31 Temmuz 2014 Perşembe

İnternet Günlüğüm - #6-7 - Haziran Ve Temmuz


Daha önceki İnternet Günlüğüm yazılarım için Buraya tıklayabilirsiniz... 


Sevgili İnternet Günlüğüm, 

Her ne kadar buraya ayda bir yazıyor olsam da, günlük tarzında yazdığım için adına İnternet Günlüğüm dedim bu yazının. Bunu birçok kez yinelemiş olsam da, tekrarlamakta fayda var. Bloğum zaten günlük ve hayatıma dair birçok şeyi içeriyor, ama ayda bir de olsa anlatma gereği duyuyorum buraya biliyorsun. Maalesef Haziran ile Temmuz'u bir yazmak durumunda kaldım, affedersin? :)


Haziran İçin diyebileceklerim var elbet öncelikle; 


Her ne kadar biraz sıkıntılı geçmiş olsa da, normaldi gibime geliyor şimdi. Bir sene boyunca çoğunlukla evde takılmak durumumuzdan ötürü annemle sıkılmıştık epey Haziran'da. "Bu sene daha mı çok evdeydik ne?" diye sormaktan alıkoyamadık kendimizi. Şükürler olsun ama, hepimiz iyiyiz şimdi. Haziran sadece biraz değişikliğe ihtiyaç duymaya iyiden iyiye başladığımız bir ay oldu. O yüzden biraz kendimi Haziran'da ilhamdan ve yazmaktan (en azndan kendi kendime) yoksun hissettim. Buralarda idim ama ara ara içime sıkıntı dolmuyor değildi...

Ama yine de güzel bir aydı Haziran. Değişiklikler oldu tabii ki. Annemin İstanbul'daki büyük teyzesi geldi, 2 altımızdan ev almışlardı ya hani, evlerine yerleştiler şükür. Binamız ve Gemlik'imiz daha da şenlendi. Ben oldum olası sevmişimdir kalabalığı, bahanesi ne olursa olsun, samimi bir ortamda ve sevdiklerimle bulunmayı severim, tabii ki kötü birleşmeler olmadıkça...

Haziran her ne kadar sıkıntılı geçti desem de, ufak bir sorun dışında güzeldi yani. O sorun da şükür kalabalıklar arasında dağıldı gitti. Dedim ya sırf değişiklik arayışından. İnsan bazen yoruluyor ya hayata karşı, öyle bir şeydi işte. :)


Temmuz'a eriştik sonra;



Temmuz'da da iyice gün saymaya başladık, Antalya'ya gelebilmek için. Tamam itiraf ediyorum, ben gün saydım. :) En büyük amacım kuzenim İnci'mi, Mero'mu, yengemi, dedemi ve dayımları görebilmekti öncelikle. Sonra da denize girebilmekti tabii. Denize girme kısmı, tatilimizin bitmesine 1 hafta kalmış olmasına rağmen hala gerçekleşemedi tabii. Nedeni Antalya'nın rüzgarlı havası oldu. Ne garip değil mi? Hala şaşıyorum bende... :)

Önce Kağan'ımın 2.yaşını geçirdik Temmuz'un ilk haftası, ertesi gün doktoruna yaş aşısı ve kontrolünü olması için gittik. Aşısını ve kontrolünü olduğu günün akşamı kendi evinde, anne-babası, Dede-anannesi ve teyzesi ile ve yakın akrabalarımız ile beraber doğum gününü kutladık. Üstteki resim, Kağan'ımın doğum günü kutlamaları bittikten sonra. Belli oluyordur aşıdan dolayı ne kadar yorgun ve bitkin olduğu. :) O gün aşı yorgunuyduk ama ertesi güne bir şeyimiz kalmadı... :)

Ve doğum günü kutlamasından sonra Antalya yolculuğumuza başladık nihayet. Şimdi Antalya'dayız ve tatilimizin 3. haftasını dün bitirdik bile...

Ama Temmuz ayı dilediğim gibi geçiyor şükür; bol buluşmalar, görüşmeler ve dolu dolu vakit geçirmelerle. İşte tatilin de böyle olması gerek zaten, bu sefer başarabildiğimize inanamıyorum bazen. :) Annem temizliğe boğulup tatilin başını sırf temizlikle geçirmedi mesela. Yorulmadığına ve eski bir evi temizlemek ile uğraşmadığına sevindim doğrusu. Annem bu sene daha yorgun ve rahatsız. Şu an iyi ama, kendini aşırı yorması onun sağlık durumunu etkileyebilir; üstelik dedemin evinde... Dedem yalnız yaşadığı için dayımla beraber, dedemin evini temizlemek daha da zor... Bayrama doğru bir bayan ayarladı yengem sağolsun, o gelip temizledi evi. Annemse o bayan gelmeden 1 hafta önceden dolap ve vitrinleri ve banyoyu falan sildi, şükür hepsi bu kadardı. Annem temizlik yapmadan durabilen bir tip değil çünkü...



