4 Mart 2018 Pazar

Pazar Yazısı #45 - Önceki Pazar İle


Antalya'ya geldiğimiz 7 Şubat 2018'den beri, bugün dördüncü pazarımız... Ama ben, bir önceki pazarımızı yazacağım bugün. Birazcık o pazarın resimleri ve anları ile, bitmek üzere olan bu haftaya değineyim diyorum. Enteresan olacak galiba biraz, bakalım hayırlısı... :)


Geçen hafta bugün dedemin yattığı Antalya Araştırma Hastanesi'ne kahvaltı sonrası dedemi ziyarete gitmiştik ve dedemi hiç beklemediğim kadar iyi bulmuştum. Yazısını yazamadım ama instagram adresimde, dedemi iyi bulduğum için mutlu ve de ertesi gün taburcu edecekleri için de umutlu olduğumdan bahsetmiştim... 

Dedemi odasından alıp, yattığı katın bekleme salonuna götürdüğümüzde; iyi bulduğuma hem sevinmiştim, hem de biraz var olan halsizliğini, çokça da zayıflamış olduğunu görmezden gelmiştim. Zayıflayacak deniyor şimdi, daha da çok zayıflayabilir bile... 

Bizim onu gördüğümüzün ertesi günü taburcu edildi dedem, öğlen sıralarında eve getirdi annem ve dayım. İlk gün, hastaneden kurtulmanın rahatlığıymışcasına, ağrısız sıkıntısız yattı uyudu dinlendi. Yemeğini de fena yemiyor esasında çıktı çıkalı ama taburcu edilmesinin ardından bir gün geçti ve ağrıları başladı. Anlıyoruz; serumların etkisi geçti ve yara kendisini iyileştirmek için yerini bulmaya çalışıyor. Karaciğerden ileri gelen bir akıntısı mevcut yaralarında, henüz dikişleri bu sebeplerden ötürü kurumadı. Hafta içi Perşembe günüydü galiba, hastaneye götürdüler ve tekrar dikiş atıldı yarasının tümüne baştan aşağı...

Yani dedem taburcu edildi edileli, bir iyi bir kötü "ama çok şükür yiyor da!" dediğimiz bir sürecin içine girdik şimdi. Umarım bunu da biraz iyi biraz kötü şekilde atlatacak ve geçireceğiz hep beraber. Taburcu edip dayımlara getirdiler dedemi de, bir süre burada kalacağız beraber ve sonra biraz daha toparlanınca dedemin evine geçeceğiz yine. Antalya'da 4. haftayı geride bırakıyor olmak şaka gibi geliyor bu manada, bir tedavi süreci içinde iken öyle sıkıntılara giriyor ve de kaybediyor ki insan hislerinin kontrolünü; anlatılmaz yaşanır cinsten resmen...



Hazır dışarı çıkmışken Avm gezmeye giriştik daha sonrasında da yengemlerle, dedemi iyi görmüş olmanın mutluluğu ve de rahatlığı ile... Yengem İncimle oyun alanında vakit geçirdi, annem ihtiyaçları doğrultusunda mağazaları gezmeye odaklandı, biz de Meromla uzun zamandır beraber dışarıda bir şeyler yapamıyor olmamızın hasretiyle Avm içinde gezerek başladık ama girip dolu dolu gezdiğimiz ve alışveriş yapabildiğimiz ilk durağımız yine kitapçı oldu... Merom bana da kendisine de kitkitapdı ve okuyacağımız kitaplarımıza kitaplar eklendi. :) İkimiz için de ayrı bir mutluluk ve doyum oldu ki; beraber geziyor olmamız bambaşka bir mutluluk idi her ikimiz için de... 

