31 Mart 2014 Pazartesi

Pazar Yazısı - #2 - Engellenmek


İlk Pazar yazımı burada bulabilirsiniz... :) Ben bu yazı altında, iz bırakan veya güzel vakit geçirdiğim Pazar'larımdan bahsediyorum...


Beklenilen gün geldi; bugün Pazar günüydü ve beklenilen seçim günüydü. Türkiye belediye başkanlarını seçti. Ve hayli çekişmeli bir akşam devam etmekte hala, şu an hala seçim sonuçları açıklanmakta. :) Kısacası diyeceğim yine şu; hakkımızda hayırlısı, ancak ortalıkta dolanan her yeni iddialar çok büyük bir karmaşanın göstergesi bence.

Bu bir Pazar yazısı, her ne kadar saat itibariyle Pazartesi'ye giriş yapmış olsakta. (Bilgisayar kendi saatini otomatik olarak ayarladı. Ama saat kaç cidden bilmiyorum pek) Bugünden bahsetmek istiyorum size, zira annem babam ve benim için yine değişik bir gün oldu bugün.


*Bu resim, Google Görsellerden alınmıştır.

Bu Pazar, Seçim Pazarıydı...

Bahsedeceğim şeye giriş yapmadan önce, zannedilmesin ki engelli oluşumdan dolayı şikayetçiyim. Ben aksine engelimden dolayı bana gösterilen veya gösterilemeyen hassasiyeti görme veya görememe açısından mutluyum, bu böyle bilinsin öncelikle...

Bugün yine önümüze bir engel çıktı. Ülkemde engelliler olarak bizlerin önüne konulan engeller bitmiyor ne yazık ki. Söylemeye devam edeceğim bunları, çünkü susmak hiçbir çözüme kavuşturamayacak bizleri... Oy vereceğim okula gittik bugün. Saat 3.30-4.00 civarıydı saat. Önünden de arkasından da dolaştık oy vereceğim okulun. Ancak görünen şuydu ki, ne bir engelli rampası ne de düz bir giriş söz konusuydu. Annemler öncelikle nasıl girebileceğime bakmak için, önden bir bakmaya gittiler.

Sonuç değişmedi elbette. Okulun bahçesine girişinde 6-7 merdiven bulunmaktaydı. O merdivenlerin biraz üstüne düz giriş mümkünmüş gibi bir sürgülü otopark kapısı gibi bir kapı konulmuş. (Anlatabilmiş olmayı umuyorum, fotoğraf çekemedim. Zira nasıl yapacağımızı düşünmekten, sonra da oy verme çabamızdan ötürü fırsat bulamadım. Anlatmaya devam... )

Annemler okulun kapısının önüne kadar arabayı çekmeden önce arabaya gelip bana soru sordular; "Oy vermek istiyor musun?" Buna cevabım hayır olamazdı, en demokratik hakkımı kullanmak istiyordum. Bunu benim Referandum ile beraber 3. oy kullanışımdı. "Kullanmak istiyorum. Bir oy, bir oydur." dedim. Peki dediler, plastik yol ayırıcıların üstünden arabanın altına sürttürerek kapının önüne geçtik. Düşünün ki; kapının önü de çevrilmiş halde. Sadece tekerlekli sandalyemle gidecek olsam, giriş yapabilmemin imkanı yoktu...


Neyse kıssadan hisseye gelirsek; 

Ben bugün o okula babamın sırtında girdim. Bir kez daha engellendim yani. Oy vereceğim sandığın bulunduğu oda hemen girişteydi. Ancak okula girmek için; dışarıda bir kaldırım, okula girmeden de 3 merdiven çıkmak zorunda kaldım. (Ekliyorum tekrar: babamın sırtında) Okula girdikten sonra, sandalyeye oturtuldum. Sandalyeyle odaya taşındım, paravanın içindeki masanın önüne oturuldum, oyumu verdikten sonra da babamın sırtında geri çıktım dışarı...

Devletim beni ve bizim gibileri görmüyor efendim. Bunu söylemek için ant içmiş gibiyim, artık susmak istemiyorum. Ve bunu konuştuğum için rahatsızlık duyuyor olmak bile canımı sıkıyor şu an. Ben ülkem adına utandım, devletim adına utandım. Ben oraya kendi tekerlekli sandalyemde oturarak girmeyi ve daha çok oyumu verdiğime gururlanmayı isterdim. Bu bana daha iyi hissettirirdi, ne gerek vardı canımın acımasına demek istemezdim...

İşte böyle okurlarım. Can sıkıcı şeyler yazmak istemezdim buraya. Ama bilmeniz gerektiğini düşünüyorum, bu konuda konuşmak gereğinde görüyorum kendimi. Her zaman dediğim gibi; ben bu konuları konuşmaktan vazgeçmeyeceğim. Bu benim hayatım, hayatımdan bir parça... Ve ne yazık ki bir ilk değil... Devletin ÖMSS (Özürlü Memur Seçme Sınavı) sınavına da 3.katta girdim ben ne yazık ki, ve yine babamın sırtında...

Allah iyiliğimizi versin hepimizin. Bana engelli rampalı bir oy verme yerini çok gören devletime, ülkeme, daha ne diyebilirim ki... Herşey için hakkımızda hayırlısı olsun. Sandıkların çoğu açıldı, durum şimdiden belli gibi. Umarım güzel şeyler olur ülkemde, ne diyebilirim ki daha...

Bir Pazar'ı ve bir haftayı daha bitirdik. Mutlu günler ve mutlu haftalar diliyorum hepimize... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)