21 Haziran 2022 Salı

Kendimle Gurur Duyuyorum - Haziran 2022

 

Başkalarıyla gurur duyduğumuzu ne kolay söylüyoruz değil mi?

Peki kendimizle gurur duyduğumuzda, onu çarçabuk söyleyebiliyor muyuz?

Kendi kendime çok konuştum aslında bu yazının içeriğini ama buraya yazması bir haftayı buldu bakın mesela... :)

Ben geçen hafta kendimle çok gurur duydum. Çünkü son zamanlarda çok net şekilde hayatımdaki sorunlarıma karşı "çözüm üretici" konumunda bulunabildiğimi farkediverdim. Daha net şekilde olduğundan bahsediyorum, çünkü bu sadece son zamanların konusu değil aslında. Gelişerek bugünlere ulaştı ve de netleşti...



Yeni işimdeki durumlar net duruma kavuşana kadar "nasıl olacak?" soruları benim de ailemin de kafasını karıştırıyordu. Sorun olan birçok konuyu çözmek ise esas sorunla yüzleşince ortaya çıktı...


--> Şimdilik sadece iki gün gittiğim yeni işimde, ilk sorun gibi gördüğümüz tuvalet sorunu idi. Bunu nasıl çözeriz bilemedik açıkçası. Evdeki gibi olmayacaktı birçok şey, ben herkes gibi ayakta değilim çünkü. Birilerine bağlı olma konusu sorun gibi görülebilir, zamanında ben de görüyordum. Ama şimdiki esas sorunum şu ki, birilerine bağlı olmak değil; birilerini zor durumda bırakmak asıl mesele. 

Ben öncelikle bu durumun annem babam ve ablamı çok zora sokabileceğinden yana endişe duydum. Ama diğer yandan, bu iş mevzuunun beni ciddi anlamda mutlu ettiği ve aktif ettikçe de bana her anlamda iyi gelebildiğini farkettiğimiz için böyle bir şeyin altına elimizi koyduk... Bu en baş problemdi ki, geçen hafta bu duruma "çözüm bularak" sorun olmaktan çıkardık çok şükür. Ben sadece kendimle değil, ailemle de gurur duyuyorum bu konuda. Benim mutluluğum için çok şeye katlanabildikleri için kendimi çok şanslı hissediyorum. Çok şükür ailemin varlığına... :)


--> Sonra bir diğer sorun vücut direncim idi. En korktuğum belli bir yerde oturup kalmak ve hareketsizliğime kapılmaktı ki; bunu yaşarken farkettim, evde oturduğumdan tek farkı işle uğraşmamdı, yani kendi işlerimle uğraşmıyor olmamdı... 

İki gün boyunca bile işe gitmek yıllardır evde geç kalkmalara alışmış benim için sorun idi mesela sonra. Şimdi fizik tedavime kalktığım gün dahil, haftada 3 gün erken kalkmam gerekiyor. Hele hele 2 gün de ek fizik tedavilerimi almaya hastaneye gidiyorum diye, rahat hazırlanabilmek için olabildiğince erken kalkıyorum. Yani uyku düzenim hayli bozuk olduğu için o günler de geç uyuyor ve geç kalkıyorum. Esas sorun erken kalkmam da değil, vücudum bu durumlara dayanır mı idi? 

== Sonuç olarak; Hiç sorun yaşamadık çok şükür... Basit kramplarım oldu, işe gittiğim günler fizik tedavime de gittiğim için onların tetikliyor olmasının mümkün olduğunu farkettim. Yani en korktuğum konu belki de buydu; evdeki koltuk veya döner sandalyemde oturmam başka, akülü sandalyemde veya tekerlekli sandalyemde gün boyu oturmam çok başka geliyordu. Bunu Ramazan Şenliklerinde sandalyemde tüm akşam boyunca oturduğumda farketmiştim. Akülü sandalyede ağırlık başka şekilde dengeleniyor çünkü. Ama bu konuda da hiçbir sorun olmadı şükür. :)


--> Dedim ya sadece iki gün gidiyorum işe diye mesela. Bir de daha bu kadar gitmezken bile "değer verip kendi işim olarak gördüğüm -network marketing üzerine" ve yazılarım ile onların paylaşımları üzerine zaman zaman aksattığım planlarım mevcut. İki gün der geçeriz, yeni maraton beni hayallerimden düşlerimden ayırır mı? Diye düşündürüyordu. Sanırım bu konuda da kendimle çok gurur duydum! =) Düzenli olunca, yapmam gerekenleri yapıp emeğinin karşılığını alınca da kendimi ayrı mutlu hissettim zira... =))


İşe başladım başlayalı daha aktif paylaşımlar yapar oldum. instagram.com/didolatte_ profilimde, bu durumu iyi bir düzene koyar da oldum... :) İşe gideceğim gece uyuyamadığım için iki haftadır önceden ayarlıyorum yazımı, fotoğraflarımı veya videolarımı. Sonra bana hikayede onu duyurması, beklemesi ve zamanı gelince paylaşması kalıyor. 

