23 Temmuz 2013 Salı

Fotoğraflarla 1 Haftam - #8


Haziran'da rahatsızlığımdan ötürü bu serimi devam ettirememiştim. Daha sonrasında Haziran'dan Kalanlar Fotoğraflarla yazısı yazmıştım. Bu serinin bundan önceki yazısıdır kendisi, burada bulabilirsiniz... :)

Diğer Fotoğraflarla 1 Haftam yazılarım için ise buraya tık tık... :)


3 Temmuz'dan yana yine yazamadığımı farkettim şimdi işte. :) Yani geçmiş 3 hafta yine, utandım bak şimdi. :) Şaka bir yana, düzenli şekilde devam ettirmek için yazılarımı, sağlığımdan fırsat bulamadım ne yazık ki... Ama bundan sonra daha iyi olacağım inşallah. Beni yıldıramaz hiçbir kuvvet. :))

Bu arada bu yazıyı Antalya'dan yazıyorum, oysa hayalimde Gemlik'te yazmak vardı... :) Herşey kısmet işte...

Biz gelelim en iyisi kısaca neler olmuş ben yazmayalı? :) Buyrun


Bir Pazartesi günüydü bu fotoğrafı çektiğimde, yanlış hatırlıyor da olabilirim. Gemik'te yelkenciler kulübü var. Ve İlkbahar, Yaz, Sonbahar eğitime ve gezintiye çıkarlar. :) Onların toplu eğitimlerini izlemek çok zevkli oluyor doğrusu. Bu fotoğrafın adı da; Gün Batımına Koşan Yelkenliler... :)

 Sonrasında yelkenlilerin Gün batımının görüntülerini de çekmiştim. O da İnstagram'da bulunmakta...




Kağan'ın bu fotoğrafta da gösterdiği gibi (ki bu hareket Kağan'ın bir süredir meşhur hareketidir), Kağan 7 Temmuz'da 1 yaşına girdi. 1 yıl nasıl geçti bir sordum kendime doğrusu. İyi ki doğmuş benim kuzum. Teyzelik çok güzel bir duyguymuş... :) 


Bir süredir Uyku Halleri fotoğrafı yayınlayamadım pek yazamadığım için. Ama çekmeye devam tabii. :) Kağan'ın uyku hallerine bayılıyorum. Bebekler uyurken bir ayrı güzeller sanki. Bu da Kağan'ın mama sandalyesinde uyuma hali... Çok artistik değil mi ama? :))


Evde çocuk olunca o eğlenirken, siz de eğleniyorsunuz. Bir yerde bazen kendinizi çocuk sanıyorsunuz o derece. :) Çocuklar dünyanın en güzel canlılarından... Bu fotoğrafın çıkış noktası komik oldu aslında. Herkes bebeğini televizyona çıkarıyor ya, biz de böyle çıkarırız dedik işte. :D Biz çok eğlendik, fikir zaten anlık geldi. Düşünmeden... :) Sonuç bu oldu işte, Kağan Televizyona çıktı... :))


7 Temmuz akşamına Ablam ile Eniştem gelemeyince, eniştem iş gezisinde olduğundan ötürü, bizde 8'inde kutlama yaptık tatilde olmayan akrabalarımızla birlikte. :) Kağan'a öncesinde ne kadar mum üfleme eğitimi vermeye çalışsak da, ilk doğum gününde mum üfleyemedi. Ablam ile doğum gününü üflerken bu fotoğrafta... 

Allahım Cümlesine sağlık sıhhat ve mutluluk dolu bir ömür nasip etsin... Yüzünden gülücükler hiç eksik olmasın inşallah kuzumun. :)


Bu fotoğraf da; "Sepet Sepet Kağan" isimli bir diğer çalışmam. :) Anne ve Babası ile Çanakkale'ye gideceği gündü herhalde. Akşamına da gittiler zaten. Epey özleniyor ya, fena alışmışız. Gidince ev çok sessizleşmişti 1 hafta boyunca. :))


Temmuz'un 7'sinde Sıpa'm ile çekindiğimiz fotoğraf bu da. Doğum gününü annem babam ve ben beraber kutlarız dedik önceden ama kısmet olmadı... :)


Kağan gittiği ertesine odamın şeklini değiştirdi annem ile babam. Bir ertesi sabaha penceremin perdesini açtığımda pencereden odamdan görünen arka tarafın manzarasıydı. Bir de güneşten ötürü çekemediğim gökyüzü vardı tabi... Doğaya hayran biri olarak, bu durum epey mutlu etti beni. :) Artık uyandığımda ya da uyumadan önce gökyüzünü görebileceğim. :)



