1 Kasım 2018 Perşembe

Not Aldım Veya Not Ettim #39 - Ekim 2018 Notlarım


Şubat ayından beri "Not Aldım Veya Not Ettim" yazısı yazmıyormuşum, bu yazıyı yazacakken fark ettim. Nasıl unuttu isem artık, yazdığımı düşünüyorum bir de, bu kadar çok uzun zamandır yazmadığımı görünce çok şaşırdım doğrusu. :) Neyse, Ekim 2018'den birkaç notlarımla geldim. Arayı telafi edeceğim diyelim. :) İyi okumalar...


Kitap Okuma Hedefime Ulaştım, 25. Kitap


Daha dün (31 Ekim 2018 günü), 2018 içinde okuduğum 25. Kitabımı bitirdim ve 3-4 senedir ilk defa senelik okuma hedefime ulaştım. 25. kitabım Kristin Hannah'ın "Bir Tutam Gündüz Bir Tutam Gece" adlı kitabı oldu. Doğrusu mutlu ve gururluyum, uzun zamandan sonra beklenilen bir hedefe kavuşmak, güzel bir tatmin... :) 

2018'in Temmuz ayında girdiğim 3 ders sınavımın sonrasında, daha da şahlanan ama okulumun olmasına rağmen öncesinde okumayı devam ettirebildiğim bir sene oldu. Demek ki, istesem başarabiliyormuşum dediğim kadar; dersler yoğunken okuyamıyorum, dediğim de doğruymuş... :) Derslerden, kitap okumaya fırsat bulamadığım zamanlardan sonra, kavuştuğum yeni durum mutluluk verici. Bu ilk notum ve de duyurum olsun. Not aldım kendime; daha çok okuyacak ve kendimce bu başarıyı devam ettireceğim. Zira hedeflediğim kadarıyla okuduğum ve izlediğim zaman daha mutlu oluyorum. Bunların mutlulukla da alakası var, diyebiliyorum artık...


Bir Bilgi; Ishak Kuşu 


Baykuşlara aşırı ilgim yoktu ama hep sevdiğim hayvanlar oldu kendileri. Üstteki fotoğrafları da, 2018'den beri en komik bulduğum fotoğrafları! :D Altına bir de yazmıştım ilk instagram açtığımda, "Şaşkın Baykuş Modu; Bu kiloları nasıl vereceğiz yahu?"

Baykuşlu kıyafetler, onun simgesini taşımayı alışkanlık edip uğur sayanlardan değildim ama çok seviyordum da. Bir süre sonra, her sene birkaç tane baykuşlu hediye alır oldum. O dönemde de çok izler olmuştum Baykuş videolarını... :) Neden buradan girdim bilmiyorum, açıp bilgilerini öğrenmememiştim ama uğursuz sayılmasına hep gıcık oldum; madem öyle bunu da eklemiş olayım dedim!

Ekim ayında da Baykuşlara dair bir bilgi çıktı karşıma ve ben de durmadım araştırdım valla... :) Baykuşların uzun kulak püskülleri olan küçük bir cinsine, Ishak Kuşu deniyormuş meğer. İnsan ırkının terk ettiği yerlere ve yapılara yuva yapan bu ishak kuşlarının, halk arasında sevgililerini aramak için hüzünlü bir ötüş ile belirli saatlerde öttüğü söylenirmiş... Bir de Anadoluda inanılan bir hikayeleri varmış...

"Bu İshak kuşlarının ilk ceddi sevdalı bir kızmış ve Allah onu İshak kuşu yapmış. Çoğalmışlar ve o zamandan beri bu kışlar ilk cedlerinin sevdası için, geceleri belirgin bir saatte karanlık bahçelere vadilere ve kayalıklara konar; "İshak, İshak" diye meczub şekilde bağırır arar ve belki onu bulurum umuduyla yaşarmış..." Hikayeyi bu sayfadan okudum ve anladığımı yazarak not ettim. :)

Hayvanlara ne hikayeler ve ne efsaneler yakıştırıyoruz değil mi? En sevdiğim efsane hikayeleri kuşlara aittir benim, doğrusu bir efsane olduğunu bilsek bile; en sevdiğim hikayelerden biri oldu bu da... :) "İshak kuşları gibi, sevdalı ve sevdiğinden uzak eylemesin Allahım ve o kuşlara da sevdiklerine kavuşmayı nasip etsin!"