Evde olduğumda da, paylaşmak üzere gönderi fotoğraflarını ve yazısını ayarlamak çok zor benim için. O gün içinde yaparsam bu dediklerimi; hiçbir saate yetişemiyorum. Ben bu kadar kolay yazan toparlayan ve de ona ikna olan biri değilim. Biraz böyle konularda düşünmesini ve plan yaparken de yavaş takılmasını seviyorum. Güzel olduğuna inanana kadar, birçok kez düzenliyorum yazımı. Bu kusursuz olsun diye de değil üstelik; özen verere, içime sinerek olsun istediğimden. Yani beğenmediğiniz bir şeyi onaylamak içinizden gelir mi? Bu da aynı öyle bir şey işte... :)


Bu videomu iki hafta öncesinde çekmiştim mesela, önceki hafta başına uyanmadan öncesinde düzenlemesini yaptım. Yazısını da geceden yazdım. Ama seslendirmesi hiç istediğim gibi olmadığı için, sabah kahvaltımı yaparken yaptım tekrar. Azmime bakar mısınız!! :))


Bu gönderimin içerdiği fotoğraflarını da geçen hafta işe gitmeden önce kahvaltı hazırlarken çekip düzenledim. Ustte göründüğü uzere, o fotograflar sabahın erken saatinde çekildi ve o kolaj düzenlendi... Önceki gecede de yazısını düzenleyip, gün içerisinde iş esnasında mola verdiğim saat diliminde paylaştım. =) 

İş yerinde paylaştığım bu gönderiler daha çok ilgi topladı, ki bunda daha değişik ortamlara uyum sağladığım şekilde hayallerimin üzerinde hala uğraşmaya devam ediyor olmam vardı. Buna çok inanıyorum... :) Bir de o enerjim illa ki yansımış olmalı bu paylaşımlara. Sizce?? :>)



Velhasıl; ben kendimle gurur duyduğum noktalarda, biraz kendimi de küçümsemişim kabul ediyorum. Ama bu bahsettiğim noktaları bir hafta içerisinde farkettiğimdeki hissiyatım şükür oldu. Zamanı gelince açan bir çiçek gibi, bu yanım açıldı ve sanki rahatladım. 

Biraz cesarete baktı, sonunun hüsran olma ihtimali de olsa... Tabii ki bu kadar iyi anlattığım şeyleri, çok kolay geçirmedim. Hani derler ya, "Hayatım alt üst olacak diye düşünme. Ne biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmadığını?" Bu çerçeveden bakarsanız, keyfim bozuldu ve tüm konfor alanlarımdan çıktım. Bir ben de değil üstelik, annem, babam ve ablamı da bu alanlardan çıkardım. Her birini tedirgin ettim ve belki de hala ediyorum. Sonucu ne olacak bilmediğimiz bir yola girdik, emek verip sonucunda mutlu olduk ama ilk zamanları yorucu idi. Şimdisi biraz netleşmiş durumda. :) 

Normal birinin konfor alanından çıkması gibi değil benimki. Son 3 aydır hayatımda çok şey değişti ve değişmeye devam ediyor. Biraz sıkıştığım alandan cesaretimi kuşanmak, biraz umut etmek ve biraz zorlanmayı göze almak. Bir kas hastası için çok zorlu, engelliler ve engelli aileleri anlar beni. İyi ki diyebiliyorum çok şükür ki. Kendimle bu sebeplerle gurur duyuyorum. 

Bir de şu an kendime çok şaşırıyorum; herkese yıllardır "normal bireyler gibiyim" derken, şu an tüm farklarımı açıklıkla yazabiliyorum ve bunlarla yüzleşebiliyorum. Sanırım ben iyi anlamda çok güzel değişiyorum... =)

Sevgiler...