Bulutları benzetmece oyunu çok oynarım bazen, kendi kendime de olsa... :) Bu sıralar bulut resimleri çekmeye daha çok merak sardım. Bulutlar mesaj veriyorlarmış gibi. :) Ya da ben harbiden deliriyorum. :D Bu bulut ne mesaj veriyor derseniz; Yazının üstündeki bulut dans ediyor gibi, "Durma Coş" diyor sanırım :D



 Bu bulutlar da Merdiven gibi değil mi? Pamuktan Merdiven gibi, herkesin çıkabildiği bir merdiven ama, Engelli ve Engelsiz... :) Gerek düşünce gücüyle, gerek sadece odaklanma ile... :) Bu çalışmamın adı da; "Pamuktan Engelsiz Merdiven" :)



Buyrun bu da kendi kendini yakan akrep. Hiç gördün mü derseniz, Hayır. Ama sanki kıskaçları önde gibi. Benzettim işte. :)) Gün batımını da benzetmeye başladım... :)


Bu resimi çektiğimin ertesi günü Kağan ile ablamlar geleceklerdi. Bende kendimi eğlendiriyordum işte. Bir yandan televizyon izliyordum yüz üstü dinlenirken, bir yandan da kendimin fotoğrafını çekmeye yeniden başlamış oldum. Çeşit çeşit mimiklerimi çekerken, epey eğlendim doğrusu. Fotoğraf tutkum ile bir yazı yazacaktım ama fırsat bulamadım. En yakın zamanda inşallah... :)


Bu da Kağan'ımızın geldiği gün. Ablamlar akşama doğru gelip yemeklerini yiyip evlerine gitmek zorunda kaldılar. Ertesi güne işlerine gidecekleri için... :) Zor aslında, çocuk bakmak. Büyük sorumluluk... Ama güzel işte. :))


Bu da Kağan ile Babam oynarken annemin çektiği bir fotoğraf. Ben o esnada odamdaki çekmecelerimi düzeltiyordum. Ama önceden görmediğim bir durum değil. Babam ile Kağan'ın oyun oynamaları çok güzel. Sadece onları izlemek bile can sıkıntısından kurtarıyor insanı. :) Dede-Torun o kadar güzel ikili oldular ki.

Ben diyorum ki; Sanki Kağan babamın ne zamandır beklediği oyun arkadaşı... O kadar yakışıyorlar işte. Ve babam da sanki çocukluğunu yaşıyor gibi, Kağanla oynarken... :))



Bu görüntü de dün sabahtan bir görüntü işte, yolculuğa çıkmadan önceki hazırlık esnasından; "Ben Gidiyorum" isimli çalışmam. =) Ne kadar çok isim verdim fotoğraflarıma. Ama çok güzel oluyor doğrusu. :)

Fotoğraflarım full kalitede olsa, bir fotoğraf sergisi açmayı düşünürdüm. Böyle kenarlarında küçük küçük notlar bulunan bir sergi ama. Her birinin yanında içimden gelen birkaç söz, ya da bir hikayesi varsa çektiğim fotoğrafın işte... :) Bir fotoğraf sergisi de açmayı isterim, ama önce biraz daha kendimi geliştirmem gerek belki de... :) 


Yazmadığım zaman boyunca, böyle geçti haftalar işte... Olanlar, bitenler bu resimlerde ve altlarında yazan cümlelerde. Allahım bozmasın, toparlanma uğraşındayım hala. Tam olabilmiş değil toparlanmam ama epey yol aldım. Umarım daha da güzel günler gelecek. 

Şimdi Antalya'dayız işte. Burası sıcak. Akşam esintisi (esinti dediğime bakmayın, topu topu bir dal ya da olmadı iki dal oynuyor. O da sıcak bir esinti yapıyor, hiç yoktan iyidir) gelmeye başladı. O da kapıyı bacayı açıyoruz da esiyor biraz da, yoksa sanki soba yakılmış gibi bir sıcak var. :) 

Bu sene çok sıcak geçecek diyorlardı ya, doğru söylemişler valla. Allah yardımcımız olsun... :)

Okuduğunuz için teşekkür ederim. Bir dahaki haftaya görüşürüz. Sevgilerimle... :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)