Ve Mero'm ile vakit geçirebildik nihayet bu ay, 1 senedir hayalini kurduğumuz gibi. Beklenen gerçekleştiğinde, insan çok ama çok mutlu oluyor işte... Şehirler arası arkadaşlık kurmak güzel, başarabildikten sonra herşey güzel biliyorum. Gönüller bir olsun yeter ki... Biz Mero'm ile, şehirler arası da olsa bir aradaymış gibi dostluğumuzu koruyoruz. Bu, bu devirde çok müthiş bir şey. Kıymetini bildikten sonra, devamı geliyor güzelliklerin... Mero'm iyiki tanıdım dediklerimden... :) Gitmeden birçok vaktimiz daha olsun istiyorum, daha yan yana kahve keyfi yapacağız doğum günü hediyemle... :)

Bayram için ablamlar geldi, 27 Temmuz'da. Onların gelişi doğum günü hediyem oldu, 23'ümden gün aldım ailemin tüm fertleriyle beraber... O gün pasta kesemedik ama, 3 hafta sonra beraber güzel bir yemek yemiş olduk. Doğum günü yemeğim oldu o gün, annemler, ablamlar ve dedemler ile... Çok ama çok güzeldi... 


Bayramı Da Atlattık Bu arada



Bayramın ilk günü maaile beraberdik; ablamlar ve dayımlar sabah kahvaltısında bizdelerdi. Resimde gördükleriniz uzaktan yakına doğru; Kağan'ım, Eniştem, Ablam, Dedem, Hatice Yengem, Annem ve Babam... Güzel bir bayram sabahı geçirdik bir arada iken...

Öğlenden sonrasında da önce annannemin mezarına gittik, sonra da yengemlerin annesigilleydik. Orada da epey kişi olarak beraberdik. Kalabalığı sevdiğimi söylemiştim değil mi? :) Sonrasında da bayramın ilk akşamı Antalya'yı turladık biraz dedemi eve bırakıp, o gelmeyi tercih etmedi. Biz de 2'ye kadar gezindik. Güzeldi, ailemle sahil turlamalarını oldum olası sevmişimdir. Eskiden Gemlik'te daha çok turlardık, şimdi durumlar değişti elbet iş güç derken... :)

İkinci güne gelince, bu sene daha çok gezebilmiş olduğumuza iyice mutlu olmama sebep oldu. Ablamlarla Manavgat Şelalesi ve Aspendos (Belkıs) Antik Tiyatrosunu gezdik gündüz, her ne kadar Manavgat Şelalesinde gezememiş olsak da, benim için ikisi de güzeldi... Ve aslında en güzeli de beraber olmaktı... Yazıları belki sonra gelir...


İkinci günün akşamına gezimiz sonrası, Arife gününden alınmış bir sözümüz üzerine Yengemin ablasıgile mangala davetliydik, yani Mero'mlara. Epey kalabalıktık, Yengemin ailesi ve bizler derken... Yemeğimizi yedik, sohbetler bir an olsun kesilmedi. Daha sonra çay sırası geldiğinde, benim doğum günüm için ve yengemle bir konuda verilmiş kutlama sözümüz üzerine almış olduğumuz pastamızı kestik. Bugün bitmesin dedim sık sık o gün. Hem o günü hatıra olarak saklamaya başlayacaktık anılarda daha sonra, hem de ablamlar ertesi sabaha Bursa'ya döneceklerdi maalesef... Ve gün bitti sabah oldu, ablamlar yola koyulup Bursa'ya döndüler bile...


İşte böyle... Ablam ile Eniştem geldi, bayram tam da istediğim gibi kalabalık ve güzel geçti ve ablamlar maalesef dün sabah bindi ve akşama da evlerine sağ salim vardılar şükür... Hayat tatilimizdeki akışına geri döndü. Ve Temmuz bugün bitiyor en nihayetinde...

Nasıl desem, buraya yazmak ve bulunduğum veya geride bırakmak üzere olduğum ayın nasıl geçtiğini anlatmak hoşuma gidiyor. Haziran ve Temmuz güzel geçti şükür. Haziran, birkaç yeniliğe kucak açtırdı, Temmuz da bol bol kucaklaşmalara... Yarın İnci'mizin mevlüdü ile başlıyoruz Ağustos'a. Dilerim güzel başlar Ağustos ve güzel biter haftaya Cuma tatilimiz ve güzel olaylarla geçer inşallah Ağustos...

Diyecek bir şeyim kalmadı, sevgilerimi sunmaktan başka. Sevgiler... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)