11 Haziran 2022 Cumartesi

15 Yıllık Hayalim Gerçek Oldu - Haziran 2022

 

Bu hafta başında bir hayali daha gerçek halinde yaşamanın mutluluğunu yaşadım. Örgün öğretim üniversitemi bitirdikten sonra yaşadığım son atağımın üzerinden, hastalığım sebebiyle gerçek zamanlı bir işe giremememin hayal kırıklığını yaşadım seneler boyunca...

Zamanla alışıyor insan, buna da alıştım ama çalışmak benim için bambaşka bir hayaldi. Taa lisede son senemiz boyunca yaptığımız 1 senelik staj boyunca, gerçekten okul bitince kendi işimde olmanın hayalini daha derinden kurar olmuştum çünkü. :)


Ben hafta başında yarı zamanlı bir işe başladım, ablamın yanında yardımcı muhasebe elemanı olarak işi öğrenmeye başladım... (: Aslına bakarsanız bu kadar çabuk olması beklediğimiz bir şey değildi, en azından ben artık her konuşmalarımızı "inşallah olur ama bu zamana kadar olmadı, çok da büyük beklentilere girmeyeyim" modunda dinlemeye çalışıyordum. Sonunda oldu! Hem hayalimdeki gibi yarı zamanlı bir işim var, hem de şartlara koşullara nihayetinde uydu ve uydurulabildi... =)

6 Haziran 2022 Pazartesi günü ilk iş günümdü, 7 Haziran 2022 Salı günü de ikinci günümdü... :) 


Yeri ve zamanını kendimin belirlediği ve kazanabilir raddeye gelene kadar çok öğrenmeyi ve bu süreci planla sürdürdüğüm şekilde başarı yollarında ve hayallerim için sürekli devam edebileceğimi farkettiğim çizgide ilerlediğim Network Marketing işimi artık esaslı işim görmeye başlamıştım ki; hayata daha çok atılıp, rutin şeklinde sosyalleşip ek kazanç da sağlayabileceğim bir işim de oldu şimdi... 

Hayat çok garip. Zamanında "benim herkes gibi bir işim olacak, beni o mutlu edecek." derken, Network Marketing'in de gerçek bir iş alanı olduğunu ve de hayatımda beni mutlu edip çok önemli bir yere sahip olabileceğini sonradan farkettim. 

Şimdi gerçek zamanlı şekilde, iş mesaisi saatlerinde çalışıp eve döndüğüm bir işim de varken; NM işimde de güzel bir ekibim ve devam edebildiğim hayallerim iş saham varken, hayat çok da tam zamanında işliyormuş gibi geliyor. Belki NM ile tanışmadan önce olsa idi gerçek zamanlı işim de, kaldıramayabilirdim. Belki dayanamaz, belki de o ihtiyaç hali ile doğru dürüst karşılayamazdım.

Evet, birçok seferinde "ama olmuyor" dediğim ve üzüldüğüm halde; çok sonra olunca da kıymeti ve anlamı daha derin. Allahım belki de bu zamana kadar olan dersleri çıkarmam için bekletti beni bu kadar. Buna yürekten inanıyorum...


Hafta başında iki iş günü çalışıp bana düşen görevleri yerine getirdikten sonra, haftaya görüşürüz diyerek gerçek zamanlı işim adına haftayı bitirdiğim üzere yaşadıklarımı düşündüm durdum. Yıllar sonra beni en zorlayan tek nokta, yine erken vakitte uyanıp kahvaltı yapmak zorunda olmaktı. :) Haftanın ilk gününü tost yiyerek geçirdim, fakat hiç de önemli değil; bu kadarına da dayanabilirim. Sonrasında buna da alışacak mıyım göreceğiz.. =) 

Pazartesi günü erken kalkmak zorlamadı, Salı günü de öyle. Ama beni en çok şaşırtan Çarşamba günü "alarmım kurulu olmadığı halde 07:00'da gözlerimi açmamdı!" İnsan sadece iki günde yeni rutinine bir tek sebeple ayak uydurabilir değil mi? - Bunu çok istiyor ve senelerdir de bekliyorsa... :)

Pazartesi günü iş yerimden fizik tedavime Engelsiz Taksiyle gittim, hastanedeki saat 1 randevuma yetiştim. Tek başıma gidip tek başıma dönmek ayrı bir özgüven kazandırdı bu sefer bana. 

