Bir hafta çok çabuk geçiyor. Uzaktaki dost geldiğinde ve özlem giderilmeye çalışıldığı bir haftada ise daha da çabuk geçiyor zaman... Merom gideli bir hafta dolmak üzere bile, geldi gelecek diye zaman saydığımız günler geride kaldı önce ve sonra da geri döndü gitti kuzum evine. Kavuştuk görüştük de, darısı sağlıcakla nice güzel kavuşmalarımıza olsun inşallah... :)
Ev ahali olarak ablamlarla ve ablamlarda güzel bir hafta geçirdik; ablam, eniştem, Kağanım, Merom ve ben... Sessiz sakin bir tatil değildi her birimiz için, zira yaz tatili sürecinde yeğenimin can sıkıntısından ötürü normalinden farklı halleri hakim. Ama buna rağmen Merom gelmeden önce "evde neler yaparız ki" diye düşünürken, dolu dolu bir hafta geçirdiğimizi gördük beraber... :)
Dostum Geldi adlı yazımda da bahsetmiştim, 101 Okey'i kavrattılar bana bu sefer; çoğu akşamlar 101 Okey oynayarak noktalandı, güzeldi sevdim oyunu. Tam iyice kavramıştım ki, Merom gitti diyebiliriz. :D Öğrenene dek, oyunun kurallarını çokca ihlal ettiğim ve ablamı çıldırttığım doğrudur ama sonucunda öğrendim ya, ona bakalım diyorum! (:
Bol bol Aşk-ı Memnu izledik gündüzleri ablam ve Meromla, akşamları da Medcezir izledik beraber geçirdiğimiz haftamızın son günlerine doğru, eniştemin de işten gelip eşlik etmesiyle beraber... Youtube sağolsun aynı zamanda 90'lar ve 2000'lerin başlarından eski ama eskimeyen birçok şarkı dinledik, klip izledik... Benim için güzel geçen bir tatildi, rutinimden uzaklaştığım için elbette benim için de büyük bir tatildi; neticede hem anne ve babamdan uzak kaldım, hem de evimdeki rutinimden. Güzeldi, güzeldik. Sağolsun ablam ve eniştemin de destekleri ve varlıklarıyla, bir haftayı evde olabildiğince dolu dolu geçirdik...
Mero'mla da ablamlarla da yan yana olmak bana çok iyi geldi... Ablamlarla bizleri analiz ederken de konuştuğumuz gibi, ben dokunsal bir kızım. Sevdiğim insanlara dokunarak, sarılarak, omuzlarına dizlerine yaslanarak vakit geçirmeyi çok seviyorum; bu dediklerimi Meromla bir haftamda dilediğimce yaptım, özlem giderdim kendimce... Uzak şehirlerde yaşamak en çok benim gibiler için zor bence, dokunamadık mı özlemimiz gittikçe artıyor da artıyor sanki... (: Sizde de böyle mi? O hissetmek olgusu, belli bir zamandan sonra ses ve görüntü ile yetersiz kalıyor gibi. Elbette canımız sağolsun, sağlıkla hayatta oldukça er geç görüşebiliriz ama bu yönü de var işte... :)
17 Temmuz akşamı, Ablamlar beklemediğim bir doğum günü sürprizi yaptılar bana. Beklemiyordum, zira doğum günüme daha 10 gün var; nasıl bekleyebilirdim ki... :) Merom ile ablam dışarıya çıktılar o akşam, mutfak eksiklerini marketten almak üzere az ötemizdeki marketler bölgesine gittiler. Hem yürüyüş yapmaya hem eksikleri gidermeye diye gidip, döndüklerinde aldıklarını yerleştirirken mutfaktan gelemediler sonra bir türlü... Yarım saate kalmadan çayı hazırlayıp geldikleri üzere anladım ki, eksikleri gidermek üzere çıkılan market alışverişi; sürpriz doğum günü kutlamam içinmiş! =)
Işıkları kapatıp salona girdikleri gibi ne diyeceğimi bilemedim, tabii ki çok ama çok sevindim! Ama çokca da duygulanıp ağlayamadım! =) 27 Temmuz'da Merom burada olamayacağı için, taa Antalya'dan doğum günü hediyemi almış gelmiş meğer. Boynumdaki renk değiştiren kalpli kolyem Meromdan doğum günü hediyem... :) Ben ki küçüklüğümde zıpladığımızda yanmaya başlayan ışıklı spor ayakkabımdan beri, renk değiştiren aksesuarlara bayılırım; çok mutlu oldum, ablam eniştem ve meromun bu güzel sürpriz kutlamasına.
Duygulandırdınız beni canlarım, dilerim sizler de hep böyle beklenmedik anlar ve mutluluklar yaşayın! :)
17 Temmuz akşamı benden sonra en şaşkın olan kişi de yeğenimdi, ki akşam boyu "Bugün değil ki, daha teyzemin doğum gününe çok var." dedi durdu. :) Zaten haftalardır, "teyze sana 28'i yakıştıramıyorum." diyor ara ara... Şimdi de hala diyor ki, "Hala 27'sin teyze, 28 olmadın merak etme!" Sağol yeğenim be, yaş almama bir içerlenen sensin... Yeğen gibi yeğen işte! :D
20 Temmuz günü de gitti işte Merom, dokunsallığımızı üst boyutlara çıkarıp o gün bir ara dizine de yattım Meromun. Sağlıcakla yine gelsin, hep gelsin... Kavuşmalar güzel de, ayrılmalar zor işte. Ama gidince de insan yeniden alışmaya başlıyor. Şimdi biz yılın çoğu zamanında ayrı kalmaya alıştığımızdan olsa gerek... Bazı zamanlar oluyor ama zor zamanlarımda onu yanımdan göndermek çok dokunuyor bana. Neyse ki iyiymişim diyebiliriz, ağlamadan bolca dua ederek uğurladım bu sefer Meromu... :)
Gideceği akşam koluma bir kurdele çizdi de gitti, benim yetenekli dostum! Dün banyo yaptım, silindi gitti bile maalesef ama yanyana oldukça kağıtlara yaptırdığım resimleri üzerime de yapmaya başlar artık. Ne yapalım, fotoğraflarla saklarız biz de... Bu sefer resim çizdirmedim diye içime oturmuştu harbi, kurdele ile telafi ettik neyse ki... (:
Yine gel Merom! Çokça sarılalım, çokça susalım ama birbirimizi hep anlayalım... Bazen olur olmadık şeylere kafamı takıyorum diye tatlı tatlı uyar beni, çözelim her bir sorunumuzu ama hep beraber olalım. Sonra sıklıkla sarıl bana, ne bileyim kötü esprilerime beni dünyadan aldırmakla tehdit et falan! :D Her noktada saçmalamayı ve birbirimizi güldürmeyi ihmal etmeyelim! Yeni oyunlar öğret sonra sen bana, ben de sana yeni başka bilgiler öğreteyim falan... :P
Hep sağlıklı hep mutlu olalım yani, sağlıcakla kavuşalım ve yine sımsıkı sarılarak ayrılalım. Seni seviyorum dostum, iyi ki geldin ve hep gel dilerim... <3 =) Anılarımız anlarımız, hep benimle aklımda...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)