Uzun zaman olmuştu sanırım, mum ışığında kalmayalı. Hava muhalefeti sağolsun, dün ablamlarda sabah kalktığımızda elektrikleri kesik bulduk. 1,5 gün boyunca elektriksiz kaldık. Gecemiz mum ışığında geçtik ve odalarda ışıksız kaldığımıza sevindim de resmen. Bugün saat 16:30 sularına kadar elektrik yoktu, eve dönmemiz bu saate kaldı bu sebebiyetle... :) Malum asansörsüz 5 kat inmek zor benim için...
Ne diyordum; ışıksız kaldık. Aslında nasıl güzel geldi bir bilseniz. Enerjiyle çalışan birçok aletin esiri değil de, anın esiri olmak bu demekti bence. Işıksız kalmışken, dinlenmeye odaklandım resmen. Sessizliğin sesini dinledim bol bol... :)
Işıksız ve mum ışığında kalmışken, ablam eniştem Kağanım ile; bu durumun keyfini en iyi süren ben oldum. Kah yazdım, kah okudum. Eskileri andım kendimce, ablamları muhabbete zorladım ara sıra suskunlaştığımızda...
Ve anladım ki; karanlıkta kalamamak veya televizyonun varlığına bazen fazla odaklanmak, bizleri bizlerden uzaklaştırıyor... Bu birbirimizden uzaklaşmaktan da öte, yeri geliyor kendimizden bile uzaklaşıyoruz. Bunu her ne kadar bir süredir yapmamaya çalışıyorsam da, dünkü sessizlik bana çok iyi geldi...
Ve elektrikler giderse bir gece vakti, Kağanım gibi küçük yaştaki çocukları oyalamak epey zor oluyormuş doğrusu. Bunu bir kez daha anlamış olduk dün... Oyalıyoruz oyun oynuyoruz ama, ufacık aklı ile ışığı yakın diyor, şarkı açın diyor. Yani o bile öylesine aydınlık bir hayata alışıksa, gerisini siz düşünün... :)
Mumlarla veda edeyim yazıma diyorum. Ve anılarımdan bahsetmek istiyorum... :)
Siz özlüyor musunuz bilmem ama; bir ara, ara sıra elektrikler kesilirdi böyle kış vakitleri. Mumlarımızı yakar otururduk. Soğuk sorunumuz da olmazdı ki, sobamız ya da merkezi kaloriferimiz yanardı şükür...
Karanlıkta uyumanın da, kış seslerini dinlemenin de keyfini çıkarırdık. Bol bol gölge oyunu oynardık duvarlara yansıyan gölgelerimizi birşeylere benzetmeye çalışırdık... Bazen korkuturduk bile birbirimizi. Hoş sohbetin ardından da, sabaha kadar gelemeyeceğini bildiğimiz karanlığın keyfini müthiş bir uykuya dalarak sonlandırırdık...
Karanlıkta kalmanın bir ayrıcalığı da vardı ki benim için; odama ufak bir kaçış yapabilirsem masamda ya da herhangi bir masada, mum ışığı altında yazı yazardım. Bunu bir kez daha gerçekleştirdim bu sefer de. Vazgeçilmezlerimden biri oldu resmen bu durum... :)
Dün eskileri çok andım ve içinde bulunduğumuz anın da keyfini bol bol çıkardım yine işte. Dün annemler geldiler babamla ve bu akşam da dönebildik eve. Yeniden evimizdeyiz işte...
Sormak istiyorum size de; sizler de sever misiniz mum ışığında kalmayı? Karanlıklara dair anılarınız var mı sizin de benim gibi? Ben hissediyorum, sizlerin de var benim gibi hisleri ve düşünceleri... :) Sevgilerimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)