Sonra Salı günü iş yerinde sanki çok daha rahat ve de iyi hissettim, çabuk alışmış olduğumu garipsedim. Ama tam anlamıyla yaşadıklarımı, zamanı gelmiş de yaşıyormuşum diye hissettim. Bu hissiyatın yeri derin ve bulunduğum iş alanı itibariyle eve dönene kadar kendi içimde yaşamam gereken bir durumda. Bunu da tek başıma başardım... :))


2 günün sonunda, bu hafta için yapacağım işlerin bittiğini, haftaya görüşeceğimizi söylediklerinde mwmnuniyetle "tamam" Dedim. Hayalini kurduğum yıllardır beklediğim, sağlığıma ve hayatıma en uygun iş hayatı olduğunu düşünüyorum şu an "yarı zamanlı gerçek iş saatlerindeki işimi"... 


Ablama iki günün sonunda söyle dedim; "Cidden iyiyim ben. İki günün sonunda hem yıllardır istediğim gibi iş koşullarında  çalışıyor hem de kendimi yine işe yarar hissediyorum hayatın içinde. Bu çok iyi hissettiriyor." 

İşte tam da bu sebeplerle; belki de şimdi olması, en güzeli olmuş. Hayat bize sunulabilir doğrultusunda bazen geç gelen güzellikler yaşatıyor. Oysa ki kime ve neye göre geç bilmiyoruz... Sanırım bu zaman diliminde olması, önce NM alanında kendimi ispatlamak ve de buradaki mutluluğumu ve kabullendiklerimi yaşamak benim için en gereklisi imiş. Daha öncesinde girsem böyle bir işe buradaki yaşanmışlıklarımı ve de öğrendiklerimi bilemezdim. 


Allahim işini iyi biliyor. Ben daha fazla uzatmadan Rabbime ve bu işe vesile olan ablama ve de herkese teşekkür ederim.. :) 


İyi ki yer yer sabredemeyişlerime rağmen, sabretmeyi ve zamanını beklemeyi öğrenmişim... Hayat, her şeyi yaşamak ve onlardan ders çıkarmak için çok kısa derler. O sebepten Çevrendeki kişilerin yaşadıklarından ve de öğrendiklerinden de dersler çıkarmalı... Ben bu öğreti sebepli de buralarda olmamı değerli buluyorum.  


Dilerim ki birilerine motivasyon kaynağı oluyor ve de yıllar da geçse neler için hala istemeye devam ediyor diyenler oluyordur... Bu kıymetli, çünkü ben de okuduğum beğendiğim başarıları kendime motivasyon kaynağı görüyorum çoğu zaman...


İşte bilin istedim ki; bu hafta bir engelli daha sosyal hayata ve gerçek iş saatleri altında yarı zamanlı çalışmaya adım attı. İnanın 10 yıl geçse de geç değil. Hiç yapmaz ve çabalamaz isek geç, isteklerimizi görmez ve yeteri kadar ciddiye almaz isek geç...


Hayatta isek her şey için zaman var. Çok şükür bin şükür... :)


Not: bu yazıyı iki iş sahibi ve ikiden de fazla kendi uğraşı olan bir iş kadını yazdı. Adı Didem. Sizlere çok selamı varmış, kendinize çok iyi davranacakmışsınız... 🤗

Sevgiler...



4 Haziran 2022 Cumartesi

Hayal, Hedef Ve Çaba - Network'e Dair #2


Nisan 2022'de "Network Nedir ve Neden Network Marketing?" alt başlıkları ile "Network Benim İşim" diyerek yazmaya başladığım yazı dizime; bugün "Hayal, Hedef Ve Çaba" Kelimeleri ile devam ediyorum. Zira bu üçlünün yapmak istediklerimizin yolunda çok önemli bir yeri olduğuna inanıyorum. =) 

Yazımın devamında sizleri Dr. Clinic Altınbaşak Ekibi ve de Gül Ekibi ile tanıştıracağım. İyi okumalar dilerim... :)


Son 2 senede çok net bir olgu gördüm; 

Network Marketing sektöründe başarıya ulaşanların "hayalleri için hedefleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için de çabaları var". 

Eksiksiz her bir iş için böyle aslında. Hayaller için çalışıyoruz bu dünyada ve başarıya ulaşmanın bir denklemi varsa eğer, benim gözümde o denklem budur. Başarının kendi emeğiniz ve planlarınıza bağlı kılındığı bu sektörde ise üstte bahsettiğim üç etmene daha fazla ihtiyacımız var...

