20 Kasım 2013 Çarşamba

Antalya'dan Manzaralar


Gecikmiş yazılar arasından yazıyorum bu yazıyı. Şöyle ki; Taslaklar kısmında bazen yazılarım kalabiliyor. Bu yaz da birçok yazım kalmıştı taslaklarda, birçok aksilikten ötürü. Bu yazı da öyle bir yazı işte. Buyrun geçelim resimli yazımıza. :)

Olay şudur ki, yani bu yazıyı yazma amacım; aslında illa bir amacı olması gerekmez ama, ancak nerelere gitmişim neler ilgimi çekmiş diye bir yazı yazmak istemiştim Antalya'dan dönünce. Ama kısmet aradan 3 ay geçmişken yazmakmış. Yani bu yazı 2013 Antalya yaz tatilimizden kalanlar yazısı... :)


Sizi bu yazılıkta olsa, bir müddet Antalya'ya götüreceğim. :) Bugün bizim burada hava kapalıydı, şimdi de epey yağmur havasına büründü, gün batmaya hazırlanıyor... Gelin birlikte bir müddet, Antalya'da yaz vaktini yaşayalım... :) Antalya'dan küçük esintiler yaşamak ve yaşatmak için bu yazı... :)



Antalya'dan bahsedip, Antalya'da çekindiğim (ki ben fotoğraf çekmek kadar, çekinmeyi de severim bilirsiniz) uzun saçlı fotoğraflarımdan birini koymamak olmazdı. Bu resim 27 Temmuz'dan, doğum günümden bir fotoğraf. Uzun saçlarımı seviyorum aslında, her ne kadar yazın kullanması zor olsa da... İlerleyen resimlerde kısa saçlı halimde olacak tabii.. :)



Bu resim Antalya Akvaryum gezisinden bir fotoğraf. Resim 18 Ağustos gününden. Ailecek gittiğimiz Antalya Akvaryum gezisi benim için ve birçoğumuz için ilkti. Beklediğimden de iyiydi Akvaryum gezisi. Benim en sevdiğim balıklardan biri bu akvaryum balığıydı. Kendisi pek oynaktı, durduğu yerde zor duran türdendi, ama çok sevimliydi gerçekten. :)


Canlı akvaryum bitkileri ve küçük balıkların sergilendiği bir akvaryum bu da. Ben minicik balıklara çok hayret ettim. O kadarcık balık da, nasıl bir can var kimbilir. İki parmağınızın arasında tutsanız dahi minicik kalabilecek balıklar mevcuttu. :) Ama fazla bahsetmeyeceğim şimdiden söyleyeyim, Akvaryum'dan bahsetmeyim yazısını 1-2 haftaya yayınlamayı düşünüyorum bunun yerine. :)



Saat kulesi, Kaleiçi'nin üst tarafındaki güzel yapıt. Saat kulelerini sever misiniz bilmiyorum, ama ben çok hoş buluyorum. Bu resmi çekerken de o saat kulesinin o caddeye hoş bir hava kattığını hissederek çektim. Not: Kaleiçine ilk gidişim değil. Birçok kez gittim, ama bu sene üst kısımlarını gezmek kısmet oldu. :)


Bu resim de Işıklar Caddesinin ara sokaklarından biri. Burası balıkçılar'ın bulunduğu, karşılıklı sıra sıra dizildikleri bir restoran sokağıydı. Şemsiyeler ile döşenmiş lambalarını çok yaratıcı buldum. O kadar hoş ve mutlu hissettiriyor ki insana; "Bir restoranım olacak olsaydı Antalya'da, burada olsun isterdim." dedim kendi kendime. :) Niyetim yok öyle bir şeye, ancak kafe sahibi olmayı isteyenlerdendim bir ara. :)


Restore edilmiş binaları nasıl bulursunuz? Ben kendilerini çok severim. Eskiyi yaşatmak, değişen dünyaya ve değişen sokaklara inat sağlam kalmayı hakeden yapıtları koruma altına almak gerek diye düşünürüm hep. Baksanıza, nasıl da canlı ve nasıl da yaşanmışlık kokuyor. Hangi dönemde olursa olsun, kim eski düzenlere heveslenmez veya merak etmez ki o zamanları?


