24 Temmuz 2014 Perşembe
Antalya Sana Ne Olmuş Böyle?
Bir süredir Antalya'ya ne olmuş böyle deme ihtiyacı duyuyorum. Öyle değişik afra tafralar içindeki havalar... "Antalya, eski sevgilisine sıkıntı yaşatmak isteyen bir hanım edasında garip bir havaya bürünmüş..." Dedim geçen hafta bir gün. Dediğimin de arkasındayım, bu yaz bir başka Antalya. Şehirlere cinsiyet verilse ve buna göre de Antalya bir kız olsa, ancak eski sevgilisine böyle azap çektirebilir. Çünkü tam sabah kalkıyoruz, "Bugün denize gidilir, en azından rüzgar yok." diye. Kahvaltımız bitmeye yakın alıyor sinyalimizi ve cevap veriyor, "Sen öyle san..."
Eskiden sıcağıyla yakardı insanı bu şehir cayır cayır, "belli ki aşkından yanıyordu" diye düşündüm. Şimdi ise, sevgilisi gitmiş, o aşk nefrete dönüşmüş sanki. Sönmüş küllerini savuruyor, nasıl rüzgar nasıl rüzgar. Gelip görmeniz lazım. Dün Antalya'da sırtımın rüzgardan üşüdüğünü hissettim, tabii kime söylersek söyleyelim inanmıyorlar... :)
Dedem diyor ki; "Her geldiğinizde yandık diye şikayet ederdiniz, şimdi de soğuk diye şikayet ediyorsunuz." Biz de diyoruz ki; "Sıcaktı en azından, denize girebiliyorduk. Şikayet etsek de memnunduk aslında. Şimdi dalgadan rüzgardan denizin tadı bile yok..." Mevsim normalleri dışında gelişiyor burada hava durumu, gerisini siz düşünün...
Yanıyoruz diyenleri de gördüm nette, ayrı kentlerde miyiz acaba? dedim. Onların çoğu Havalimanı tarafında herhalde, ya da sıcağın daha keskin vurduğu, rüzgarın ulaşamadığı taraflarda... Dün Perge'ye gittik, güneşin sıcağında durduk biraz. Çok sıcaktı cidden. Ama evlerin içinde durulabiliyor bu sene. Şaşkınım bu yüzden, hem de çok şaşkın. Yıllar yılı geliriz Antalya'ya da, hiç böyle hava gördüğümü hatırlamam. Belki de bana denk gelmemiş olabilir tabii ama Antalya'nın bu hali çok garip geliyor yine de...
Annem ve babam her geldiklerinde balkonda yatardı, bense gece boyu sıcaklardan ötürü 8'den fazla uyandığımı bilirim. Ama şimdi öyle mi? Annem geleli 13 günü geçtikten sonra tekrar balkona taşındı, Kağan'ı üşütmeyelim diye içeride yatıyorlardı... Babamla biz içeride yatıyoruz çoğunlukla zaten, gece boyu 1-2den fazla uyanmıyoruz...
Durumumuz bu işte. Geleli 15 gün oldu bugün, denize hala giremedik. Antalya'ya kadar gelip de denize girememek ciddi anlamda çok garip geliyor. Çünkü bizim yaz tatili amacımız denize girmek çoğunlukla... Sabah erkenden kalkmak deseniz, sabahın erken saatinde Kağan'ın uykusunu bölmemek için kalkamıyoruz şimdilik. 7-8'de kalkıp denize gitmek de, 9'da dalganın yeniden başladığını duyduktan sonra bu ara biraz zor.
Velhasıl bu işler de kısmetimize kaldı biraz. Babam; "Olmadı bayram sonrası erkenden kalkar yalnız sen ve ben gideriz, belki Kağan'da erken kalkarsa hep beraber kalkar gideriz denize." diyor. Düşünüyoruz devamlı ama git gel denize girememekten de yorulduk. Bayram sonrasına kadar beklemedeyiz şimdilik. Tatilimizin sonu selamet olsun inşallah... :)
Antalya epey tripli bu sıralar, dokunmamak lazım yani. Sevgilerimle... :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)