Önceki Fotoğraflarla 1 Haftam yazılarımı burada bulabilirsiniz. :)
Daha fazla fotoğraf için ise İnstagram sayfama buradan bakabilirsiniz. :)
Fotoğraflarla 1 Haftam yazılarım, geçtiğimiz haftayı fotoğraflarla değerlendirmek için yazdığım bir yazıdır. Yazmaya başladığımdan beri, haftalık olarak değerlendirmenin bana epey faydasının dokunduğunu farkediyorum. Bir haftayı nasıl geçirdiğimi, boşa geçirip geçirmediğimi gösteriyor bu yazılar... Bu sayede haftaya daha enerjik başlıyorum. :)
Bakalım geçtiğimiz hafta nasıl geçmiş? :)
Geçtiğimiz hafta akraba gününün annemde olması dolayısıyla Pazartesi'den kalabalık başladı haftamız. Ama sonrasında sakin ve yine derslerle geçen bir haftaydı. Başlamayı istediğim uğraşlarıma başlayamadım, ancak umarım onlar da bu haftaya kısmet olur. :)
Pazartesi gününden haftaya bir telaş ile başladık, akraba günü annemde idi Pazartesi günü. Sabah kahvaltısında Kağan ve ben vardık. Beraber kahvaltımızı yapıp, Kağan'ı uyutunca ben; hazırlık telaşı geçene kadar yani misafirler gelene kadar bana boş zaman doğdu. :) Elime bir süredir hala okuduğum kitaplardan birini, Martin Eden'i aldım okuma köşesi yaptım kendime balkonda. :)
Elimde şu an 3 klasik var okuduğum, çok iyi gidiyorlar aslında. Ama hala elimde olmalarının sebebi, gündüz dersten fırsat bulamadığımda gece okumam. Ve Martin Eden harici diğer iki kitabın, gece okurken epey uykumu getiriyor olmaları. :)
Bu tabak gün menümüzdü. Annemin ve Sakine teyzemin eseri. Yapanların ellerine sağlık, çok güzeldi doğrusu. Ben böyle tabak veya yediğimi içtiğimi fazla paylaşmayı sevmiyorum aslında. Mümkün olduğunca da az paylaşıyorum böyle şeyleri, yemek sunumlarından dolayı paylaşıyorum bazen de. Tablo gibi sunumları mesela. Ancak bu tabak dostlarım içindi. :) Uzakta olan sevdiklerim, dostlarım için. Şükür ailemin fertleri yanımda ve yakınımda olsa da, sevdiklerim ve can dostlarımı özlemek de kaçınılmaz. Uzaklıklar, yakınlaşır inşallah en kısa zamanda. :)
Bulut görüntüleri ve bulutların oluşturduğu eşsiz tablolar sık sık karşıma çıkıyor, ya da bazen ben zorluyorum. Geçtiğimiz haftada bir benzetme söz konusu oldu tarafımca. Bulut benzetmelerine devam yani. :) Bulutların doğal görüntülerinden çıkan sonuçlarına bayılıyorum... =)
Gelelim üstteki resime, siz neye benzettiniz bilmiyorum ama; ben papağana benzettim işte. :) (yazının üstünde) Gagası, ve tek kanadı belli olan bir papağan. :) Bulutları, gökyüzünü seven ben mi benzetiyorum bilemiyorum. Ama benzetemeseniz bile, güzel bir görüntü değil mi? :) Günbatımı, gökyüzü, bulutlar... Belki de gökyüzü bir şeyler söylüyor, gibime geliyor bazen. :)
Pazartesi günü akraba gününde, annemin bana yapacağı kalemlikten söz açıldı. :) Ders çalıştığım ve yazmayı sevdiğim dolayısıyla, kalemlerim gittiğim odalarda ve yerlerde açıkta kalıyordu bir çantası olması gerekiyordu artık. Önceden kullandığım kalemliklerim artık olmadığı için, iyiden iyiye bir kalemliğe ihtiyaç duyuyordum. Bende alacağıma, kendim yapabileceğim güzel bir model ararken, kare motifli bir kalemlik gördüm internette. Annem yapar diye düşündüm. Annem de yaparım diyince, beklemeye koyuldum. Çünkü bu haftasonu ablamlara gidecektik ve motifler ablamlardaydı, orada yapacaktı annem. :)
