11 Ağustos 2023 Cuma

Bir Hayal Daha Gerçekleşirken - Temmuz 2023 Değerlendirmesi


Bu fotoğraf 5 Temmuz akşamı çekildi tarafımdan, yüzümde "sonunda bir hayalim daha gerçekleşiyor ama bu durumun ciddiyetinde korkmaya başladım" ifadesi var.

Siz mutluluğumu görüyorsunuz değil mi? İçimdeki korkuyu bir tek annem babam anlıyordu. Düşüncelerim abartısız şunlardı;

30 yaşında bir birey olabilirim, ama bu zamana kadar yaklaşık 10-12 senedir, günlerinin çoğunluğunu anne babasıyla yan yana geçirmiş bir birey olarak onlarsız nasıl yaparım? 

Nasıl olur? Tuvalet işini nasıl hallederiz?

Dışarıya zaman zaman çıktığım gibi değil ki bu durum, her gün olacağım dışarıda; buna gerçekten alışabilir ve dayanabilir miyim?

Sahi, senelerdir istediğim bir durumda neden bu kadar yok sayılıyor ben gibi insanlar? Evine hapsediliyor, hayata kazandırma konusunda işverenlerin icraatlarında sadece "en işine yarayacağı seçme gibi bir durum var". Engeli ona dert olmasın, istediği gibi işçisini köle gibi kullanabilsin diye en ayakta olan engelliyi seçiyor çoğu işveren. (Kİ bu konu her alanda çok uzar gider.)

Netice olarak, nasıl oldu bilmiyorum; içinde olmayı istediğim bu duruma da çok alıştım ve çok sevdim. Ki tam alıştığım ve 20 gün boyunca çalıştığım üzere, daha işe girerken önceden planlı olan tatilimizi de belirttiğim üzere 27 Temmuz'da hakedişimi aldım ve 28 Temmuz'da deniz tedavisi görmek üzere, Mersindeki halamların yazlığına gittik. 10 gün boyunca girdiğim deniz de çok iyi geldi ve sonucunda 9 Ağustos'un ilk saatlerinde evimize vardık. Kısmetse önümüzdeki Pazartesi de işime yeniden döneceğim... :)

Temmuz böyle dolu dolu başladı ve dolu dolu geçti, benim için unutulmaz ve de gururlanmadan duramayacağım bir yaz ayı olarak hatıralarımda yerini aldı bile!


Temmuz Ayında Başka Başlangıçlar Da Oldu;


Yaz ayı çok müsait şekilde, zayıflayabileceğim bir ortam sunuyordu ve ben tam da Temmuz başladığı gibi Yumuşak Şekerimizi kullanmaya başlamıştım! Bahsettiğim yumuşak şeker, kendi girişimciliğini yaptığım Dr. Clinic'imizin zayıflamak üzere takviye gıdası bir ürünü.. Bu ürünü sabah ve akşam öğünlerinizin yarım saat öncesinde iki adet şekeri çiğnemek ve üzerine iki su bardağı ılık su içmek suretiyle tüketiyorsunuz. Toplam 15 gün boyunca kullandım ben bu ürünümüzü. 

İki adet şeker, yemeklerden yarım saat önce çiğnenince midenizde şişiyor ve zaman içinde sizin açlık hissinizi bastırıyor. Yeterince yediğinizden fazlasını yemenize izin vermiyor... :) Şimdi bende nasıl etki ettiğini ve şimdilik neden ara verdiğimi anlatacağım;

Ben ayın ilk gününden ortasına kadar kullandım ve işe ilk başladığım iki haftaya denk geldi ya, stresten yemek yiyemiyorum ve bu başta size anlattığım "Yapabilecek miyim? Başarabilecek miyiz?" düşüncesinden ötürü iştahım kaçtı sanacağım kadar yiyemez hale geldim! Abartısız 3 kaşık yemekten sonra zorla yer hale geldim. Meğer o geçiş evresi imiş, o şekere bünyem adapte olmuş. 

Tam o sırada da "yaz sıcakları dolayısıyla ürünlerin kargoda eridiği şikayetlerini aldıkları için 1 Eylül'e kadar satışa kapatıldı" haberi geldi. Elimde sadece 2 kutu vardı ve yarım kalacaktı zayıflama maratonum. Bir de tatile gideceğiz ne olsa, döneyim kullanmaya başlayayım ve o zaman başlayayım; 1 Eylül'de de devamını sipariş ederim dedim. Böylece kullanmayı bıraktım 15.günden sonra...

