18 Ağustos 2015 Salı

Özleyiş, Farkındalık Ve Hasret Gidermelerle Dolu Bir Hafta Geçti...


ÖZLEYİŞ... 

Yazamadım ve yazamıyorum bazen... Ama dönüp dolaşıp geliyorum ya yine buraya, hoşuma gidiyor. 

Bir süredir istediğim gibi yazamıyorum; buraya o kadar değilse de, en azından hayallerim adına istediğim gibi yazabildiğimi düşünmüyorum. İnsanın böyle zamanlarda fırsat vermesi gerekiyormuş kendine, yeteri kadar fırsat verdiğimi düşünüyorum yine kendime...

Dün ablamlarda idik dayımlarla. Kağanımın babası babaannesigil ile geldi memleketinden, dayımlar geldikten hemen sonraki gün. O günden beri onlarla beraber, evlerinde kuzum. Kağanımı geçen haftadan bu yana 2. görüşümdü dün benim o sebeple. Özlüyorum kuzumu, özlemişim yine her fırsatta izledim durdum kuzumu yine. Bir maşallah daha benden ona gitsin. :) Dün onlarda otururken, hem oynadı önümüzde hem de bol bol şımardı aralıklarla. Onun da kreşinin başlamasına az kaldı bu arada, bunu düşündüm dün yine. Her yenilik garip geliyor bazen bana, bir yeniliğin hayatımıza girecek olması korkutuyor biraz ister istemez. Hayırlısı olur bunun için de inşallah... :)



FARKINDALIK... 

2 gün öncesinde küçük bir gezimiz oldu, buralarda bir sahil ilçesinde. Ablamlar, dayımlar, annnemin teyzesigil vs, kalabalıktık epey. Önce yemek yedik, sonrasında gezindik. Kalabalıkken gruplara dağıldık; biz kızlar bir gezdik, bayanlar ayrı, erkekler de ayrı gezdi. Derken birbirimizi bulmak için ara ara telefonlara sarıldık. Kısmen dağıldık, ara ara karşılaştık ve gün sonunda toplanıp da evlere dağıldık... 

Derken o gün bir şeyi iyice farkettim; kalabalıklar arasında kendimi daha çok bulduğum da oluyor benim, kalabalıklar arasında kaybolmayı hissettiğim de. O gün kalabalıklar arasında kendimi bulmaya çalıştığım bir gündü, hayallerim ve çabalarımı... Bu durumlar iyi hissettiriyor kendimi. İçimde istediklerimi daha çok yüzeye çıkarabiliyorum mesela. Ama zaman var diyorum kendim için  sonrasında da, hala zaman var. 

Deli miyim neyim ben ne? Zamanın olduğunu nereden çıkartıyorum bilmiyorum. Günler çabuk geçiyor ve bazen çok duraksıyorum. Aynen bu sıralarda da olduğu gibi işte. Evet, resmen kafayı yemiş olmalıyım. Birçok şeyi aynı anda yapamaz oldum bu ara. Odaklandığım en çok sağlığım ve sevdiklerim yine. Oysa bir de hayallerime odaklanırdım ben, bu sıra odaklanamıyorum.. 




Dostluğun Ve Yazmanın Büyüsüne Kapılmak...

Bende bu sıra madem odaklanmıyorum, bu da benim dinlenme molam dedim. Sağlığımı ihmal etme gibi bir şansım yok, ama yazmaya ara verme gibi bir şansım vardı; bende bu şansı kullandım işte. Geri dönüşüm muhteşem olsun diye uğraştıkça, olmaması daha muhtemel böyle şeylerin. Erken dönüşler yaptım, ama sık sık yazamadım yine de. Ama yine de, yazmanın büyüsüne kapılmadan edemiyorum ve hayatımın her alanında yazmayı ve yazamadığım zamanlarda da bu rahatsızlığı hissetmeyi istiyorum. Yazamıyorsam, aklımdan yazıyorum veya bulduğum boşluğa not alıyorum. Ama sonrasında da yazmaya dönünce, içimin ferahlayışını ve bazen daha da fazlasını yaşamayı çok seviyorum... :) 

Yanımda dostum Merom var bu sıra, resimde de gördüğünüz gibi. Dostluğumuzun büyüsüne de kapıldım gidiyorum bu ara yine. Kuzenim geliyor birkaç günde bir, o da kalıyor. Kalabalık ve kafa dengi insanlarla dolu bir hayatımın olduğu için şükrediyorum... Bir de uzak olunca birbirimizden; uzaklardakilerin yanımda oluşunun fırsatını çıkarmanın çabasına öyle kapılıyorum ki, "ne yapsak, ne etsek" telaşı epey büyük yani yine bu sebeple. Ama sonradan farkediyorum ki yeniden, yan yana olmanın ve kıytırık gibi görünen o sohbetleri yapmanın bile anlamı çok büyük. Bu gerçekten dost bildiklerim için aynı, ama hepsi ile farklı anlamda güzellikler benim için... :) 

Yazmamak dokunmuyor bu sebeplerden. Ama Meromlar gittikten sonrasına kadar geri dönememek dokunur diye düşündüm. Küçük bildirimlerle dolu bir yazım dursun burada dedim... :)



Ben bu aralar, bu hallerdeyim işte. Anlatamadığım haftanın kısa bir özeti bu. Yazmak konusunda; oldu olacak derken, sapıtıyorum arada. Ama gel-git'lerimiz olmasa, biz biz olamayız diye düşünüyorum. Bu hallerimi de seviyorum ve kabulleniyorum. Belki de kabullenişim neden oluyor gel-git'lerime, tam bilemiyorum. Ama keşke bazen çok sık olmasa, bende çok yoruluyorum bu durumun karmaşasında. Ama her şeyden çok "mutluyum" diyebilmek ve "şükredebilmek" güzel be okuyucu. Bu her şeye ama her şeye değer... 

Geri dönebilmek güzel. Sizlerde iyisinizdir inşallah? İletişim kuramamak kötü, yazarsınız bana umarım? Sevgiler... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)