17 Nisan 2018 Salı

Olsaydılarla Olmaz, Biliyorum


Bir söyleyemediklerimi söyleme yazısı daha çıktı, ihtiyaç duyduğum ölçüde ve de kendiliğinden... İçimde kendime söylediklerim bunlar, bazen hala geçmişe yönelik hayal bile kurduğum oluyor. Gelecekler için değil, geçmiş için hayal kurmak üzücü; doğru. Ama bazen bir o kadar da geleceğe umut olabiliyor. "Olmadı ama olabilir," dememi sağlayarak bitiriyorum her defasında. Eğer öyle bitirmek içime sinmiyorsa da, o hayali bir daha kurmuyorum zaten...

Olsaydılarla olmaz, biliyorum! Dedim öncelikle. Çünkü "olsaydı"; keşkenin daha büyük versiyonu ve ona olabildiğince gerek duymamak en gerekli olanı bana kalırsa. Bu yüzden bu yazıyı yazarken, bunu bilerek bunun bilincinde olarak yazdığımın bilinmesini istiyorum...


Bilindi ise başlıyorum; :)



Eğer hastalığımda ilk ve son atağımı geçirmemiş olsaydım; bir iş yerinde çalışıyor olacaktım şu an, bunu canı gönülden istiyordum. Nasıl olsun, ne ölçüde yükseleyim onu bile düşünmüştüm. Mesela; ya Dış ticaret alanımda Gümrükte çalışıyor ve dil bilgime de dil bilgisi katmak için çaba gösteriyor olmayı sürdürecektim, ya da herhangi bir şirkette başlayıp kendim için bir arkadaş grubu kurup o arkadaş grubu ile bir dans grubuna katılma girişimlerine girecektim. Kafamda hep bu iki fikir vardı. Dilimi geliştirdiğim ölçüde, yabancı ülkeden gelen kişilerle bol bol konuşup iş bağlama uğraşlarında gezinen bir çevirmen bile olmayı düşlerdim. Gümrükte birkaç şirketin çevirmen bulma uğraşlarında tavsiye edilen çevirmendim ve takdir etmeye bayılıyordum ve bir o kadar da utanıyordum. Ama işimi olabildiğince yapabilmek adına, bilgilerimi gözler önüne sürüyordum işte. Toplantılardan toplantılara ve de görüşmelere çağırılmak, hayallerimin olmazsa olmazı idi...

Sonra arkadaş grubuyla dans kursuna gitmek, olmazsa tiyatro kulübü kurup gösteri hazırlamak da önemli olacaktı. Her ölçüde eve dönüyor olmak beni en çok mutlu eden diğer şey olacaktı ama.. :) Ailem sağlıklı oluşumdan ötürü mutlu olacak ve biriktirdiğimiz paralardan çok enerji ve sağlığımla onlarla her fırsatta bilmediğimiz yakın yerleri geziyor olacaktık... :)


Hep mutluluk mu var hayallerde derseniz; eğer kalbim 2010 senesinde derinden kırılmamış olsaydı, aşkı deli gibi bekler olmaya devam edecektim.
Biraz olsun akıllıca bekler oldum artık ama beklemekten vazgeçmeyi düşünmüyorum. Aşkın beni muhakkak bulacağını düşündüğüm gibi de düşünmüyorum artık, bir yanım hala kırgın ve de diğer yanıma inat biraz karamsar ne yazık ki. Ama olmasa da üzülmemi sağladı o yanım, diyebilirim...