Şansa kadere başarıya ulaşmak derseniz, çok nadir yaşanan ve uzun süre o başarıda kalınamayacağını da net olarak gördüğümüz bir durum derim. Çünkü şans ve kaderinizin de düzgün ilerleyebilmesi için gayret olmalıdır. Şu söz unutulmasın; 

"Kader gayrete aşıktır!" :)


Evden iş dediğimizde, bize hep "az çalışıp çok kazandığımız" düşünülerek bakılıyor. Oysa daha rahat şartlarda, çalışma düzenimizi hayatımıza göre şekillendirerek çalışmak bizimkisi... İşimiz her yerde, hayatımız daha keyifli ve esasında daha da düzenli. Ama bazen de yoğun çalışma dönemlerinde de tatlı bir düzensizlik içinde... :) Bu iş sayesinde işimiz hem satış, hem insanlarla ilişki kurmak. Zamanımız hem her an eğitim hem de her an kutlama tadında geçebiliyor. 

İşte tüm bunlar, içinde bulunduğum sektörde, benim doğru ekipte ve doğru şirkette olmam sayesinde parmaklarımdan yazı olarak dökülüyor... (: Şükürler olsun dedirtmeye Dr. Clinic son 7 aydır devam ediyor... :)


Konumuzun bu noktasında başarı konusunu da konuşmak istiyorum sizinle;

Yorumlarda bana kendi başarı tanımınızı yazabilir misiniz? Bu yazımızın fikirleşme konusu "başarı nedir?" üzerine olsun...


Hedef, Hayal Ve Çaba Var; Peki Başarı Nedir?


Benim için başarı konusuna gelirsek, tek bir tanımlamadan ibaret değil. Ben 2 sene içinde gördüm ki, benim için bile başarı değişkenmiş... 

İki sene önce ilk bu işe başladığımda, başarı benim için satış yapabilmekti mesela; satışı öğrenebilmek ve onun için kendimi geliştirmeyi başarmaktı... 1 sene önce başarı tanımım, bir ekip kurup liderimin olabilmesi oldu. Ekibime de kendime de değer katmak da başarıydı, kendi ayaklarım üzerinde durabilmek de... Şimdi ekibimde liderlerim var ve başarı kavramım ise bambaşka. Başarı demek benim için çok satmaktan öteye, değer katmak ve de özgüvenimi arttırmak da oldu; sadece işten öte hayata karıştığım her an benim için bir başarı simgesi artık...

Düşünün ki hep kendinizi "ben satış yapamam" diye düşünüyorsunuz. Ki ben öyle yapıyordum. Benim için başarı "satış yapmayı öğrenmek ve de satış yapmaktı" o andan itibaren işte. Denemeden tam anlamıyla, son 1 seneye kadar, bana ne hissettirdiğini bilemedim. Para kazanabilmek başarı idi, şu son 2 senedir bu başarıyı gerek aktif gerekse de kısa molalarla sürdürebiliyorum şükür ki... 


Zamanla gördüm ki "para kazanmak sandığımız başarının arkasında" da gizli nedenler var, başlıcaları en duygusal ihtiyaçlarımız haline gelen konulardan oluşuyor. Mesela kimi için evine veya çocuğuna kendi emeğiyle kazandığı parayla küçük bir eşya almak oluyor. Arkasında çalışma gerekliliği var. Kimi için ailesinden eşinden beklemeden istediği bir şeyi kendine alabilme düşüncesi oluyor. Bunun da arkasında, benim eksikliğini hissettiğim cinste bir öz değer eksikliği var... Hepsi zaman içerisinde "Hedef, Hayal ve Çaba" üçlüsü sayesinde gerçek olabiliyormuş aslında, öğrendim ben de zamanla... :)

Kısacası bu konuda; Başarı kıstasınız hangisi olursa olsun, kendinizi geliştirmek üzerine yaptığınız yatırımlarınız hep hayatınızda olsun dilerim ki. Kendiniz adına verdiğiniz değerle kazanmanın tadı çok başka, onun tadı hiçbir şeye benzemiyor zira... :) 


Gelelim Dr. Clinic'e ve Dr. Clinic İle Network Marketing mevzusuna...



"Ailenin Olduğu Her Yerde Sevgi Vardır." 
Dr. Clinic'imizin sloganı...

