Şiirlerle Hayat yazı dizimin 8. yazısının şiiri; Nurullah Genç'in Olsan da bir Olmasan da adlı şiiri...
Önceki Şiirlerle Hayat yazılarımı burada bulabilirsiniz... Bu yazı dizisi sanırım aylık oldu. Umarım beğeniyorsunuzdur, İyi okumalar... :)
OLSAN DA BİR OLMASAN DA
Artık görünmüyor mevsimde hüzün
Bulutlar bir garip rüyaya dalmış
Ufukta güneşi ağlatan yüzün
Bir mülteci gibi tenhada kalmış
Toprak yandı gülüm; çeşmeler zehir
Şimdi bilsen de bir, bilmesen de bir.
Bulutlar bir garip rüyaya dalmış
Ufukta güneşi ağlatan yüzün
Bir mülteci gibi tenhada kalmış
Toprak yandı gülüm; çeşmeler zehir
Şimdi bilsen de bir, bilmesen de bir.
Kaç kere çağırdım seni öteden
turnalar uçurdum gittiğin yere
Bin parça eyledin kalbimi neden
ruhum bir başına düştü göklere
bana tebessümle bakıyor kabir
şimdi gülsen de bir, gülmesen de bir.
turnalar uçurdum gittiğin yere
Bin parça eyledin kalbimi neden
ruhum bir başına düştü göklere
bana tebessümle bakıyor kabir
şimdi gülsen de bir, gülmesen de bir.
Derdimin yangını sardı gölgeni
bir mahkûm kanıyla aktı izlerin
deniz ölesiye severken seni
neden gemileri yaktı gözlerin
yıkıldı yolunu bekleyen şehir
şimdi gelsen de bir, gelmesen de bir.
bir mahkûm kanıyla aktı izlerin
deniz ölesiye severken seni
neden gemileri yaktı gözlerin
yıkıldı yolunu bekleyen şehir
şimdi gelsen de bir, gelmesen de bir.
Yağmurun inceden yağdığı yerde
açan gül acıyı damıtır solar
ağustos böceği düşünce derde
içine kuşların sevdası dolar
ölü bir mahzene gömüldü kibir
artık sevsen de bir, sevmesen de bir.
açan gül acıyı damıtır solar
ağustos böceği düşünce derde
içine kuşların sevdası dolar
ölü bir mahzene gömüldü kibir
artık sevsen de bir, sevmesen de bir.
Çatladı en kavi yerinden tohum
kıvılcım düşürdü sulara gonca
her akşam ölümü koklayan ruhum
seni de kuşanır hakan olunca
bu yerde bilinir destan-ı kebir
şimdi kalsan da bir, kalmasan da bir.
her akşam ölümü koklayan ruhum
seni de kuşanır hakan olunca
bu yerde bilinir destan-ı kebir
şimdi kalsan da bir, kalmasan da bir.
Zaman ki, ardımda pervane şimdi
mekân defineler döktü yoluma
fırtınadan umut bekleyen kimdi
söyle, deniz neden gömüldü kuma
zindan çöktü gülüm; kırıldı zincir
benim olsan da bir, olmasan da bir
mekân defineler döktü yoluma
fırtınadan umut bekleyen kimdi
söyle, deniz neden gömüldü kuma
zindan çöktü gülüm; kırıldı zincir
benim olsan da bir, olmasan da bir
Bazıları gelmez, bilmez, sevmez veyahut sevmesini bilmez. Diyor ya Nurullah Genç; Yıkıldı yolunu bekleyen şehir, şimdi gelsen de bir gelmesen de bir... İşte aynen öyle yapar bazıları. Yokluğuna alıştırır önce ve sonra da gelme tutturur canı sıkılınca. Nurullah Genç'in okumayı çok sevdiğim bir şiiridir bu. Bir yokluğun eseridir bence bu şiir, ne de güzeldir. Yüreğine ve kalemine sağlık Nurullah Genç'in...
Hepimizin yeri geldiğinde hayatına hükmeder böyleleri. İstediği zaman gelir, bazen gider, ama sıkılınca yine gelir... Nurullah Genç'in bu şiiri bence bu türden kişileri anlatıyor. Varla yok arası insanları...
Kimi, kalbi katılaştırır böyle. Varlıkla yokluğu birleştirmek alışmaya eş değerdir çünkü. Hayatta herkesin gideceği ihtimaline alışırsınız böyle birşeyle karşılaşınca mesela. İyidir de hazırlıklı olmak aslında, ama bir bakıma da hayatı hesaplı yaşamaya başladınız mı sıkıntı doğar o noktada.
"Hiç gitmeyeceğim." cümlesini en çok söyleyen sanırım bunun büyüsüne yani atraksiyon içeren yanına kapılıyor zamanla. Ben böyle düşündüm en azından gördüğüm kadarıyla. Evet birilerinin okurken, "neler söylüyor bu?" dediğini duyar gibiyim. Ben şiiri okuyunca bunları anladım işte. Ve bu sözler yer yer gözlemlediğim, yer yer de gidişlere tanık olduğumdan dolaylı döküldü yazıya. Zor güven kazanan ve bir çırpıda sildiği gibi daha sonra yeniden o güveni kazanacağına inananlar; çok ama çok yanılırlar ve çok kaybederlermiş...
Ne güzel söylemiş şiirin son kısımda;
Zaman ki, ardımda pervane şimdi.
Mekân defineler döktü yoluma.
Fırtınadan umut bekleyen kimdi?
Söyle, deniz neden gömüldü kuma?
Zindan çöktü gülüm; kırıldı zincir.
Benim olsan da bir, olmasan da bir
Vazgeçiyor Nurullah Genç bence bu şiirde; beklemekten umut etmekten vazgeçiyor birine karşı. Böyle hissettim son okuduğumda. Çünkü çok beklemek insanı bazen, hayallerle mutlu olmaya itiyor iyiden iyiye. Ve insan şöyle hissediyor;
"Bir daha gelirse hayallerimdeki kadar mutlu olamam... Ki hayaller benim. Ve ben istemeden gitmez onlar. Yalan söylemez, kaçmaz, hayal de olsa doğruları söyler. Gidecekse doğruları konuşur, öyle gider. Gerçek olmasa da hayallerimizin içinde konuşulan herşey dosdoğrudur."
Ve bitirmeden söyleyeceğim tek şey, çok sevdiğim bir cümle olacak; "Hiçbir gerçek, bir yalan kadar incitemez." (Yalan hakkında bilmem kaçıncı değinişim oldu bu. Ayrı bir el de atsam mı bir ara?)
Beni okuduğunuz için teşekkür ederim. Sevgilerimle. :)
*Bu yazıdaki resim geçmiş zamanda internetten almış olduğum bir resim. Bu resmin sahibinin ellerine sağlık...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)