15 Mayıs 2014 Perşembe

Günlerimiz: Kömürden Kara


Bu yazı; Bir Avuç Kömür İçin, Bir Ömür Verenlere...

Günlerimiz Kömür Karası, Günlerimiz kapkaranlık... 3 gündür bizim evde yüreklerimiz dayanmıyor. Düşünmeden edemiyorum; evladını, kardeşini, eşini, babasını Soma'da Maden Faciası'nda kaybedenler ne haldelerdir kimbilir! Başımız Sağolsun Türkiye'm... 3 günlük yas ilan edildi, ama 3 gün yeter mi bu acıya...


Can acıtmaya başlayan olay, 13 Mayıs'ta meydana geldi. Yürekler yandı. Hepsi bir avuç kömür, bir ekmek parası, ailesini geçindirebilme umudu ile indiler yerin altına; bir daha çıkamayacaklarını tahmin ederek, ancak bir daha çıkıp çıkamayacaklarını bilmeyerek...

2 gündür boğazımda bir düğüm var. Dün yazamadım, feci öfkeliydim. Her yerden dinlemeye çalıştım olayları başlangıçta. Orada yitirdiğimiz kişiler benim halkım, nasıl umursamadan geçiştirebilirim. İnsan olanın yüreği yanmaz, kalbi kanamaz mı? İnsan olan yerlerimiz nasıl acımaz?

İyi hatırlıyorum ilk duyduğumda haber bülteninde, henüz olayın üzerinden 3-4 saat geçmişken yani; 20 kişi vardı. Ölen kişinin, yitip giden hayatın sayısı olmaz, 1'de 1000'de aynı kategoridedir. Ama Allah biliyor ya, kötü niyetten değil, umarım daha çok can yanmaz dedim istemdışı. Sonra içeride 600'den fazla kişi olduğunu duyunca, ne hissedeceğimi şaşırdım. Yerin dibinde insanlar, nasıl çıkarlar, nasıl her birini girip tahliye ederler. Buna kaç can dayanır acaba?

Sonra ertesi sabah uyandığımda, ölen işçi sayımızın 200'lerde olduğunu duydum. 200 can, 200'den fazla aile ferdi, 76 Milyon'dan yüreğine kulak veren duyarlılar... Kısaca Milletçe canımız yandı a dostlar... En çok da birşey yapamamak, el uzatamamak, birilerini teselli edememek canımı yakıyor. Elimden gelen tek şey ağlamak, ağlamak ki daha fazla tıkanmamak. Ya peki onlar yerin dibinde, tıkanmadı mı? Ne düşündüler acaba? İnsanın bazen böyle şeyleri düşünüp nefes alabildiğine şaşırası geliyor işte... Nefesim tıkanıyor, beynim karıncalanıyor düşündükçe. Sanki evin içine sığamıyoruz 3 gündür...


Şimdi bu ihmale karşı yapabileceğimiz en ufak şeyleri bile yerine getirmek gerek diye düşünüyorum. Her ne kadar ihmal yok diye birkaç büyüğümüz konuştuysa da... Gerek imza toplama kampanyalarına destek vermek, gerek yardım gönderilecekse yardım etmek gerek... Bir de elimden gelecek olsa, atlayıp bir arabaya birinin ve bininin yardımına koşmak isterdim. Destek olmak isterdim...


Dün de bugün de içimden geçip düşününce yüreğimi yerine sığdıramayan düşünceler şunlardı; "Ben kömürü sevmiyorum, yandığından daha çok can yakıyor. Çok aile yıkıyor, yürekleri dağlıyor. Ve o kömürler üzerinde "Para ile Satılmaz" ibaresi ile dağıtılıyor..." 


Tüm diyeceklerim bende kalmasın, susmasam olmuyor, sussam hiç olmaz... ; 

Bilgili kişilerin söylediğine göre, trafo patlaması madenlerde olmaması gereken bir hataymış. Çünkü maden ocaklarına kurulan trafolar, yanmayan maddelerden yapılıyormuş. Ve aslında bu maden ocaklarına pahalı da olsa yapılabilecek sığınma odaları varmış. Yangından, kaza anından koruyabilecek odalar. Gün birlik olma zamanıdır... Devlet büyükleri başlarına düşen görevleri birer birer yapmalı! Bizde yılmadan tekrarlamalıyız.

Aynı ülkenin evlatlarıyız. Aynı acıyı paylaşıyoruz. Unutmayalım ki, bugün iyiysek birilerinin emekleri sayesinde. Ülkemde ne yazık ki; insan canı ucuz, işçi emeğine ise hiç zam gelmiyor. Daha çok can yanmasın, daha çok boğazlarımız düğümlenmesin diye; gerekiyorsa elimizde olanları vererek, ama bir şekilde alınsın önlemler istiyorum. İşçinin hakkı aransın, korunsun işçimiz, halkımız... Devlet devlet için değil, devlet halk için vardır bence. Bu unutulmasın ki, bir devlet halk sayesinde bir yerlere gelebilir ancak...

Bu olayın failleri bulunsun, cezalandırılsın. İşçinin emeği, bundan sonra yanan canlar ve ocaklara birazcık da olsa katkısı olur belki, aransın ve bulunsun. Daha fazla yürekler yanmasın, insanımız ezilmesin, analar ve evlatlar ağlamasın diye... Söyleyin; ne kıymetlidir bu dünyada bir insan canından başka??

Soma'da bu facia'dan sağ kurtulan işçilerimize, acil şifa ve bol sabır diliyorum. Hayatını kaybeden emektar maden işçilerimize Allahımdan rahmet, yakınlarına da sabır diliyorum... Türkiye'm başımız sağolsun. Giden gitti, telafisi mümkün değil artık. 282 can kaybımız vardı en son izlediğimde bugün... Yok sayılamaz, unutulamaz. Ama; Unutursak Kalbimiz Kurusun. Bir işçi katliamı daha yaşandı ülkemde. Bu son olsun diyoruz her defasında, son olmayacağına ihtimal vere vere...

Bu yazı; Bir Avuç Kömür İçin, Bir Ömür Verenlere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)