Eğer lisede, istediğim beden hareketliliğinde olsa idim, düşündüğüm tek bölüm tiyatro idi.
Sahnede olmak büyük haz verirdi çünkü. Çok başarılı değildim belki ama ortaokulda tiyatro sahnesinde olabildiğim zamanlarda en küçük rollerime bile büyük bir hazla çalışır ve de sahneye bir tiyatro sanatçısının ciddiyetinde çıkardım; hatırlıyorum işte.. :)

Eğer ortaokuldaki fikrimde kalsaydım da, bir kütüphaneli cafe açmayı çok istiyordum. Hem sesli hem de sessiz bölümü bulunan, belki konteyner boyutunda belki de iki katlı bir kafe idi düşlediğim. Duvarları kitaplık dolu, kütüphane üyeliği sistemini sürdürerek dışarıya çıkarmak üzere emanet kitap da veren, cafeteryasında okuma ve de araştırma yapılmasını da sağlayan bir kütüphane cafe. Hayaldir ama benim için hala güzeldir mesela bu hayal de... Gerçekleştirebilene helal olsun, ben sağlık durumum sebebiyle hala gerçekleştiremiyorum işte...

Ve eğer; çok düşünen, çok hayallere dalan ve çok fazla karar alıp uygulamaya uğraşan ve başarılı olduğu kadar başarısız da olan biri olmasaydım, şu anımda olmazdım; biliyorum.




Bir güzel söz var; "Beklenen gelmedi, araması gereken aramadı, olması istenen ve beklenen olamadı..." Ama olmasını istediklerin olmadı diye, keyfin bozulmasın ve umutlarını mutluluklarını elinden hiçbir şey alamazsın. yoksa devam edemezsin ki... Yukarıdaki ekran görüntüsünü, Youtube'daki "Daha Huzurlu Olman İçin Yapman Gerekenler" adlı bu videodan alıntılamıştım...

Olsaydılarla olmuyor ama ben eski hayallerimi de hala bazen düşünüyorum. Bugünü bugün kılmaları ve şu an olmayışlarımı anlamama yardımcı olan yine onlar. Gün gelecek, gelecek için de "şu olmasaydı olmazdı" diyebileceğim hayallerim var şükür. Pişmanlık yok ama aklımda biriktirdiğim yapabilirimler var. Belki bir gümrükte çalışıp, dil bilgisi geliştirmeye devam edemedim ama çevirmen olarak çalışamasam da oralarda, bir işte çalışırken bulamayacağım zamanların hepsine sahibim ve kendimi geliştirmeye evimden de olsa devam edebileceğim bir fırsatım var...

Belki tiyatro okuyamadım, sahnesinde bulunamadım ama içimde ukte kalmasına sebebim de yok; günümün çoğu saati, annemle babamla veya ablamlarla konuşurken, tiyatroya çevrilen dalga unsurlarına ve gün içinde kendimce oluşturduğum karakter tiplemelerime dönmeme ve bunu yaşamaya devam etmeme engel de değil... :)

Ve dans kursuna gidemedim veyahut bir arkadaş grubu kuramadım ama sağlam dostlarım ve de "gerek tek başıma gerekse de sevdiklerimle bir araya geldiğim çoğu fırsatta" müzik açıp oturduğum yerde dans edebilecek enerjim var! Tüm bunlar da aynı derecede önemli şu an için...


Olsaydılarla olmuyor ama koşullar değiştikçe hayaller de şekil değiştiriyor, bunu öğrendim. Çok geç de değil üstelik, zamanında öğrendim. Yaşanan yaşandı, keyif anları değişti ama o keyif anlarını şükür ki kimse elimden ve de elimizden alamadı...

Sizin de olmasaydılarınız var mıydı; şekil değiştiren, şekil değiştirse bile hala güzel gelen ve bir gün bir başka şekilde olur diye umut ettiğiniz? :) İşte benimkiler bunlardı.. Son bir notum daha var; 

Bu konunun en güzel savunması, ailemiz veya sevdiğimiz yakınlarımızın sevgisi ve desteği olmasaydılı düşüncelerimiz bence. ;) (Çünkü onların varlığı, olsaydıları düşünsem bile toparlanmama sebep oluyor yeniden.) İyi ki onlar var, iyi ki içten dışa kendimizi doğurabildiğimiz güçlerimiz de var. Sevgilerimle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)