Sonuca geleyim; benim yeme düzenim yine eskisi gibi oldu, iştahım kesilmeden yemelere başladım ve o zaman anladım stres sebepli değil şeker sebepli iştahımın kesildiğini! :) Neyse, Temmuz ayında bu maceramla beraber, annem de ben başladığımda benimle zayıflama takviyemizi kullanmaya karar verdi! =) (Yukarıda gördüğünüz kolajda, en alttaki iki fotoğrafım; soldaki ayın biri, sağdaki ayın 12'si! Görülüyor aradaki fark yüzümden bile de mi?)


**
Bunun gibi başlangıçlarım daha oldu; misal tam yazmaya geri dönüyordum, işe başladım misal... Yaz boyu bebek örgüleri öreceğim, kışa hazır olacağım dedim ama işe başlayınca ip almaya dahi çıkamadım! Ama gördüğünüz üzere, bir adet bebek yeleğim hazır bile! =))

Bir tek kitap okumalarıma ara vermedim şükür ki; ay boyunca 2 tane de olsa kitap okuyabildim, üstelik yeni iş dönemimde kendime de vakit ayırmayı ve kendi kendimle kalmayı es geçmemem demekti benim için bu... :)


İşe Gider Gelirken Ayrı Bir Haz Aldığımı Farkettim Zamanla;


4 Temmuz 2023 günü sabahı ablamın aramasıyla bu işten haberim oldu ve görüşmeye gittim. Aynı günün akşamı benim sahilde stant açma planım vardı, yeğenimle oraya gidecektim. İlk böyle başladı her şey... 4 Temmuz 2023 görüşmeye gittim, iş görüşmem olumlu geçti ve 6 Temmuz Perşembe günü başlamak üzere evime gittim. Akşamına stant açmaya yeğenimle yemeğimi yiyip sahile indim, sonra üstüne yeğenimi gönderip geç vakte kadar da sahilde stant bekledim...

Sonra kalktım eve geldim, içimdeki haz çok büyüktü... Ertesi güne annemle Bursa'ya planlanmış şekilde yeğenimin Eyül'deki sünnet düğünü için kıyafet alışverişimizi yaptık ve bana bir çanta ile bir de matara aldık. Yeni işimde yeni çantam ve rahat şekilde su içebileceğim mataram olsun istemiştim...

Diyeceğim o ki, insan bir yola girdiğinde öncesinde hissettiği ve hayal ettiği her şey gerçeklikle savaşıyor. Önceki hayallerin ve "şöyle olsa" hislerinizin yerini, "bu ciddi ciddi yaşanıyor!" olgusu alıyor. Temmuz ayı başladığından beri bu haldeyim inanır mısınız? Ben meğer bildiğim ve sandığımdan da güçlüymüşüm. Gel git yaşadığım, ağladığım korktuğum ve garip hissettiğim haller içinde "cesaretimi kendim için daha sıkı kuşanabiliyormuşum!". Aksini düşünmememe rağmen daha güçsüz hissediyormuşum ve bunun farkına vardığımdan yana çok mutluyum :)

Hayatın İçinde Çalışabiliyor Olmak;


Sabah erkenden işine gidenlerin ve akşam işinden eve dönenlerin arasında yerini alabilmek benim için çok uzun zamandır beklenendi... Şimdi hayatım bundan sonra nasıl evrelere girerse girsin, biliyorum daha çok dışarıya çıkmaya hazırım artık; yaz kış, soğuk sıcak, akülü sandalyedeyim ve insanlar nasıl bakar ki! Demeden... 

Biliyor musunuz sabahları işe gider, akşamları işten dönerken bile; senin burada ne işin var dercesine bakan, ima eden ve de suratıma bıkkınlıkla bakanlar oldu. İşe gidip işten geldiğimi gördükleri gibi bana saygı duyduklarını da, nihayet beni anladıklarını da gördüm kimisinin. Birçoğunun da hala bu derecede bir ilgisini göremedim, "ne gerek var ki?" dercesine sorguladığını ve hadsizlik yaptığına da şahit oldum ama yok yine de aldırış etmemeyi öğrendim... 

Şimdi biliyorum; her ne olursa olsun savaşmaktan vazgeçemeyeceğim; çok korksam da, çok çekinsem veya çok strese girsem de... Bu durumlar beni hep bir adım ileride ve herkes gibi hayatta tutan şeyler olacak ileride de...

Kimine otobüste okuduğum kitabımla örnek olacağım, kiminin kucağımda bilgisayarımı görüp de "işe mi kızım?" deyip "evet" cevabını aldığındaki gözlerinde parıldayan ışığına destek olacağım; kiminin de hiç denk gelmediği ama yepyeni bir evredeki benimle karşılaştığı üzere, dünyası içerisine yeni bir hayat gerçeğini tartıştığı yol üstünden geçen normal bir insan! 2012'den beri, normal insan statüsünde olmayı özlemişim inanın ve umarım kimsenin zorunuza gitmesin! Bir engelli olarak, bunu özlemek; üstelik ailesi tarafından elinden gelenin yapıldığı bir yetişkin olsam da, hayatın içinde "engellenen değilmiş gibi yaşadığımı hissedebilmek çok iyi geldi!"