Bir Yer Keşfettim; Whistler


Her fırsatta söylüyorum; "kışı sevmiyorum, ben yaz insanıyım" diye. Ama eski zamanlardan özlediğim bir şey var ki, o da eskisi gibi artık kar yağmıyor. Kış da kış gibi yaşanmıyor, yaz da... Eskiden kar yağdığı zaman; "havanın mikrobu kırıldı, kar yağınca hava soğuk olmaz, kışa katlanılır olunur!" derlerdi. Ama şimdi ne kar yağıyor eskisi gibi, ne de eskisi gibi soğuk oluyor. Bazen eskisinden de soğuk oluyor hava, bazen de kış vakti yaz yaşıyoruz adeta. Havalar da gel-gitli oldu velhasıl...

Geçen bir yer keşfettim, bir yazı okurken karşıma çıktı bu yer; Whistler... Şu devasa güzellikte taş evler ve içerisinde yanan şömineleri gördüğümüz karlar içinde küçük kasabalarda çekilen romantik komedi filmlerini izlemeyi sever misiniz? Ben çok severim doğrusu, soğuğu hiç sevmememe rağmen; her kış senede 3 veya 4 kez yağan o karın kendisini izlemeyi de öncesi geceden turunculaşan geceyi gözlemeyi de çok severdim... 

Whistler'ı görünce, aynı bunu hissettirdi bana. Kendimi kışın ortasında kar yağdığı zamanlar, filmlerin içinde gibi hisseder ve garip huzurlu hissederdim eskiden. Çok soğuk olurdu, kar soğuğu derdik hani; deli gibi tüm kış yağdığına hiç şahit olmadım Bursa'da, ama senede 3-4 kez yağmasına ve bir haftalık hakimiyetine de çok alışkındım bir zaman... 

Whistler da, bizzat kış tatili yapmak isteyenlerin mesken yeriymiş meğer. Soğuğa dayanabiliyor olsam, sağlıklı olsam; ilk gitmek isteyeceğim yerlerden biri Whistler gibi bir yer olurdu. Neden Uludağ değil, çünkü benim istediğim o atmosferi tüm doğallığı ile yaşayabilmek; bir Hollywood filmindeymişcesine. Whistler'ın fotoğraflarını açıp bakan ve benim gibi romantik film hayranı olan birçok kişinin, benim gibi hissedeceğini düşünüyorum nedense... 

2012'nin Ocak ayıydı sanırım, en son o kadar çok kar yağdı bizim buralara. 2015'de de yağdı daha sonra, ama en çok yağdığı zamanı 2012 diye hatırlıyorum ben. Şimdi bana sorsanız, kar yağan bölgeye daha hiç gitmedim ama gitmek isterim diye düşünebilirim. Sağlığım yerinde olsun, Whistler gibi bir yere; bu Uludağ da olur belki ya da başka bir dağ kasabamız, gitmek isterim. 

İsteğim, hayalim; o filmlerde gördüğümüz kışı dolu dolu yaşayan kasabalar ve bölgelerdeki gibi, soğuk kar havasında gece gündüz demeden gezmek ve dönüp akşamına yağan karı soba başında izlemek... Hayallerime, şu sağlık durumumda ulaşamayacağımı düşündüğüm bir yeri daha ekledim veya bir özellikli bölgeler dizisini daha diyebiliriz. Mümkünse bu durumda olmasın zaten, sağlığım iyi olsun ki, oraların tadını dilediğimce çıkarabileyim... Bir garip hayalciyim resmen! =)


Ekim 2018'den Öneri Müziğim; Lady Gaga - I'll Never Love Again


Gelelim Ekim ayında en çok dinlediğim şarkıya... Lady Gaga'nın Bradley Cooper ile başrolü paylaştığı "A Star İs Born" adlı filmin müziklerinden biri olan bu şarkıyı, daha geçen hafta keşfettim. Ama Ekim ayında dinlediğim her bir şarkıdan daha fazla dinlediğime de eminim. Keşfettiğim ilk bir saatte, yediden fazla dinlediğime eminim mesela. :)

Filmi zaten merak ediyordum, ama müziklerini de sever olunca; filmi izlemek farz oldu. İlk fırsatta izleyebilirim umarım, şu an vizyonda ve sinemalardan düşmesini bekleyeceğim gibi görünüyor. Gişesi bol olsun dileyerek, bu şarkıyı sizlere ve tabii ki kendime armağan ediyorum...

Ekim ayına bu notları sığdırdım. Bir de öğrendiğim birçok yeni ingilizce kelimeleri de yanıma kar ettim. Kasım'a da Not Aldım Veya Not Ettim yazısı yazarak başlamak kısmetmiş, bir daha bu kadar uzatmamayı diliyorum kendim adına...

Bir başka Not Aldım veya Not Ettim yazımda görüşene dek, kendinize notlar alın; o zaman hayat daha dolu ve de anlamlı olmaya devam ediyor göreceksiniz... (: Sevgilerimle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)