9 Şubat 2014 Pazar

Kahve Tutkusu



Bir tutkudur kahve sevgisi, ve rejimde de olsan vazgeçememektir bu sevgiden. Öyle bir sevgidir ki, azına kanaat edilir. :) Bir tek kahven vardır elinde çünkü, çikolatadan aldığın mutluluğu verebilen veya canın sıkıldığında yanında bir dostun da olmasa toparlayabilen seni... Canım sıkıldı mı derdime derman olmuştur bir fincan kahve çoğu zaman, evde yalnız kaldığımda özellikle.

Durum şu ki, 1-2 ay'ı geçen zamandan beri, yediğime içtiğime daha da dikkat eder oldum. Hem bundan sonra olağandan da çok sağlıklı beslenme için hem de zayıflayabilmek için. (Ki zaten sağlıklı beslenme hayatımda olan birşeydi ki, şekeri bırakmak, belirli saatten sonra yemelere dur demeler gibi düzenlemeler eklendi buna bir de)

 Bazı arkadaşlarım kahveden de vazgeçmemi isteseler de, bir tek kahveden vazgeçemedim ben. Şekerden, tatlının fazlasından ve bazen de tatlının tamamından, kısacası diğerlerinden vazgeçebildim ama kahvenin tatlı aromasından haftada bir de olsa tatmak istiyorum hala. Çok mudur ki? :)


Kahve'nin Faydaları Ve Zararlarına Gelirsek;

Birçok kaynaktan duydum ve biliyorum ki, vücudun kafein'e de ihtiyacı vardır. Tabii ki zarar getirmeyecek ve bağımlılık yaratmayacak dozu ayarladıkça... Birçok kaynaktan edindiğim bilgiye göre; günde bir fincan Türk Kahvesi içmenin, kolestrole iyi geldiği ve kanseri önlemeye yardımcı olduğu söylenmektedir. Kahve sevdiğim için uydurmuyorum, doğrular bunlar. :) 


En çok bilinen ismi ile anılan Nescafe'nin ise, (aslında başka ne denilebilir bir fikrim yok o derece dile dolanmış ya, hayret); Tümörü küçülttüğü, Baş ağrısı derdine derman olduğu, Toksinlerden arındırıcı, Pankreas'ın dostu ve depresyonun da düşmanı olduğu konuşuluyor. Elbette bu faydaları saydığımız gibi zararlarını da sayabiliriz. Ama başlı başına zararlı olarak görmek bence yanlış.


Kahvenin zararlarının en başında; büyük ölçüde uyarıcı olduğunun söylenmesi, bu nedenle uykuyu kaçırması veyahut uykuyu kaçırmasa da gece uykumuz sırasında rahatsız etmesi söyleniyor. Oysa tüm bu söylenen zararlar maalesef bende görülmeyen zararlardan, eğer dozu kaçırılırsa elbet uyku da kaçar tabii... Hamilelerde doktor kontrolünde belirlenen miktar geçirilirse düşük tehlikesi oluşturabileceği için yasak olduğu söyleniyor, bir de fazlasının zarar olduğu söyleniyor. Bunlar haricinde zarar olarak çok söylenen bir zararı yok efendim, tabii benim bildiğim ve araştırdıklarım doğrultusunda...


Bir de spor öncesi içilen sade sütsüz ve şekersiz kahvenin de, spor esnasında yağ yakmaya ve kalori atmaya yardımcı olduğu da söyleniyor, eklemeden geçersem olmaz...

Hem kahvenin ders anlarına da yardımcı olduğunu göz ardı etmemeliyiz. Hangimizin ders anlarına eşlik etmedi ki bir fincan kahve? Hangi sohbetlere akıcılık sağlamadı?


*Bu resim 2-3 gün öncesinden çekildi, kullanmaktan keyif duyduğum bir fincan. 
Bazı anları kullandığımız objeler de daha güzelleştiriyor... 

Sağlıklı beslenmeyen bir tip değilim dediğim gibi, özellikle şu 2-3 aydır iyice sağlıklı besleniyorum ki şekeri tamamen, tatlıyı da olduğunca bıraktım. Ama kahveye gelince bırakamıyorum değil. Bir keyfim var o da ya sevdiklerimle çay içmek ya da kahve içmek. Kendime de çok görmüyorum bu durumu... (Cips ve kola tarzı şeyleri yemeyen biri olarak) 

Etrafından tepki alanlar var mı bu konuda bilmiyorum. Ama bir fincan kahve paylaşırsam, nasıl kilo vereceksin böyle diyorlar. Çay paylaşırsam ses seda yok. Çok enteresan bir durum. Ama sizde tepki alıyorsanız etrafınızdan, şekersiz bir kahve içtiğiniz halde; haftada birkaç tanesinden zarar geleceğini düşünmüyorum ben. Kendimizi savunmaya devam yani. Günde 1'i geçmediği halde bir zararı olmaz efendim. Ama biliyorum ki ben çalışsam, günde 2 tane bile içerim. :) 


Kahve içmenin akşam vakti zarar vereceğinin söylenmesi var bir de; ona biraz hak verebilirim. Yatmadan önceye yakın zamanda içildiği takdirde elbet zararı dokunacaktır. Bir kez o hataya düştüm yatmadan önce içtim itiraf ediyorum, bu bir ilk değildi ama sık yaptığım bir şey de değildi. Bir daha da yapmadım o hatayı o zamandan beri... Sözümü tuttum yani.

Aslında hiçbir şey olmadı da o gece, ama sadece biraz kalorili bir kahve idi içtiğim, Latte idi... Arkadaşım Pelin, kendimi kötü hissetmemi ve bir daha o saatte içmememi sağladı. :) Arkadaşıma teşekkürlerimi sunsam da bu konuda, kahveden tamamen vazgeçmeyi düşünmüyorum yine de. Sorarım size, yaşamdan tat aldığımız ufak tefek keyif anlarından da vazgeçersek, yalnız kaldığımız ve sıkıldığımız anları nasıl mutlu kılabiliriz? 



Siz bir kahve sever olarak, sevdiğiniz bir dergiyi veya kitabınızı okurken kahvenizi yudumlamaktan hemen vazgeçebilir misiniz? Vazgeçmeyin. Zaten hayatta nelerden nelerden vazgeçmek zorunda kalıyoruz, keyif anlarımızın bizimle kalmasını istiyoruz olmaz mı? 


Not: Vücudumuza zarar dokunmayacak şekilde, keyif anlarımızı öneriyorum elbette. Zararlı şeylere geçit veriyorum gibi algılanmasın. Ama sonuçta herkes kendinden sorumludur, değil mi? Görürsünüz zaman geçtikçe nasıl zayıflayacağım ben, İNŞALLAH... :)

Kısacası; Bir tutkudur Kahve sevgisi, azına da katlanılır, yokluğuna da. Ama varlığı da mutlu eder insanı, hele yanında sevdiklerin de varsa... 

Benim gibi hissedenler var biliyorum... 
Kahve kokulu Mutlu Pazarlar ve Mutlu Günler diliyorum, 
Sevgilerimle... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)