Annem Kağan'dan fırsat bulup yapamayacak durumda aslında. Elif yengem "Ben yaparım, bende motif var." dedi, bende bu duruma epey sevindim. Bu sıra annem epey meşgul oluyor Kağan ile çünkü. :) Yengem sağolsun akşamına motifin örneğini istedi, telefondan resmini attım. Yengem de sabahına fotoğrafını yolladı, Perşembe günü de elime geçti kalemliğim. Yengemin emeğine ve ellerine sağlık tekrar, çok güzel değil mi sizce de? :) Ben severek kullanmaya başladım, dantel yapabiliyor olsam ben kendimde yapacağım o derece. :)
Bu Cumartesi ise, bayramdan sonra ilk defa dışarı çıktım. Önce Kağan'ı doktor kontrolüne götürdük, durumu gayet iyi şükür. 1 ay sonrasında tekrar randevusu var. :) Doktor kontrolü sonrasında da Kent Meydanı Avm'ye gezmeye gittik annem babam ve Kağan'ım ile. Kış gelince, ben mümkün olduğunca az dışarı çıkarım. Soğuktan etkilendiğimden ve çoğunlukla dayanamadığımdan ötürü. Çok soğuğu ve üşümeyi sevmiyorum doğrusu. :)
Kent Meydanı'nda gezerken eğlence bölümünde, bir oyuncak otomobilin üzerinde Dido Kart yazıyordu. :) Şu araba şeklinde biniyorsunuz da, önünüzdeki ekranda giden arabayı direksiyon ile yönetiyorsunuz, işte öyle türden bir oyun arabasıydı. :) Her yerde kendimden bir şeyler bulabilme kapasitem oluyor bazen.
Dido Kart, işte o kadar... :D
(Hadi iyiler reklamlarını da yaptım, en bedavasından) :)
Kent Meydanı'nda çok gezmedik, ancak güzel bir gündü. Ben kendi adıma işimi hallettim, puzzle halımı aldım yanında da 3 kitap aldım. :) Akşamına da, ablam ve eniştemi de alarak bize geçtik. Benden mutlusu yoktu yani, güzel bir haftasonu oldu yine. :)
Ailecek yapılan Pazar kahvaltısı candır, diyorum ben. Cumartesi Kent Meydanı sonrası ablam ve eniştemle buluşup, bize gelmiştik. Pazar sabahında da eniştemi Pazar mesaisine yollamadan önce, ailecek kahvaltı yaptık. Ailecek yapılan her kahvaltı güzeldir doğrusu, ama kimsenin çoğunlukla işi olmayan bir gün olan Pazar günü ayrı güzel. :)
Allahım ailemizle mutluluk ve sağlıkla yapacağımız nice kahvaltılar nasip etsin. Not: kamerada görünmeyen eksik çay bardağı, benim çay bardağım. :)
Eller dişlerde, sakince oturup müzik dinleme halleri, dünün görüntüsü. Biz diş çıkarıyoruz yine, bu dişler tamamlanana kadar kaşıntı ve sıkıntılar ara sıra gelip gidecek böyle sanırım. Kimbilir biz ne acılar çektik, Allah kolaylık versin cümlesine :)
Ve bu resimde dünün anısınaydı. Facebook'tan alıntı kendisi. "Olmasaydın, Olmazdık." cümlesi, benim için derin ve yanlış anlaşılması saçma bir cümle. Atatürk'ü bu cümle ile peygamberleştirdiğimizi düşünenlere sözüm; büyük bir öndere yapılan minnet borcunu anlatmak için söylenen bir cümledir bu cümle. Bu vatanı kurtarmak için kanlarını döken atalarımıza ve büyük önder Atatürk'e minnet borcumuz var. Atatürk'ü ölüm yıldönümünde ve daima saygıyla anıyorum, çünkü bu cumhuriyet bu vatan bize atalarımızdan kalan büyük bir hediye ve emanettir... Atalarımızı hiçe saymak ise, büyük ihanettir bence.
Böyle geçti bir haftamız... Haftaya yine böyle bir yazıda görüşmek üzere diyorum, sevgilerimi sunuyorum. :) Okuduğunuz için teşekkür ediyorum :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)