22 Ağustos 2013 Perşembe

Fotoğraf Tutkuma Gelirsek



Fotoğraf Çekmek diyince akan sular durabilir bende. Son zamanlarda çektiğim fotoğraflarımdan en sevdiğimi paylaşarak başlamak istedim yazıma. Bulutlardan anlam çıkarmaya bayılan biriyim. (Siz bu fotoğraftan ne anlam çıkarırsanız artık... :) 

Beni ben yapan bir diğer hobimdir kendisi. An'ı ölümsüzleştirmek, an'ı sadece hafızandaki anılarında yaşamak değil de, göz önüne gözler önüne sererek yaşayabilmek büyük ve güzel bir buluş bence. :) Ben fotoğraf çekerken de çekilirken de ayrı eğleniyorum efendim. Ve buna dair bir yazı yazmalıyım dedim...

Doğada gördüğüm bir güzellik karşısında, sevdiklerimle geçirdiğim güzel bir anda bir bakıyorum durduramamışım kendimi, ölümsüzleştirmişim an'ı... Bazen "Her an da mı fotoğraflanır?" dedikleri oluyor, "Seviyorum işte tutamıyorum kendimi..." bazen desem de veya diyemesem de bu cümleyi, hissettiğim hep bu. :)

Bazen aslında düşünüyorum da; kendi kendime geliştirmeye çalıştığım fotoğraf alanında bir şeyler yapmayı istiyorum. Bir fotoğraf sergisi mesela, her ne kadar içten içe tahmin etsem de gerektirdiği ekipman ve büyük sorumluluğu... :)


Amatörce çekim yapıyorum tabii kendimce. Ama her defasında eski fotoğraflara baktığımda hoşuma gidiyor, yine o anları yaşıyorum sanki. :) Fotoğraf çekmeyi seven birinde olduğu gibi, fotoğraf saklama huyum da var maalesef... :))


Hayatımın her anında kendimi fotoğrafa yönlendirmeye çalıştım ben aslında. Film'li fotoğraf makineleri vardı mesela, o zamanlarda 2 tane fotoğraf makinem olmuştu. Biri ailemizin çok eski fotoğraf makinesiydi, biri de yadigar fotoğraf makinemiz bozulduktan sonra annemlerin bana aldığı fotoğraf makinemdi. Sonra onunda kaderi bozulmak oldu, talihsiz bir biçimde. İlk fotoğraf makinemiz 15 sene kadar bizimleydi, diğeri de yere düşüp bozulmuştu. :))



Velhasıl, asıl fotoğrafa yönelimim kameralı telefonların yaygınlaşmasıyla oldu... Sonrası büyüdü de gitti hobim. Bu fotoğraflar kameralı telefonlara ilk sahip olduğumuz zamanlardan. :) Buram buram mazi kokuyor. Ve durup durup bakasım geliyor... :)


Şimdi durup dururken bile çektiğim fotoğrafa takılıyor bazen ablamlar. Herhangi bir objenin dahi fotoğrafı aslında çok şey anlatıyor bana ve anlatabiliyorum birçok şeyi... Mesela 90'larda oynadığımız oyunların materyallerini çekmiş olsaydık, fena mı olurdu? Tasoların, misketlerin, oyuncak bebeklerimizin... Şimdi 4-5 yıl öncesindeki hatıralarımızı içeren fotoğraflara baktığımda bile duygusallaşıyorum, kimbilir daha öncesini çekebilmiş olsaydık ne çok anıyı gelecekteki neslimize anlatırdık... :)


Diyeceğim o ki; Fotoğraf da yazı kadar rahatlatan uğraşlardan biri benim için... Hayat yazılara da fotoğraflara da sığdırılabilir çünkü. Bazen bir fotoğraf içinizdeki duyguları döker ortaya, ağlatır bile sizi. Aynı bir yazı gibi... :))

Dilerim hayatımızı güzel yazılara ve fotoğraflara sığdırabilecek kadar dolu dolu yaşarız... :))



Bu da benim son çektiğim fotoğraflarım arasında en sevdiklerimden biri, Antalya yolculuğu sırasında çektiğim bir fotoğraf. :) An'ı fotoğraflamayı ayrı seviyorum. :) 



Kendimi çekmeye ise ayrı bayılıyorum. :) Hele saçlarım güzelken. Kendini beğenmiş ukala'nın biri değilim. Ama biraz kendini sevmemin kime zararı dokunur ki. İnsan kendini sevmezse, doğayı hayatı etrafındakileri nasıl sever ki? :)) 

Okuduğunuz için teşekkür ederim, Sevgilerimle... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bloğuma hoşgeldiniz. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.

İnşallah beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsınız... :)