10 Ekim 2015 Cumartesi

Şiirlerle Hayat #13 - Açlık Ordusu Yürüyor (Hürriyete Doymak İçin) - Nazım Hikmet


Bugün aklımda bambaşka bir yazı yazmak vardı önce , sonrasında da akşamına bu yazıyı yazmak; gündemimizin karmaşasında, Barış istiyorum diyecektim kendimce. Ta ki 2 saat öncesine kadar. Üzgünüm ki; Ankara'nın karardığı ve Ankara ile tüm Türkiye'nin de karardığı günün içinde, kara gün için yazıyorum bu yazıyı şimdi. İnsanlık öldü yine Ankara'da, Barış öldü... Ankara'da patlama oldu bugün, can pazarı kuruldu güzelim ülkemde yine... Olay yerinin; Saraya 5 km, Mit'e 3 km uzaklıkta olduğu söyleniyor. Ankara Tren Garının oralarda olduğu söyleniyor...

Düşünüyorum böylesi bir şey nasıl olur, nasıl göz yumulur veya nasıl gözden kaçar? Barış Mitinginin olduğu gün? "Bu Meydan Kanlı Meydan" diye Kanlı 1 Mayıs şarkısı eşliğinde halay çekilirken, -Barış isterken- arkada patlıyor ard arda 2 bomba. İnternet feci bir buluş oluyor bunları gördüğüm zaman 8 saniyelik bir videoyla... Çünkü içim ağlıyor, duymak feci iken görmek daha da acı veriyor...

Haber izleyemem, dinleyemem; sadece okuyorum bugün. Ankara'da geçtiğim yerleri düşünüyorum, "Mutlaka geçtik olay yerinin oradan, yanından kıyısından köşesinden de olsa. Mutlaka!" diyorum. Kana bulanmamış bir dünya, bir Türkiye diliyorum yine bugün. Kalbim Ankara'da atıyor ve aklıma bu şiir geliyor; "Açlık Ordusu Yürüyor, hürriyete doymak için." "yürüyor ayakları kan içinde!"

Nazım Hikmet'in ruhu şad olsun. Bu şiiri, Ankara'da yitip giden insanlığa gelsin. Ankara'da yitip giden canlara rahmet, yaralılara da acil şifalar olsun inşallah. Yakıp yıkanlara inat, Savaş isteyenlere inat; BARIŞ demeye devam edeceğiz. Barıştan korkanlara ve insan gibi yaşamaya engel olanlara rağmen. Allahım yar ve yardımcımız olsun...


AÇLIK ORDUSU YÜRÜYOR 
  
Açlık ordusu yürüyor 
yürüyor ekmeğe doymak için 
ete doymak için 
kitaba doymak için 
hürriyete doymak için. 

Yürüyor köprüler geçerek kıldan ince kılıçtan keskin 
yürüyor demir kapıları yırtıp kale duvarlarını yıkarak 
yürüyor ayakları kan içinde. 

Açlık ordusu yürüyor 
adımları gök gürültüsü 
türküleri ateşten 
bayrağında umut 
umutların umudu bayrağında. 

Açlık ordusu yürüyor 
şehirleri omuzlarında taşıyıp 
daracık sokakları karanlık evleriyle şehirleri 
fabrika bacalarını 
paydostan sonralarının tükenmez yorgunluğunu taşıyarak.

Açlık ordusu yürüyor 
ayı ini köyleri ardınca çekip götürüp 
ve topraksızlıktan ölenleri bu koskoca toprakta. 

Açlık ordusu yürüyor 
yürüyor ekmeksizleri ekmeğe doyurmak için 
hürriyetsizleri hürriyete doyurmak için açlık ordusu yürüyor 
yürüyor ayakları kan içinde. 


Nâzım Hikmet RAN


Diğer düşüncelerimi söylediğim şiirler gibi, yorumum yok bu sefer. Umudum var; bayrağımla, güzellik isteyen ve insan gibi yaşamak isteyen insanımla beraber. Gençlerimiz, çocuklarımız, yaşlılarımız, her meslekten ve her görüşten insanımızla; yaşanılabilir bir Türkiye için, korkmadan ve öfke duymadan...

Tüm düşüncelerim başlangıçta söylediklerimle ve şiirin ta kendisi ile de ortada zaten. İnsanca yaşamak, istenilen tek şey. "Güzel bir laf var hani; Bize kalmayacak dünya için, bize kalacak günahlar biriktiriyoruz..." O misal yıkıp geçiyor bu komploları kuranlar, boş çıkarlar ve boş hesaplar için...

Terörün dili, dini, ırkı olmaz. Ölümün de dili, dini, ırkı olmaz. Ben öğrendim ki, ölene oh olsun denilmez hiçbir mantıklı çerçevede. Ben öğrendim ki ailemden, dinimden, kendimden; yitip giden tüm canlar bizi yaratan Allahımızın kullarıdır, bizim insanımızdır. Haksızlığa, adaletsizliğe ve can yakmaya göz yummak yazmıyor bizim düşüncemizde. Hz. Ali şöyle buyuruyor; "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır." Tek bir dua bile susmamaktır, yürekten gelen tek bir temenni bile susmamaktır. Allahım bizi haksızlık karşısında susanlardan eylemesin inşallah...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)