25 Nisan 2018 Çarşamba
Korkulu Bir Rüya Sabahı Daha - 25.04.2018
Bilinçaltımdan korkuyorum, bunu sık sık dile getiriyorum; hayatımdaki kişilerin öldüğünü gördüğüm rüyalarımdan sonra... Dün şu an çalıştığımız fizyoterapistimin evinde, tanımadığım ailesiyle beraber ağlıyordum rüyamda; daha doğrusu gece... Rüyalar, gerçekte olabilecekten de kötü oluyor. galiba. Rüya olduğunu bildiğim ama bir o kadar da uyanamadıığımdan sebep sıkıntılar yaşadığım bir gece idi benim için...
Sabah uyandığımda rüya olduğunu anladığımda bir oh çektim ama rüyamda gördüğüm insanlar, -fizyoterapistimin ailesi ve benim ailem hariç- insan değillerdi. İçinde bulunduğumuz durumun bir biz farkında idik sanki ve diğerleri için hayat olduğu yerden devam ediyordu. Allahım uzun ömür versin, hani derler ya; "ömrünü uzatmışsın." diye, uyandığımda annemlere tek cümlede rüyamın içeriğini anlattığımdan sonra böyle söylediler yine bana. Umarım sağlık ve mutluluk içinde yaşar bir ömür, sevgili fizyoterapistim Merve... :)
Gelelim bilinçaltıma; dün doktor kontolü varmış fizyoterapistimin benim dersimden hemen öncesinde ve birkaç değerinin dengesiz çıktığından sebep korktuğunu söylemişti dersimiz sırasında. Onun korkusu bana geçmiş olmalı, böyle düşünüyorum ve bir o kadar da biliyorum esasında bunun olduğunu. Dersimiz sırasında, konuştuğumuz ölçüde endişelendim bende. Ama onu endişe duymaması ve de sakin kalması adına sözlerimle teselli ederken, kendimi de teselli ettiğimi düşünüyordum ama meğer başaramamışım...
Rüyamda çok ağladım, çok kederlendim ve çok kez kendimi sorguladım. Her sevdiğim için yeterince değer kıymet biliyor muyum dedim, bence biliyorum diye de ekledim. Rüyam, önceki kayıplarımı düşünmelerimle devam etti. Sonra karanlık içerisinde oturmayla. Korkulardı rüyamda beni tedirgin eden. Her sevdiğimi kaybettiğim rüyada en son sorguladığım, bir gün ben de ölürsem olgusu oluyor. Bu sefer bunu sorgulamadan önce, birçok sevdiğimizin yanında bulunup da gizlice biri ile birbirimizi severek oturdum. Bir gün ölürsem, bir erkek tarafından sevilmeden, diye sorguladım bu sefer. Yanında bulunduğum kişi beni destekleyen ama bunu göğsünü gere gere yapamayan biriydi. Bu da korkularımdan bir diğeri idi, gerçek anlamda sevilememek...
Kendi ölmeden öncemi sorgulamadan, diğer korkum olan farkedilememek ve yok sayılmak ile ilgili sorguladım ki; rüyamın ikinci karanlığı idi... Diyebilirim ki, dün sevdiklerimin hastane işleri bir değil iki adet olunca kafam bu konulara yoğunlaşmış olmalı. Dün annemin de anjiyo randevusu vardı ve çok şükür ki kalp damarları temiz çıktı. Ama hala sevdiğim kişiler hasta olunca, hastalık konusunda beni geçecekler diye korkuyorum. Kendi hastalığımla başa çıkabiliyorum; varlığını ara sıra buhranlara giriyormuş gibi olsam bile kabullendim ve bir şekilde yeniden şu anki yürüyememe ve de hareket kabiliyetlerimi en az seviyede ama geliştirebiliyor olduğumu, gücümle kendimi bir şekilde gerçekleştirebileceğimi de kabullendim...
Bu sabahki rüyam, sanırım bilinçaltımda yüzleşmem gereken bir noktanın daha olduğu anlamına geliyor. Bence bilinçaltım bana diyor ki; kendi hastalığının varlığı sebebiyle, sevdiklerinin hastalıklarıyla yüzleşmeye tahammülün yok belki de Didem. Al bu da sana en kötü senaryom! dedi. Ne ben hastayken sevdiklerimin üzülmesine, ne de onlar hastayken çaresiz hissetmeye dayanabiliyorum. Tamam, bunu zaten biliyor ve kabul ediyordum; olabildiğince kendimi sakin tutmaya da uğraşıyordum, başarılı olduğumu da düşünüyordum, ama bilinçaltımın bana yansıttığı eksik yanlarımı yüzüme vurdu resmen... Hastalık benim gözümde bu dünyanın en kötü senaryolarından ve kendimde iyileşmeyi gerçekleştiremediğim bu senaryonun sevdiklerimde olması ise en kötüsü. Bu rüya bu demek...
Ailem veya sevdiklerim için endişeli bir durum söz konusu ise, benim durgunluğumun sebebi o konu oluyor istemsiz hala. Ama diğer yandan da kendime verdiğim bir söz vardı; endişe duyduğum ne olursa olsun, endişelerimi de kontrol etmeyi öğreneceğim: kendim ve de çevrem için. Olabildiğince başardığımı görüyorsam da, bilinçaltıma yansıyanlar da varmış hala...
Bu sabaha şükrederek uyandım bu rüyam sonrasında; ama günün ilk yarısında en başını, diğer yarısında da ikinci yarısını düşündüm durdum istemsiz. Sevdiklerimin acılarıyla sınamasın rabbim hiçbirimizi, en yakınımızdan en uzağımıza her birinin acısını yaşamak da atlatmak da zor çünkü... Ama mecburuz; sevdiklerimiz için endişelerimizle başa çıkmaya da, bu baş edişlerimizi hayatımızın amacı yapmaya da... Yaşamak zor bu dünyada, evet; kalbimizin bize ettikleriyle ve Allahın verdiği en zor sınav olan sevdiklerimizi ilgilendiren sorularıyla... Ama yaşamak gerek, zoruyla da başa çıka çıka... :)
Sevgilerimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)