Dr. Clinic "Kadına İstihdam" başlığı ve amacıyla, Kasım 2021'de Network Marketing'e adımını atmış 35 senelik bir firma... Esnaflıktan gelen, ürünleri eczanelerde ve nice e-ticaret sitelerinde satılan bu markanın, Kasım 2021'den beri girişimcileri için elinden gelen korumayı ve emeği verdiğini bizzat yaşadık yaşıyoruz şükür ki.

Bu ay tam 8. ayımıza başladık. 7 ayda çok şey öğretti, çok kişi kazandırdı ve bir o kadar da temizlik yaptırdı hayatımıza... Başarı kavramım da, emek kavramım da, hayal kavramım da çok başka anlamda değişti. Dr. Clinic ile oldu bunlar, her yeni kapı yeniliklerle dolu zira. Firmamızın yeniliklerine beraber başlamış olmak benim ve birçoğumuz için apayrı hala. Ama hiçbir zaman geç değil ki, yenilikler ve gelişmeler tüm gaz devam ediyor bu arada...

Kadına istihdam denilen bir firmada, kadını erkeği ayrılmadan emek vererek çalışıyoruz. Ne zaman başvurulursa başvurulsun, size değer veren bir marka ile çalışıyor olmak büyük şans resmen. Bizler Dr. Clinic sisteminde satarak kazanıyoruz, alarak kazanıyoruz ve sistem üzerinden ekip kurarak primler alarak kazanıyoruz. Bir de kazanma biçimimiz var ki, ekibimize kalbimizi vererek "abla, kardeş ve arkadaşlıklar" kurarak kazanıyoruz... :) 

Bizi eşsiz kılan daha çok kazandırıp adil kazancı sağlayan firmamız ve Altınbaşak ekibimizde daha deneyimli bir şekilde planlarımızı işletiyor konumunda bu firmada yer alıyor olmamız. Herkese kendi ekibi ve firması güzel gelecektir, yeter ki orayla gönül bağınızı kurun. Ancak biz gerçek anlamda önceki bir sene boyunca diğer firmamızda yer aldığımız dönemde "doğrularımız ve yanlışlarımızı hesaplayarak" bu firmaya geçtik. 

Bugünümüzde önceki firmadaki bağı bilerek gelen veya ekibimize bu firma sayesinde katılan herkesle bağımız hala aynı. Gerçek anlamda bir "güç ve sevgi var" aramızda. Sevgisi artarak katlanıyor ve saygıyı, sabrı, bağlılığı ve anlayışı barındırıyor. Bir de düzeni... Ben "Altınbaşak ekibi" içerisinde en çok düzenli ve planlı oluşumuzu seviyorum. Eğitimlerimiz ve kampanyalarımız da eşsiz, bilgilendirme ve bize değer katan takdir edişleri de... Sevdiğiniz yerde seviliyor ve değerli hissettirildiğinizi de biliyorsanız eğer, ötesi aslında çalışma seviyenize ve emek verme hevesinize kalıyor. 


Bu arada, umarım buraya kadar anlatmak istediklerim kalbinize dokunmuştur ve sizlere de değer katabilecek ekibimizi tercih edebilmenize vesile olabilirim. Hayalleriniz için ertelemeden yola çıkmayı düşünürseniz, bana ve bize yan taraftaki hesaplarımdan ulaşabilirsiniz...



Ekibimiz Altınbaşak, Bizler Gül Kızları... :)

Sıra geldi, size Altınbaşak ekibinde yer aldığımız ismimizle içinde bulunduğum alt ekibimizi de anlatmaya; bizler Gül Kızları...  (: Altınbaşak Ekibi Dr. Clinic'in kurucu ortağı olan Kadriye Altınbaşak'ın ekibi. Ekipler arasında bile inanılmaz bir birlik ve bağı olan güzel kurucu bir Dr. Clinic Ekibiyiz biz. :) Planı programı, çalışma ve de bir arada olma anlayışı kim geldiyse şu ana kadar bozulmamış ve de herkese kucak açabilmiş bir ekibiz. 