Bu ev de restore edilmiş ve Orient Bazaar adı altında bir yere dönüştürülmüş. İnternetten baktığıma göre, el yapımı kilimler halılar ve birçok şey satılıyormuş. Tabii biz akşam üzeri gittiğimiz için kapalı halde idi. Ama bir dahaki sefere gündüz vakti gidip gezmeyi isterim doğrusu... Orient Basaar'ın kendisini ve bulunduğu bölgeyi gezmeli, birçok açık tezgah vardı ama hepsi kapanıyordu biz eve dönmek için arabamıza doğru giderken... :)


Bu da Orient Basar'ın kapısı. :)


Bu da gezmeye devam ettiğimiz zaman karşımıza çıkan bir dükkanın ön tezgahı. Nazar boncuklarını ve zarları çok severim ben. Bir eve uyabilecek en güzel dekorasyonlardan ikisi de bence. Tabii benim için Nazar boncuğunun şekilli olması da önemli resimdeki gibi. Sanki şekili bozuk olursa, işlevi tam olmazmış gibime gelir nedense. :)

Tezgahın biraz ötesinde, saman kağıdı yapraklı eski usül kilitli ve deri kaplı defterler vardı. Çok sevsem de yazmaya kıyamayacağım türden defterlerdi. Tabii almamamın nedeni, hem biraz tuzlu fiyata olması hem de yeterince defterimin olmasından ötürüydü. :)


Buyrun bunlar da filler. :) Sanırım tanesi 3 lira idi, ama büyük küçük ayrılıyor muydu fiyatları hatırlamıyorum. :) Filleri çekmemin sebebine gelirsek, ben fillere de bayılıyorum. Ve uğura şansa inanan biri olarak; 7 Fil'in eve bereket ve şans getireceğini denemesem de deneyenlerden çok duydum, fil simgesinin şans getirdiğini. :) Benim bir fil kumbaram var hediye gelmişti, zaten kendi almanızla değil de hediye gelmesi uygundur diyorlar. Tabii ne kadar doğrudur bilmiyorum. Ben bildiğimi aktarıyorum sadece. :)

Söylenene göre şöyle ki; ev almanızı niyet ederek veya istediğiniz birşeyi almanızı dileyerek 7 fil alarak evinize hediye olarak getirirse ve siz o hediyeyi kapıyı gören bir yere koyarsanız, dileğiniz gerçekleşirmiş. :) Dediğim gibi denemedim, ama bazen insan böyle şeylere inanmak istiyor doğrusu. :) 


Kemer yolundan çekilmiş bir fotoğraf bu. Yıllar sonra Kemer'e gitmek istedik bir gün, hem gezmeye hem de görmeye. Niyetimiz canlı bir tatil yerinin sahilini ve ortamını solumak ve gezmekti. Tabii istediğimiz gibi olmadı ne yazık ki... Ama yine de o yolu giderken, dağları gözlemlemek ve o manzaranın tadını çıkarmak güzeldi. E bir de ailem yanımda, daha ne olsun ki? :)


Duman dinleyerek yolculuk etmek, kesinlikle arabada dinlenecek müziklerden Duman şarkıları... Bu resim esnasında çalan şarkı Helal Olsun parçasıydı. :) Aaa bir de Sezen Aksu'yu çok yakıştırırım yolculuk müziklerine...  


Bu resim Kemer'in girişinden. Kemer'e gidip neden hayal kırıklığına uğradığımıza gelirsek, Bundan 7-8 yıl öncesinin Kemeri ile şimdiki Kemer'in alakası yoktu diyebiliriz. Sahili kapatılmış, her yeri otellerle kaplanmış bir tatil yeri haline gelmiş kendisi. Küçüklüğümde geldiğimde daha canlı bir Kemer hatırlıyorum oysa. Bu fikirde olan bir ben de değildim üstelik. Bilemiyorum akşam olduğu için mi bize öyle geldi, ki sanmıyorum, Kemer sadece kalınacak ve denize girilecek bir yer olmuş sanki. Ama dediğim gibi, hayal kırıklığına uğramış dahi olsak, bir Antalya tatilinin annem ve babamla geçtiği gibi, annem babam ve dedemle olmak bile güzeldi. :)


Yazımı kısa saçlı halimle kapatmak istiyorum. Artık böyle kısa saçlıyım ancak resimdeki halinden biraz daha uzadı diyebiliriz saçlarım. :) *Resim'in tarihine gelince Eylül tarihli ve kendi evimize döndükten sonra çekilmiş bir fotoğraf. :)


2013 Antalya Tatili; gerek denize girerek, az da olsa gezerek, an'larımı çoğunlukla okuma hallerim ile veya bilgisayar ile değerlendirerek, bazen de tatsız hallerle geçirilen bir tatil oldu... :) 2014 yazı da sevdiklerimizle bol gezmeli ve bol eğlenceli geçer inşallah. :) 

Böyle bir Antalya tatilinden kalanlar yazısı oldu bu da, dilerim beğenmişsinizdir ve benim kadar eğlenmişsinizdir. :) Ben yazıyı yazana kadar hava karardı burada da, gün battı ama affola baştaki gün batıyor dediğim hal. Başlarken gün batmak üzereydi, şimdi de karanlıktayız. :) 

Okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Ve mutlu günler diliyorum. :) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)