Bir Ayda İki Kere Saç Kestirme Meselem De Vardı;



Temmuz ayı boyunca saçımı kestirmeye uğraştım, esasında Haziran başında kestirecektim ya; "Eylül'de yeğeninin sünneti var, uzat ki saçını yaptırabilesin!" diyenlere kandım, kandırıldım!

Sonraki zaman diliminde de, karar verdiğim gibi kuaförümü boş yakalamam mümkün olamadı. Bir gün tam yakalamıştım, işten geç çıktığım ve havanın yağmurlu olmasına rağmen kuaföre ulaştığım gibi sıramı beklerken kuaför ablam rahatsızlandı. Bana sıra geldiği sırada kestiremeden saçımı evime döndüm! Üstelik, bugün git yarın gel durumu da yoktu; yarın tatile çıkıyorum eşim ve kızımla, 10 gün sonra geleceğim dedi! Düşünebiliyor musunuz halimi. Nasıl dayandım o uzun saça... :)

Kısa saça alışmış biri olarak ve kışın da banyoda çok üşüyen biri olarak, yazın da o uzun saçın taranmasından toplanmasına en çok zorlanan annemle ben olduğumuz için; saçımı kestirme kararım kesindi yine ve yolumdan dönme gibi bir mevzu olmadı... 

1 hafta içinde iki kez kestirdim böylece saçımı. =) Vur dedik mi öldürüyoruz malum, ilk kestirmeye gidebildiğimde "otobüsümü kaçırmamak adına, bir an önce düz kestirdiğim için; çok kullanışsız ve şekil almaz bir düzlükte oldu saç kesimim!" Sonra bir hafta sonra, doğum günümden bir gün önce gittim kuaförüme yeniden, "Abla kat atabilir miyiz saçlarıma hem yüzüm şişman göründü böyle, hem de saçlarımı taramak hala zorlu oluyor annemle bana banyoda" dedim. Kuaförüm sağolsun ikiletmedi, zaten bana kendi söylemişti "düzü belki kullanamayabilirsin ama!" diyerekten. Kuaför ablama tekrar teşekkürlerimi sunayım, her türlü memnunum ama son kesimde olduğu gibi katlı küt kesimi benim için en iyi kullanımı sunuyor; iyiden iyiye kabullendim!

Neyse yol yakınken geri döndüm yanlışımdan; üstteki kolajımda maviler son saç modelim, diğer fotoğraflar da 1 hafta önceki saç kesimim... (= Bana sıhhatler olsun ve sizlere de önerim olsun; siz siz olun, kendi rahatınız ve kullanım kolaylığınızdan yana ödün vermeyin. Bir anlık "mantıklı bulduğum" saç yaptırma davası sonrası, bir daha saç kestirebilmem "girişten kuaför yeri bulamamaktan da, her kuaförün saç kesimini beğenememekten yana da 1,5 ay sonrasına kaldı saç kestirmem resmen. Hayatınızın başrolü olarak, kararlarınız sizlerin olsun. Saç kökü sizde, yine uzar. Haziran başında kestirmem yeterli uzunluğa gelmiş olacak ve yine saç yaptırabilecektim istenilen gibi ama şimdi hiç umurumda da değil. :)


Velhasıl toparlayayım; 28'inde Mersin'e deniz tatilimize gittiğimiz üzere, 7-8 Ağustos tarihlerinde de evimize döndük. Bu yazımı tatilde ve öncesinde çalıştığım üzere yazamadım, ancak tamamlayabiliyorum. Ağustos'a Merhaba, Temmuz'a güle güle demeye bloğum için çok geç kaldım. Ama varsın olsun, sebeplerinin bu yazımda gayet anlaşılır olduğunu düşünüyorum...

Ağustos ayınız nasıl başladı? Mutlu mu, gergin mi, tatilde mi, işte mi? Her nasıl başladıysa başlasın, hayat her türlü olaydan kendine ders çıkarmak için çok kısa; kendimi çok kötü gördüğümden değil ama hayata dair çalışıyor olmanın verdiği normalliğine bile özlem duymuş olan beni hatırlayıp, Ağustos'ta da bundan sonraki zaman diliminizde de her anınızın kıymetini bilmeyi unutmazsınız umarım. Sadece içimden geldiği için bu notu eklemek istedim. Ağustos ayı Temmuz ayından daha verimli ve daha bereketli geçsin! :) 

Sevgilerimle...