10 Ekim 2014 Cuma

Kurban Bayramından Kalanlar


Kurban bayramından kalanlardan başlayayım dedim bugün. 4 günlük tatildi deyip geçemem, güzel bir kurban bayramı oldu yine bu bayram... :) Resimlerle başlayalım o zaman değil mi? İyi okumalar... :)


Tatil çocukların elbet, öncelikle onlarla başlayalım. Sabah kahvaltı sonrası falan değil, bayramın ilk gününden bir fotoğrafları bu iki kuzenin. :) Hala-dayı çocukları bayramda kavuştular yine. Aralarında 9 ay var Kağan ile Kadir'in. Kağan Kadir'den büyük... 2 sene önce yine Gelibolu'ya Kurban bayramı için geldiğimizde 2'si de yoktu, ne garip değil mi? Şimdi iyiki varlar diyoruz tabii ki, ikisine de maşallah kuzuların... :)


Neyse, bayramın ilk günü kalkıp kahvaltımızı ettikten sonra hazırlıklar başladı elbet. Adettendir değil mi, kahvaltı sonrası hazırlanılır ve bayramlaşılır. Kahvaltı sonrası bu aşamaya geçip hazırlandık biz de, annem ütü yaparken gördüğünüz gibi... :)


Hazırlanıldı ve bir odada toplanıldı bayramlaşma sonrası. Kağan ile Kadir ortaya alındı tabi, onlar oynarken biz bayram sohbeti ettik. Bana göre bir evin kalabalık olması hele ki bayramlarda, en güzel anlardır. Bu güzel görüntünün tadını çıkarttık işte bayramda bol bol. Kağan ile Kadir'in yer yer anlaşmasını ve yer yer de anlaşamamasını izledik, çok eğlenceli idi. :) Büyüdüklerini görmek onların çok garip...


Tatilde yediğim ilk tatlı da ve yiyip yiyeceğim en fazla tatlı da bu oldu; Meziyet teyzemin yaptığı kadayıf tatlısı... Bir de şekerpare yedim Berrin ablamın yaptığı. Bayram dediğiniz bol bol tatlı yemektir değil mi? Şaşılacak şey ama ben bu sefer kendimi tutabildim bu konuda sanırım. Kendimi tebrik ediyorum dolu dolu... :) Ayrıca Meziyet teyzemin ve Berrin ablamın ellerine sağlık, yediğim iki tatlı da nefisti. :)


İlk günü anne-babaları öğlen vaktinden sonra bayram gezmelerine yollayarak devam ettirdik. Kadir ile Kağan anne-babalarıyla parka gittikten sonra gelip uyudular, bende bu dörtlü ile beraber vakit geçirdim. 

2 sene öncesini hatırladım bu bayram bol bol yine. Gelibolu'da bu 4'lü ile takılmak kesinlikle çok eğlenceli. :) Bir daha bir daha takılmayı isterim bu 4'lü ile. Hepsine teşekkürlerimi sunuyorum, beni çok eğlendirdiler; sohbetleri ile gezdirmeleri ile... :)


Gezdirme demişken, bayramın ilk günü akşamı Eniştemin kuzenine gitmeden önce annemle geleneksel kurban bayramı pozumuzu verelim dedim. 2 sene önce, aynı koltukta aynı şekilde poz vermiştik yine. Canım annem benim, iyi ki varsın. O gülen yüzün hiç solmasın annem... :)


Dediğim gibi annemle poz çekinip, Eniştemin kuzeni Renan ablalara gittik. Bu poz ise Renan ablalarda bayram Selfie'miz... :) Kağan-Kadir ve babaları yoklar pozda, onların yetiştiği pozlar Berrin ablamların kamerada kaldı. :) Bayram güzeldir, kalabalıkla bir olunca...


O gece sohbet muhabbet geçti işte. Bayramın ilk gecesinden korkuttular beni, ki ben zaten korkarak gelmiştim. Gelibolu ve Çanakkale'ye dair anlatılan efsaneler gerçek olduğuna inandırıyor insanı. Ki yaşadıklarını söyleyenlerin ağızından dinlemek, daha da inandırıyor bu durumlara insanı... Çocuklar uyutuldu tabi orada, daha sonradan bu efsaneleri anlatmaya başladılar. 

Renan teyze ve diğerleri, anlatmakta ustalar başlarına gelenleri. Gece 3'te gittik Eniştemlerin eve yatmaya, biz gittiğimizde herkes uyumuştu. Sağolsun Berrin ablamın eşi Eyüp abi beni o gün yusuf yusuf ettirdi gece gece. Eve giderken, "bak şu çatıda bir çift göz var" dedi bir de. O kadar çok anlatılanların etkisinde kalmışım ki, baktığımda bir çift göz vardı çatıda. Cidden çok korktum. "Aaa cidden var" dedim görünce. "Çok etkilendin sen belli" dedi ve güldüler bana. Ciddi ciddi etkilendim ben. Şu korku hikayelerinden hem korkuyorsun hem de korkmaktan zevk alıyorsun ya bazen, çok ama çok garip bir his... 

Gece kaçta uyuduğuma gelirsek, Mp3'ümü açtım kulaklığımı taktım müzik dinleyerek uyudum. Zor, korkmak çok zor... :)


Ertesi gün, köye ziyarete gitti annemler bu sefer de. Çocuklar parka gidip gelince, yorgun argın uyudular yine. Evde bir kahve keyfi falan hüküm sürdü bu sefer de. Ben keyif anlarının insanıyım ya hani, bol sohbet ile bu anların tadını çıkarttık elbet. :) Eniştemle Eniştesi de (Ablasının Eşi) tavla atmayı ihmal etmediler o anlarda...


Gelelim yazımızın sonuna... Gelibolu'da bayram güzel oluyor bu arada. Eskisi gibi bayram oralarda da az kalmış tabi, gelip gitmeler çok değildi. Çok söyleniyor ama, gerçekten eski bayramların kalabalıklığı yok ortalarda. Bulunca da eski bayramların kalabalıklığını, bu yazıda da olduğu gibi sarılınıyor işte sıkı sıkı. Kalabalık ve akraba kavramı yitirilmemesi gereken türden bence. Çünkü dediğim gibi, hayat birarada iken sevdiklerinle güzel... 

Sevgilerimle, bu yazıyı yazmamda emeği geçen herkese selamlarımla... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)