Gül Kızları ise adını duyurmaya, emin adımlarla çalışıp yerini sağlamlaştırmaya devam ediyor bu ekip içerisinde... Bir ekipte olması gereken ne varsa bizim birlikteliğimizde var, ne olmaması gerekiyorsa da "çok şükür dualı ve de sevgi dolu ekibiz ki" yerini alamıyor içimizde... Bize Kadriye Başkanımız "Gül Kızları" dedi önce, ekip müdürümüz ve "iyi ki"miz <3 Gülşah Ülkü'nün kızları olarak birbirimize tutunduğumuz için... :) Sonra ekip içerisinde "onun bunun üyesi" lafı etmeden, herkes birbirine güvenerek ve de destek halde olduğundan bu isme çok çabuk alıştık. Ekip olmanın da gerektirdiği ilk önemli kural, birlik içerisinde olabilmekse; bizim ekibimizde var şükür ki... Her birimizi bir arada tutan ve kavuşturan da, Altınbaşak Ekibi kurucusu Kadriye hanım. Ah bir diğer iyi ki'miz... <3

Bir ekipte olmaması gereken konuya gelecek olursak, bana göre bu "abartılı ast-üst ilişkisidir." Ne sen üstünden korkacak veya çalışma anlayışlarınız uymuyorsa ona tahammül edeceksin, ne de o seni önce para olarak görecek veya seni herhangi bir şey için zorlayacak ve elinde tutacak. Bir işyerinde nasıl sevgi ve anlayışla yaklaşmak var ise, orada çalışmak o kadar keyifli olur. Aynı şey bu ekiplerde olabilmeli. Bizde en çok sevdiğim özellik o ki, "kimse kimseye gereksiz stok çektirmez" ve de "işi öğretmeden boş yere hava basmalarla iş beklemez!" Çünkü biliriz ki bu sistemde bağ dediğimiz şey ve üstüne düşen kadarıyla emek veriyor olmak çok kıymetli. Üstüne güveneceksin, altının da iyi niyetle ve çabayla yaklaşımına yanıt vereceğine inanacak ve bileceksin...

İşte bu noktada doğru iletişim en önemli konum olmaya başlıyor. Karşılıklı iletişimi saygı ve de sevgi çerçevesinde kurar, kimse bir diğerine üstünlük kurmaz kimse bir diğerini yok saymaya çalışmaz ise; ekip bal şeklinde çalışır gider. (Size bu işin en büyük sırlarından birini daha verdim bu arada böylece)


Biz Gül Kızları olarak Mayıs ayından itibaren Gülşah müdürümüz ve Ayşen müdürümüzün öncülük ederek kurduğu, hep beraber geliştirmeye çalıştığımız bir web sitemiz de var artık. 

Bu Web sitemize ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz. :)

Bu web sitesi hem bizim hem de sizlerin çok net bir şekilde faydalanabilmesi amacıyla kuruldu ve her bir ekip arkadaşımızın elinden geleni yaparak aktif tutulması hedeflendi. 

Sizlerden isteğim odur ki; sitemizi ziyaret edip inceleyerek, elinizden geliyorsa bizi çevrenize de tanıtabilirseniz bizler emeklerimizin karşılığını almaya devam edebiliriz. Aramıza katılmak isterseniz ücretsiz üyelik formunu doldurabilir ve dilerseniz beğeni ve önerilerinizi mail adreslerim aracılığıyla bizlere ulaştırabilirsiniz. Bu bizim sizler açısından da nasıl göründüğünü ve hangi konularda geliştirmemiz gerektiğini görmemizi sağlayabilir. =)


Bu yazıma "Hedef, Hayal Ve Çaba" diyerek başladım, ama içeriğinde "sevgi, umut ve görünür görünmez düşlerimiz" de vardı. Ben "Network'e Dair" adlı yazılarımı yazmaya burada devam edeceğim. :) Çünkü mutlu olduğum her şeyi yazmak beni daha çok motive ediyor ve paylaştıkça birilerine ilham olmak da bana mutluluğumu arttırmak olarak geri dönüyor...

Başlangıç tamam, gelişme niteliğinde bu yazımız da tamam... Bir sonraki yazımda da "Network Marketing hikayelerimizi" konuşabiliriz diye düşünüyorum. Çünkü hikayeler hayallerin alt sebeplerini oluşturuyor ve kaçıncı yazı olursa olsun, eminim ki biz hayalleri konuşmaktan ve gerçekleştirme çabamızdan vazgeçmeyeceğiz.

Hayalleriniz varsa, hedeflerinizi kendinize yol bilmeyi unutmayın. Bir yerden başlamak istiyorsanız eğer, ister web sitemizden isterseniz de sosyal medya adreslerimden bana ulaşabilirsiniz. 

Hayallerinizi alın gelin, sizlere yol olalım; hikayenizi beraber yazalım... :)

Sevgilerimle...