6 Kasım 2018 Salı

Dört Dakika - 06.11.2018


Bazen sizi  dört dakikalık bir küçük operasyonun korkuttuğunu bilmeden, tedirgin oluyorsunuz... Bilinmemezlik de, en küçük görünen şeyde bulunan nice tehlike de sizi rahatsız edebiliyor zira. İnsan canı tatlı, canımız yanacak diye hastanelerden ve orada yapılan işlemlerden kaçınıyoruz bazen her birimiz. Ama içine düştüğümüzde; "Oralardan uzak etsin Allahım ama oralarsız da koymasın!" deyiveriyoruz. En azından-en çoğuna kadar, orada hayatının bir kısmını geçiren birçok kişinin; bunun değerini anlamasına sebep olan yerlerden biri zira... 




Tehlike dediğime bakmayın, bugün çok küçük bir operasyon yapıldı sadece bana. Küçük bir örnek aldılar bacağımdan... Senelerdir bacağımda çıkan ve bir türlü yok olmayan küçük yaralar oluşturan garip bir sivilceler dizisi, bu sıra çoğaldığı için; dün cildiyeye gitmiş ve bir kez daha doktoruma göstermiştik. Doktorum "Bunlar iyi huylu deri tümörleri. Ama en son çıkanlardan birini alıp, patolojiye gönderip nedenine bakmamız gerek." dedi. "Kötü bir şey olduğu için değil, ama nedir nedendir bakalım bir..." diye de eklemeyi ihmal etmedi. Cildiye, Genel Cerrahi'ye yönlendirdi ve orası da bugüne randevu verdi. 

Dünden beri küçük de olsa iğne girecek, orayı uyuşturacak ve bir parça alınıp gerekirse dikiş atılacak ya; tedirgindim. Sonuçta, ilk defa yapılan bir operasyon ve nasıl hissedeceğim hiç bilmiyorum... Tehlike dediğim de, benim tedirginliğimden belki. Ama hep duyarız ve en küçük operasyonda bile tehlikeler var diye endişe ederiz. Allah uzak etsin. :) 

Bugün, hastanede bekledik ve sonrasında da zamanı geldi ameliyathaneye götürmek için önlüğümle ve bilekliğimle hazırladılar beni. Sonuç olarak; tedirgin olsam da, espriler ile gönderdi annemler ameliyathaneye beni. Ben yeni aldığım bilgisayarımı ablama emanet ettim, annemler de haklarını helal etti! :D Çenem düşer benim, "tedirgin olduğumu da, tasasız gördüğüm hemşir ve hemşirelerle kaynaşarak anlattım ameliyathanede." Korkulacak bir şey olmadığını söylediler ve benimle samimi gülümsemelerini, sohbetlerini paylaştılar. Tedirginliğim olarak da, sadece derin derin nefesler aldım... :)

Ameliyathanedeki sedyeye taşıdılar, bir ara dışarı çıkıp işlemden önce beni yalnız bıraktılar. Gemlik'in hastanesi yeni binasına taşındığı için, daha teknolojik ve daha yeniydi her şey. Biraz gözlemledim ve sonra da kendimce dua ettim. Hemşirler ve bir hemşire geldi. Doktorumla beraber malzemeleri hazırladılar, sonra da işlem başladı. Şansıma doktorum da, hiç cevap vermeyen tarzdan değildi; o da açık açık yapılacaklardan bahsetti ve güven vererek işlemi başlattı. 


Sol tarafımdan baktığımda görünen duvara monte edilmiş bilgisayar monitöründe, saat 16:42 idi; başladılar ve ilk iğnenin sızısını hissettim. Sonrakilerin her birinin girdiğini hissettim ama sızısı yoktu. İşlem toplamda dört dakika sürdü. Etimden alınan sivilceyi de, etime atılan dikişler sırasında çekiştirildiğini de hissettim. Ama sızı acı yoktu... İşlem bittiğinde ise, saat 16:46 idi...

Dikişlerimin üzerine bantlar yapıştırıldı, doktor ilaca gerek olmadığını ve birkaç güne pansumana gelmem gerektiğini söyledi. Bu cuma günü değil de, bir sonraki cumaya da dikişleri aldırmaya kendisine gitmemi... (:


İşte böyle; benden alınan parça patolojiye gönderildi, işlem bitti dışarı çıkartıldım ve espriler daha gırla devam etti... 4 dakikalık işlemin hafif tedirginliğini bir önceki akşamdan beri ara sıra duymuştum ya, sonuçta ameliyathaneye de girmiştim; operasyondu bu benim için! :D Bitti gitti şükür, hayırlı sonuçlar da alırız inşallah... 

Dört Dakika için nasıl da korkabiliyoruz, diye sorgulamaya ve anlatmaya geldim işte bugün de... Kimine boş yere, kimine de haklı yere korkuyoruz bu gibi işlerde. Ama bir kez daha sükunetimi elime aldığımı görebildim yine. İki sene önce Endoskopi'ye giderken ki korkum gibi değildi bu, bilinmez bir tedirginliğin hafif sancısı idi bu sefer benimkisi. Dört dakika deyip şaşırdım, işlemleri ve hazırlanması ile 15 dakika sürdü en fazla işte. 

Allah korktuklarımıza uğratmasın ve bizi kendi korkularımızla sınamasın dilerim. En ufağından en büyüğüne; o ameliyathaneye girip o masaya yatınca, insan bir garip hissediyor işte... Kendini bilinmeyen durumlar karşısında tedirgin hisseden herkese, Allahım kendi içinden gelen kolaylığı bulmaya yardım etsin dileklerimle. :)

Sevgiler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)