilsin... Allahım tüm öğrencilere böyle bir okul hayatı nasip etsin. Sevgiler... :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)