24 Mart 2023 Cuma

Fatma Halamız - 23.03.2023-24.03.2023

 

Dün hastaneden dönerken evimize, annemi aradı Yurdagül yengem. Haberini öyle aldık... Canım anneannemin kız kardeşi, annemin teyzesi, babamın dayı kızı Fatma halam vefat etmiş... Başımız sağolsun, Rabbim toprağını bol etsin; onun mekanı cennet, bizim de sabrımız bol olsun inşallah... Bugün size hatırımda, hatıralarımda ve hayatımızdaki Fatma Dehmen'i anlatmak istiyorum. Çünkü ben burada hayatımdaki anıları ve insanları yaşarken yazdığım kadar, onların ardından bize kalan anıları hatıraları da hatırlamak ve anmak istiyorum. Beni de yazmak rahatlatıyor, biliyorsunuz...



Fatma halam, anadolu kadınıydı öncelikle. Sivas'ın Divriği ilçesinin Mursal Köyünün insanıydı... Konuşma dili, yöresinin ağzıydı. Onun sayesinde dilimize yerleşen kelimelerimiz vardı; "ıscak" derdi sıcağa mesela, yemeyiz demez "yemezik" derdi. Yörem insanı kokuyordu, annemin anneannemin canı ciğeriydi. Yöre insanıydı, alttan da almasını bilir söyleyeceği lafı da esirgemez, elinden geleni hiç mi hiç bırakmazdı... 

Not edeyim; anne ve babamın memleketinde teyzeye "hala", halaya da "bibi" derlermiş. Ben doğdum doğalı annemin ve babamın anne tarafı kadınları "haladır" bizde. Baba taraflarına da bibi diye seslenirler ama anlayan olmayacağı takdirde, onlara da hala der geçerler... Yıl olmuş 2023, elbet bizde de değişiyor buralara göç ettikten sonra alışkanlıklar ama o yöreden gelmiş insana teyze diye seslenmek doğru gelmiyordu ki, büyüklerimiz "hala" dedikleri için bizler de hala dedik gitti. Şimdi benim yeğenlerim bu taraflarda oturduğumuz ve Sivas'ta yetişmedikleri için okul ve de arkadaş çevresini de düşünerek teyzeye teyze halaya hala diyerek büyüdüler ve öyle gidiyor. Annemin teyzesi deyip, Fatma hala diye hitap etmem tamamıyla alışkanlık gelmiş durumdur. Bu saatten sonra değiştiremeyeceğim için, sizler de bunu bilin ve ben öyle anlatmaya devam edeyim... :)


Ankara'dan önce Antalya'da idi, öyle hatırlıyorum. Evine gider gelirdik. Anneannem ve dedem Antalya'da iken, her gittiğimizde uğrardık. Yeşil kanepesini hatırlıyorum o evin, üzerinde koltuk örtüleri serili olurdu. Taa küçüklüğümde ben o kadınlardan öğrendim, hiçbir şey için geç kalınmayacağını; çünkü Fatma halam orta yaşlarında öğrendi okuma yazmayı. Gittiğimiz bir sene oturup ona okuma çalıştırırdık, annemle ve kızıyla beraber sırayla... Masaj yaptırırdı kendine torunuyla beraber, oynardık böylece onunla ve derdine derman da olurduk. Of demezdik, öyle temiz severdi çünkü. Emir yok rica vardı, elinde ve dilinde tatlı şeyler olursa çocuklara karşı hiç sevmez mi çocuk o insanı? 

O zamanlardan beri hatırlarım, kendi de gelse biz de gitsek harçlık vermeden yollamazdı bizleri. Küçüğüz en sevdiğimiz bozuk paraydı bizim, dışarı çıktığımızda şeker çikolata alabilmek büyük mutluluk bizim için. Okuma yaptırırdık bozuk para verirdi bazı zaman, masaj yaptırırdı bazısında yine bozuk para verirdi elimize. Ama dengesizce her seferinde değil, ara sıra verirdi ve para için yaptırmazdı yani...

Yine onun evinde, koltuklarının minderlerini indirirdik torunu Gizemle; kendimize çadırlar evler yapar oynardık yerlerde. Oyun sonrası toplama şartımız vardı, aman ev kapı dağılacak diye ses etmezdi hani öyle. Kalbi güzel, merhameti özeldi... 

Büyüdükçe geçmişlerinden anlattığı bir hikayeyi hatırlarım hep Fatma halam deyince; küçücük çocukken iki arkadaşıyla beraber hayaller kurarmış ve oturur ağlarlarmış. "Benim bir çocuğum olsa, aha şu ağaca çıkardı ve oradan düşer bacağını kırardı. Ah yavrum vah yavrum, düştü benim kuzum." Der oturur ağlardık derdi. :) 

Bu hikaye beni hem gülümsetiyor hem de o saflık hayalciliğin artık vücut bulmuş hali iyi hissettiriyor... Canım benim, o anılardan birinde de iki çocuğu olacağını hayal edermiş ve olmuş. Bana bunu kendi anlatmıştı; bir arkadaşımın hiç çocuğu olmazdı hayalinde, benim hep iki çocuğum olurdu büyütürdüm onları oyunlarımda demişti. Büyüdüm Malik abinle Dürdane ablan oldu işte demişti... Çocuklarınıza anlattığınız hayalleri ve de hatıraları düzgün seçin, ben küçüklüğümdeki her anıyı kaydetmişim bakın; şimdi en güzellerini yeğenlerime kuzenlerime anlatıyorum...