Avm içinde doğru düzgün ya da saçma sapan şeyler bulup gülme konusu etmek, doya doya fotoğraflar çekinmek iki dostun bir araya gelip yapmaktan çok ama çok zevk aldığı bir durum; benim için böyle bir Avm gezisi oldu işte Meromla... =)

Epitopu iki haftadır dışarı çıkmamıştım ama iyi geldi bana da. Dışarı çıkmayı aramıyorum da, ara sıra sevdikleriyle beraber evde oturmak haricinde bir şeyler yapmak her insana iyi geliyor işte. Biz Meromla o gün epey bir süre beraber gezdikten sonra, annem de bize eşlik etti ve boyut atladık resmen makara yapmak konusunda... Kişinin şansı iyi arkadaşlar bulabilmek açısında yaver gitmiş ise, bir de annesi arkadaşlarıyla iyi anlaşıyor ve onlarla şakalaşabiliyorsa bile her anlamda; üst aşamadadır bence şans konusunda, o kişi şanslıdır işte. Şanslıyım ben de, arkadaşlarım da annem de bu konuda bana zorluk çıkarmadı. Seviyeli şekilde her anı eğlenceli hale getirmesini bilen kişilerle yaşıyorum ki, bu benim için büyük şans demektir... :)


Ve gün akşama erdiğinde eve geldiğimizde, Meromla ikimizin de aynı sweat'i olmuştu. Resmen ikiz olduk, bu Meromun Avm'de geliştirdiği bir fikirdi. Öncesi var mı bilmiyorum ama bu fikre bayıldım. Sweat'ı ben görüp beğendim ve Meromun da hoşuna gidince, ikimize de alma gibi bir fikri gelişti. Sonuç, iki mutlu dost bir güzel hatıraya daha sahip oldu... :) Meroma teşekkürlerim ve öpücüklerimle. :)

Üzerinde kasetçalar, donut, patlamış mısır ve de kaset gibi küçük simgeler şeklinde resimler var. Sevimli bir sweat ama işin özü, aynısından Meromda da olması ve bu durumu her giydiğimde o giymese de, onun sweat'i üzerine olmasa da vs. benim hatırlayacak olmam; veyahut ikimizin de giyip hep hatırlayacağı, giyemesek de bu fotoğraflarla üç kuzen olarak bu anıları anıp hep geleceğe taşıyacağımız gerçeği... 


Böyle gerçekliklere sahip olabildiğim bir Antalya süreci yaşadığım için, bu günlerime de şükretmeye devam ediyorum. Evet üzüntü dolu anlarla karşılaşacağımı ve de bu durumun iyi yönlerinin sadece beraber olabileceğimiz olduğu düşüncesi ile üzücü geçireceğimi düşünmüştüm başta. Ama şimdi, sadece dedemi iyileştirmek için çabalamakla değil, birbirimizi de iyileştirmeye ve vakitlerimize hatıralarımızı yazmaya çalışıyoruz aynı zamanda... 

Mesela dayımlarda, hanımlar arasında geçen bir beslenme düzenleme aşaması var; sabah akşam şeklinde sürüp giden bir beslenme düzeni kuruyor ve birbirimizi kontrol ediyoruz. En az 4-5 saat leptin çalıştırmaya çalışıyoruz, (yani, iki yemek arasında 4-5 saat yemek yemiyoruz) her birimiz adına ve az buz başaramasak da çoğunlukla başarıyoruz; tatlıdan bile uzak durmaya. Meromun annesi, annem, yengem ve ben; birbirimizi koruyor kolluyoruz resmen, sağlığımız için zayıflamaya ve de bu düzeni tamamen kurmaya odaklanıp... 

Ama iyi ama kötü geçiyor, ilk haftayı bu çerçeveler içerisinde geçirdik işte. Geçen hafta dışarıda idik, bu hafta evdeyiz. Bugün sakin geçti, tam da bugün olmasını isteyebileceğim gibi... Biraz Mart ayına girmiş olmak sıkıyor bugünlerde, o da kardeşim Duygumu bu ayda kaybetmiş olmamızın verdiği bir hüznün gerekçesi ile.. 8 sene öncesi gibi değil tabii ama yine de derin, anlam verilemeyecek kadar hem de. Acıyı sahiplenmek açısından daha az sorunlu belki biraz, o kadar... 

Durumlar böyle işte, nice güzel pazarlara ve güzel günlerle dolu bir haftaya olsun inşallah. Sevgilerimle... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)