21 Mart 2013 Perşembe

Diziler Hakkında #1 Gençliğimizin Dizileri...


Gençliğimizde diyebileceğim kadar bir süredir eskisi kadar güzel gençlik dizileri kalmadı. O yüzden bu yazıya "Gençliğimizin Dizileri" adını verdim. Oysa gençlik dizilerine de ihtiyaç duyulduğunu düşünüyorum ben.

Sizde benim gibi gençlik dizilerini, biraz komedi, biraz ders, biraz hüzün, biraz enerji kokan şeyleri aramıyor musunuz? Ne yalan söyleyim ben çok arıyorum. Zamanında neredeyse günde 1 saatimi dolduracak kadar gençlik dizileri izlediğimi hatırlıyorum ben. Okuldan eve geldiğimde bir gençlik dizisi başlardı, hem izlerdim hem de dinlenirdim.


Geçmişten Günümüze...

En eski olarak hatırladığım; bir Çılgın Bediş vardı, akıllara zarar. Ne eğlenir, ne gülerdik. Oktay'a yapmadığı kalmamıştı, (Oktay, Bediş'in sevdiği çocuk) hem sevdiğinden hem de deli gibi kıskandığından. Hatırlayan olur ama, hatırlamayan da olabilir; Çılgın Bediş'i Yonca Evcimik oynardı. Yonca Evcimik'in şöhreti yakaladığı zamanlardı o zaman. :) Çok güzel bir diziydi.


Çılgın Bediş'i hatırlamayanlar ya da bir daha izlemek isteyenler için, Çılgın Bediş'in Jenerik Müziği...

Sonra sırasıyla hatırlamıyor olabilirim ama; Hayat Bilgisi vardı. Belki çok çok sonrasıydı ama, baya tutundu o da. Yeri gelince de bitti tabii ki.

Ardından bir Acemi Cadı, Öncesinde Kampüsistan, Lise Defteri. Sanırım en çok sevdiklerimden biri de Lise Defteriydi. Konuyu güzel oturtmuşlardı. Her Gençlik dizisinde ve her okulda olduğu gibi Lise Defteri'nin de diğerlerinin de çatlağı boldu. Ben gider en çatlakları severdim. :))

Şimdiki zamanımıza yakın, elle tutulur Gençlik dizi sayısı yok denecek kadar azaldı bu sıralar. Bir Pis Yedili var, işte o kadar. Tv2'de tekrarları verilen Kavak Yelleri var bir de.

Sanırım eskisi kadar dizi dünyamız formunu düşürdü gözden. Güzel denecek kadar diziler var elbet. Ama gençliğe ve komedi isteyen kesime hitap edecek pek dizi kalmadı eskisi kadar. Oysa komediye o kadar ihtiyacı var ki milletimizin. Kötü düşünmeyin hemen, o kadar derdin kederin arasında, hayata mola verdiğinizde akşamları, kendi kendinize gülemeseniz de bir komedi dizisi size yardımcı olsa fena mı olur ki? Haftada 1 gün veya 2 gün. Bence hiçte fena olmaz. Zaman zaman, fazla bir şey düşünmeden gülümsemeye ihtiyacımız oluyor çünkü...


Şimdilerde...




Benim komedi dalında sevdiğim iki dizi var şu an diziler arasında. Birisi Avrupa Avrupa, diğeri de Umutsuz Ev Kadınları. Ki; ikinci söylediğim yarı komedi yarı dram, yani trajik komedi. :) Avrupa Avrupa'ya gelince, son 2 haftadır sanki biraz komedi çapını düşürdü gibi. Başrollerdeki karakterin kavgaları ön planda olduğu için, biraz hüzünlere boğuldular çoğunlukta... Ama yine de favorilerim aynı; Avrupa Avrupa ve Umutsuz Ev Kadınları...

Bir de dediğim gibi Pis Yedili var. Gençler arasındaki İki zıt kutupların, iki zıt düşüncedekilerin diyaloglarını komedi şeklinde güzel ele alıyor.


Neyse diyeceğim o ki; Gençlik dizileri elden gitmemelidir bence. Kitaptan alabildiğimiz kadar bilgiyi eğitici olabilecek gençlik dizilerinden de görsel komedi çapında alabiliriz. Bence gençlik dizileri istenilse, eğitici ve araştırmacı ruhunu ortaya çıkartarak öğretici hale getirebilir. Neden olmasın ki? İsteyince her şey başarılabilir şu hayatta. Amaç, gençliğimize sahip çıkılsın. Gençliğimizi bilebilelim bizde. Sonra vay efendim, niye yabancı gençlik dizilerini izliyor bizim gençliğimiz demeyin. Niye yabancılara özeniyorlar da demeyin. Yabancılar bile gençlerine önem veriyor. Unutmamak gerek...


Aklıma nerden geldiğine gelirsek;

Ben sanırım eski gençlik dizilerini düşünerek arıyorum öyle dizileri. Hep dram üzerine dizi yapan yapımcılara seslenecek olsam; "Hayatın kendisi dram bize başka şeylerle gelin biraz da"derim ben.

Ülkemizde gençlerimizin bir kısmı ciddi anlamda o kadar kitaplara gömülüp kalıyor ki, etkinliklere katılmaya gücü olmayanların da birkaç eğlence ihtiyacını verebilmeli dizi dünyası...

Sevgilerimle... Didem KÖSE :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)