Sonra biraz daha büyüdüm ben; hastalığım ortaya çıktı ve Ankara'da kontrollerime gittik uzun bir süre. Senenin belli zamanları Ankara'da idik. Bazen benim halamlarda kalıyorduk ama ilk zamanlar çoğunlukla Fatma halamda kalıyorduk annemle. Bize ilk zamanlarda tek bir yatak yaptırıyor beraber yatıyorduk, sonra benim çok fazla fıtılayarak uyumam gerekçesiyle.. Tuzluçayır'da Fatma halam, Tandoğan'da Dürdane ablam oturuyordu... Beraber oturması sohbet etmesi ve de yemek yemesi çok zevkli insanlardandı Fatma halam...

Köyde evi vardı Fatma halamın da, kendi köylerine anneannem ve dedemle beraber yapmışlardı zamanında. Anneannem o koyun tadını çok çıkartamadı, erken göçtü bu dünyadan ve onun canına verilen yemeğe diye gittik annemlerin köyüne zamanında. Bir kez gördüm anneannemlerin de Fatma halamın da köy evlerini... 

1 haftalığına gittiğimiz o seferde o evinde de kaldım halamın, dedemin evinde de... Ben büyüklerimin köye özlem duymalarını ve orayı apayrı sevmelerini de anladım. Orada hava baska kokuyor, yediğin içtiğin gezdiğinden ayrı tat alıyordun ve gece gokyuzu altında oturduğunda yaşadığını hissediyordun. Yazın köyde, kışın Ankara'da idi halam epey bir zaman ama son senelerde köye gidebilmek de zorlaşmıştı herkes adına... 

Köy adına tartışmalar, sohbetler ve muhabbetleri vardı. Hepsini severek dinlediğimi hatırlıyorum, büyükler anlamadığım isimleri söylenirken ben hayal kuruyordum. Kişileri kafamda oluşan profillerde izliyordum... :))


2018'de ilk ve son defa Marmaris'e tatile gittik; kızı Dürdane abla, kardeşi Ayşe teyzem, annem, babam, ben ve Kağanım... Onların daha önceden de gittiği bir bölge olan oteller bölgesinde bir yerde idi otelimiz. Beraber bir de tekne turumuz oldu orada. 1 haftada çok anı biriktirdik yine. Yedik, içtik, çekirdek çitledik, okey oynadık...

Her düğünün her toplanmanın ve de Ankara'da takılmaların baş büyüklerinden idi Fatma halam... Bir fotoğrafları vardı; anneannem ve dedemle beraber, bugün onu da paylaşmak istiyordum ama bulamadım. Üçü de yok şimdi... Mekanları cennet olsun...

Velhasıl; Fatma halam yemeyi içmeyi de severdi sohbet edip gezmeyi de. Sındırgı'da okur iken annemle beni ziyarete de gelmişlerdi Mercan Halam ve Hüseyin Eniştemle. Ben bildim bileli eşini kaybetmiş biriydi ama hep saygıyla sevgiyle bahsederlerdi. Halam, tam da hayatlarını yaşayacak iken vefat ettiğini söylerlerdi eniştemin. Toprağı bol olsun onun da inşallah... 

Kendi başına hayatta çocukları için ayakta duran ve dediğim gibi her şeyin yaşa bağlı kalmadan yapılabileceğini bizlere de gösteren bir kadındı... Baştan sona okumuş birçok kadına bedeldi fikri ve de yaşam anlayışı... Diliyorum herkesin hayatında böyle örnek olabilecek kadın erkek büyükler bulunsun... 

Son olarak; senelerdir midesinde bulunan rahatsızlığı sebebiyle çayı hep sıcak suya bir damla şeklinde içerdi. :) Kimi böyle çay içerken görürsem aklıma o gelecek. Bir de bize kalmaya geldiği zamanlarda da, bizim onlara kalmaya gittiğimiz zamanlarda da her sabah erkenden kalkıp sporunu yaptığı zamanları hatırlıyorum. Bu bizim ülkemizde büyüklerden görülmesi o kadar kıymetli bir özellik ki... :) 

Velhasıl, Fatma halamız dün vefat etti, bugün toprağına kavuştu. En çok üzüldüğümüz annemin çok gitmesini istedi de, gerek benim gerekse de torunların bakilma durumunu daha yeni ayarladığımız için bu pazar gidecekti. Dün bu sebeple haberini alınca daha da fazla bir buruk kaldı içimiz. Her ölüm ani, hiçbir ölümü bekleyemeyiz sanırım; Mercan halamın senelerce süren tedavisinden, dedemin 1 yıl boyunca süren stresli tedavi sürecini de düşünerek söylüyorum. 

Rabbim aklıma gelen gelmeyen tüm büyüklerimize de Fatma halama da ebedi istirahatinde huzur versin. Halacım seni çok sevdik, senden de sevgi gördük küçükken de büyürken de çok şükür. Rabbim rahmetiyle mükafatlandırsın seni, mekanın cennet olsun. Anneanneme dedeme ve Mercan halama kavuşmuşsundur inşallah... Her telefonu açısında kurban olurum ve de oy Didoşum dediğini de unutamayacağım. Seni seviyoruz... <3 









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)